Biz neyi kutladık?

Kimileriniz hatırlar, 1900 lü yılların başına gelindiğinde Osmanlı perişan durumda idi. Bütün ekonomisi yabancıların eline geçmiş, tersanelerinden, tütünden tutun buğdayına, bankalarına kadar her şeyinin planlaması yabancı şirketlere ait olmuştu. Ulusal egemenlik tamamen yok edilmişti. Ordu komutanlarımız bile yabancılardan seçilir olmuştu. Türk kelimesi sadece Avrupalılar tarafından değil, özellikle padişah yanlıları tarafından bile küfür anlamına gelmeye başlamıştı. Emperyalizm, Türklerden intikamını almak onları önce başını bir daha asla kaldıramayacak şekilde köle yapmak, sonrada asimile edip tarih sahnesinden silmek için son hazırlıklarını yapıyordu. Bu iş için son derece önemli olan Sevr anlaşmasını padişaha imzalatmışlardı. Tabii böyle bir yok oluş anlaşması halka çok kolay kabul ettirilemezdi. Bunun için işbirlikçi padişah kendine biat eden kolluk kuvvetlerini kullanacak, halkın yabancılara direnmemesi fetvasını verecekti. İşler tam emperyalistler ve içerdeki işbirlikçileri tarafından başarı ile uygulanmaya çalışılırken bu gün bile emperyalistlerin ve uşaklarının adını duyduklarında mide krampı geçirdikleri MUSTAFA KEMAL ortaya çıkıp, Türk halkını emperyalistlerin ve uşaklarının elinden alıyor, imzaladıkları ihanet belgesi Sevr antlaşmasını yırtıp suratlarına patlatıyordu. 

Anlattığım bu olayların büyük bölümünü yeniden yaşadığımızın farkında mısınız? Bankalarımızdan sanayi tesislerimize her şeyimiz yabancıların eline geçmiş durumda. Devlet bilinçli olarak inanılmaz biçimde borçlandırıldı. Parayı verenin düdüğü çalacağı misali, politikalarımızın tamamı AB+D tarafından belirleniyor. Adına abdestli kapitalizm dedikleri zihniyet çok uluslu emperyalistlerle iş birliği içinde ülkenin bütün değerlerini sömürüyor. Sırf emperyalistlere yaranma adına tarih boyu karşı durduğumuz Haçlı ordularına bir mazlum ülkenin işgali için ordumuzun bir bölümünü tahsis ediyoruz. Komutanımız ise Yunan asıllı bir ABD li. Liman von Sanders’den Yunanlıya. Nasıl bir diz çöktürülme operasyonu içinde olduğumuzu bir düşünelim. 

Biz dün neyi kutladık tı? Ulusal Egemenlik bayramı…. 

&&&&& 

Her sabah yaptığım gibi dün sabahda yürüyüş için sokağa çıktığımda tanıdık yüzlerle karşılaştım. Bir kadın ve yanında 6/7 yaşlarında bir erkek ve bir kız çocuğu. Uzun süredir yıkanmamaktan ve devamlı çöp karıştırmaktan kir pas içindeler. Beklide çocuk bayramından haberleri bile yok. 

Sadece onlar mı? Ailesinin geçimine katkı için oyun yaşında işe gönderilmiş, narin bedenlerinin tezadı işler yaptırılan çocuklarında haberi yok sanırım. 

Çocukluktan çıkmadan üç kuruş karşılığında, adına töre denen satış organizasyonu ile birilerinin arsız şehvetine meze olarak sunulan çocuklarında haberi olduğunu sanmıyorum. 

Hele hele, kırmızı ışıkta durduğunuzda arabanızın camına yapışan, kiminizin içini bulandıran o sokakta yaşayan çocukların da hiç haberi olmadığını sanıyorum. Bunlar hemen aklıma gelenler. Hapis olan anneleri ile yaşayan çocuklarımızdan başlayarak liste istendiği kadar uzatılabilir. 

Biz dün neyi kutladık tı? Çocuk bayramı… 

ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMInız kutlu olsun efendim. İçinize siniyorsa, , ,  

İzmir 2011-04-24