Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Aralık '06

 
Kategori
Bayramlar
 

Biz olmazsak, bayram da olmaz

Biz olmazsak, bayram da olmaz
 

Zamana değer katan biziz. Bayramı bayram yapan, yeni yıla anlam veren, geceyi, gündüzü pırıl pırıl renklendiren biziz. İnsanlar olmasa doğanın bu muhteşem güzelliğini değerlendiren de olmaz, değerini farkeden de...

Bayram heyecanıyla sabahın erken saatlerinde kalkarak bayram namazı için hazırlık yapılan bir evde, ev ahalisinin özenle giyinmesi, yeni alınan giysilerine kavuşması, ardından babanın camiye uğurlanışı, varsa çocukların da babalarının peşine takılışı, namazdan sonra eve gelindiğinde aile içi bayramlaşmanın tadı, tuzu, lezzeti, yıllarca unutulmayacak güzel bir anı olarak belleklerdeki yerini alırken, diğer sabahlardan farklı bir davranışın sergilenmediği bir evde, bu atmosfer yaşanmadığı gibi bayram olduğunun farkına da varılmaz.

Yani her şey bizim davranışlarımızla belirleniyor ve anlam kazanıyor.

İki yıl önce Mekke'de geçirdiğim bir yılbaşı gecesi etrafta, bir yılın bittiğini ve yeni bir yılın başladığını gösteren hiçbir işaret yoktu. Sıradan normal bir akşamdı. Dünyanın pek çok ülkesinde yer yerinden oynarken, orada en ufak bir hareket bile bulunmuyordu.

Zaman zaman şikâyet ettiğimiz eski bayram heyecanlarının yaşanamama sebebi de budur. O günlerde bayrama katkımızla, bugünlerdeki bayrama katkımız arasında farklılıklar meydana gelmiştir.

Bayramların dinî-manevî tarafı yanında, bizi en çok etkileyen yönü, maddî tarafıdır. Yaptığımız her tür kutlama, ziyaretler, seyahatler, geziler, hediyeler, elle tutulur gözle görülür şeyler değil midir?

İşte bizi etkisi altına alan bu uygulamalarda zamanla bazı eksilmeler olmuştur. Bunların yerini farklı biçimde dolduramazsak, insanların dikkatini ve ilgisini çekecek yeni şeyler bulamazsak, zamanla bayram kutlamalarının heyecanı daha da azalacaktır.

Ekonomik imkânların artması, olumsuz birinci etkendir.

Yılda bir kere yeni elbise, yeni bir ayakkabı sahibi olabilen ve bu sevinçle bayram gecesi sabaha kadar cicileriyle birlikte yatağa giren bir çocuğun sevinciyle, canı her istediğinde dilediği markayı alıp giyebilen bir çocuğun bayram heyecanı aynı olabilir mi?

Yılda iki kere camiye gitmek ve büyük bir kalabalıkla topluca namaz kılmak, namazdan sonra bütün cemaatle, bir bir bayramlaşmak, bu arada tanıdık tanımadık büyüklerin hemen hepsinden bayram harçlığı almak, bir çocuğun zihninden kolay kolay çıkmayacak bir anıdır.

Günümüzde ise "namaz" kelimesi, dini ve İslâm'ı çağrıştırdığı için uzak durulması gereken bir kavram. Cami, zaten önünden geçilmesi bile tehlikeli olan bir mekân. Hele bu bayrama adını veren kurban, neredeyse vahşetin simgesi olmuş.

Şimdi siz gelin de eski bayramların tadını yaşayın.

O zamanlar bayramdan bayrama yazılan tebrik kartları bile, insanı heyecanlandırmaya yeterdi. Çünkü birbirinden güzel, renkli, çiçekli, kokulu bayram kartları, sadece yılın bu iki özel döneminde ortaya çıkar, başka zamanlarda aransa da bulunmazdı.

Uzak akraba ziyaretleri, belki aylardır görmediğimiz dayılar, teyzeler, halalar, amcalar, dedeler, kuzenler bayram vesilesiye ziyaret edilirdi.

Şimdi elimizde telefon, akşama kadar gönderdiğimiz mesajlardan birini de bayram tebriği için gönderiyoruz. Yeni ve değişik bir şey yok ki...

Kolay ulaşım imkânları, özel arabamız da, bizi artık sık sık yakınlarımızla biraraya getirmeye yetiyor.

Kısacası bayramların maddî manevî bütün özelliklerinde erozyon yaşanıyor. Sonuç da elbet buna bağlı olarak farklı olacak.

Her şeyden ümidi keser ve işi oluruna bırakırsak, elimizin altındaki değerler kayıp giderken, insanların kalbinde ve beyninde meydana gelen boşlukları dolduracak başka birileri çıkar. Ruhumuz da bedenimiz de boşluk kabul etmez. Ama doğru ama yanlış, başka inançlar, başka âdetler, başka gelenek ve görenekler, hemen yerini alıverir.

Sonuç olarak şikâyet ettiğimiz her şeyin sebebi yine biziz. Yani insanlar... Çünkü ne ekersek onu biçiyoruz.

Yeni yılın bütün günlerini bayram sevinciyle yaşamanız dileğiyle...

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..