Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Mart '10

 
Kategori
Siyaset
 

Biz Türkleri Neden Sevmiyorlar?

Biz Türkleri Neden Sevmiyorlar?
 

Avrupa'lı acaba hala böylemi düşünüyor..


Şöyle bir yakın tarihimize bir göz atın. Yazılan yazıları, kitapları okuyun. Bu arada yakın tarihimizi öğrenirken, Türklerin hiçte sevilen bir millet olmadığı noktasında bir takım notlar görürsünüz. Hatırlayınız lütfen “Türk’ün, Türk’ten başka dostu yoktur” sözü neden ortaya atıldı? Bunu söyleyen acaba gerçekten aşırı milliyetçi duygularla mı söylemiştir ve bizim zihinlerimizde yer etmiştir, dilimize pelesenk olmuş ve lügatimize girmiştir. Yoksa öylesine mi söylenmiştir. Gerçeklik payı var mıdır?

Dünya’da aleyhimize olacak ve gelişebilecek en ufak bir olayda “bizi sevmiyorlar” ya da “anladık ki Türk’ün Türk’ten başka dostu yokmuş” gibi lakırdılar duymuşsunuzdur ya da okumuşsunuzdur. Özellikle, spor müsabakalarında aleyhimize alınan ve verilen kararlarda, bunu çok sık dile getirmişliğimiz vardır. Mesela, İsviçre’de bildiğim kadarı ile “Türk” kelimesi, pekte hoş olmayan şeyler düşündürebiliyormuş bir İsviçreliye. Almanların uzun süre neden “Turken Raus” dediklerini de bir sorgulamak gerekir. Ya Fransa’nın Türklere karşı tutumu? Bugünkü AB sistemi içinde biz Türklerin ya da Türkiyelilerin neden sistem içinde istenmedikleri, yabancı ülke sınır kapılarında neden biz Türklere “öteki” muamelesi yapıldığı, Türklerin pek çok ülkede hala neden yabani ve "barbar" gibi görüldüğü bilgisini kimse tartışmıyor? Bugünkü Avrupalı pek çok insanın zihninde “kaçın Türkler geliyor” polemiği neden yer etmiş. Yurt dışındaki pek çok ülkede yabancı düşmanlığı kategorisinde gizliden Türk düşmanlığı ya da Türkü sevmeme, Türk’e kin ve nefret duyma hissiyatının hakim olduğunu gözleyenler tarafından hep söylenir.

Peki, bizim dışımızdaki veya Türk dünyası dışındaki milletler, gerçekten biz Türkleri sevmiyorlar mı ? Bu konu epeydir, zihnimi kurcalar oldu. Bunu bir tartışalım, kendi kedimize..

Öncelikle, bu olayın bir devlet politikası olduğunu sanmıyorum ben. Yani, yabancı düşmanlığının olduğu, yabancılara, özellikle Türklere karşı bir nefret duyulmasının, bir ülke politikası olduğunu zannetmiyorum. Evet, bazı devletlerin yönetiminde “Türk karşıtı” olan siyasetçiler elbette ki vardır. Hatta bu kişiler bu nefretlerini ve karşıtlıklarını, devlet politikası şekline dönüştürmek bile istemişler, denemişlerdir, denemektedirler de. Ama ben yine de bunun bir ülke politikası olamayacağı kanaatindeyim.

Öyleyse, neden o zaman bu karşıtlık, bu kin, nefret ? Bunun temelinde ne yatar? Örneğin, şu aralar ülkemizde misafir olan Almanya Şansölyesi sayın Merker’in Türkleri sevmediği yolunda söylentiler var. Siyasi açıklamalarına bakarsanız da, bu söylemi kuvvetlendirecek deliller var gibi. Örneğin, Almanya’da bir Türk okuluna karşı ama Türkiye’de bir Alman Üniversitesi açılmasına şiddetle taraftar ve hatta biraz ısrarkar. O zaman bu ne çelişki deyivermek gelmiyor mu, insanın içinden.

Türklerin sevilme, sevilmeme meselesini masaya yatırırken, bir öz irdeleme yapıp, önce iğneyi kendimize, sonra çuvaldızı başkasına batırmak doğru olmaz mı ? Avrupa’da neredeyse 10 milyonun üzerinde Türk’ün yaşadığına dair bir bilgi var. Bir de diğer dünya devletlerini bir düşünelim. Bu ciddi bir popülasyon. Peki, bu kadar ciddi bir popülasyon, başta Avrupa olmak üzere, diğer devletlerin haklarının nefretini kazanmışlar mıdır? Evet, yabancı düşmanlığı yapan insanlar vardır ama bence bunu genele yaymak yanlış bir tutum olur. Ancak, Türklerin neden istenmediği ya da sevilmediği konusunda, onları haklı çıkartacak bazı ön değerler var. Mesela, tüm Avrupa’da, Türklerin tam olarak yaşadıkları yere entegre olmadıklarına dair görüşler hakim. Onların dillerini, kültürlerini öğrenmek için çaba sarf edilmediği söyleniyor. Kaldı ki, yabancı bir ülkede iletişim kurmanın en temel şartı, o ülkenin dilini konuşmaktır. Onlarla “entegre olabilmenin” de en temel şartı budur ve bir diğeri de onların yaşam biçimlerini ve kültürlerini öğrenmektir. Eğer bunları öğrenmeyip, algılamazsanız ve saygı gösterip, onların yaşam biçimlerini uygulamak yerine sorgularsanız ve kendi istediğiniz biçimde yaşamaya kalkarsanız, bir süre sonra sistem sizi o çemberin dışına atmak isteyecektir. Çünkü kurulu olan ve kuralları belirlenmiş bir sistemin dışında bir çark işletiyorsunuz demektir. Bu kendi ülkemiz için de geçerlidir. Avrupalıların en çok şikâyeti, Türk gibi davranmak, buradaki gelenekleri orada da sergilemek ve onlar gibi konuşup, onların sisteminin gerektirdiği biçim ve biçemde yaşamamak. Bu sebepler birincil karşıtlık gerektiriyor olabilir mi ?

Bir diğer önemli konu ise, genel olarak Türkler hakkında yanlış ve eksik bilgilere sahip olmalarından kaynaklanıyor. Tarih okumuyorlar ya da yanlış bilgilerle bezenmiş bir tarihi okuyup, benimsiyorlar. Yakın zamanda bir yazı okumuştum. Bir dünya devletinde, Türklerin hala Akıncılar gibi seferlere gittiklerini ve göçebe gibi yaşadıklarını ve öğrencilerin hala böyle öğrendiklerini anlatıyordu. Amerika gibi bir ülkede orta öğrenimde okuyan öğrencilerin Türkiye’yi Afrika haritasında aramaları da buna iyi bir örnektir. Günümüzden bir başka örnekte ise; Amerika’da çok bütçe ile çekilen Pasific adlı bir filmde 2. Dünya savaşı zamanlarını anlatırken, Türk-Yunan savaşına değinmişler ve İzmir’in Yunanlılardan alınmasını işgal olarak betimleyerek, aslında İzmir’i Yunanlıların değil de Türklerin yaktığını ve burada yaşayan Yunan ve Rum vatandaşların, zorla buralardan gönderildiğini ve öldürüldüklerinin anlatılıyor olması. Tüm Amerikalıların nasıl bir yanlış bilgiyle beslendiklerine dikkatinizi çekerim.

Bir de bu filmin tüm Amerika’da hatta başka ülkelerde de yayınlandığını düşünün. Biz bugün bile hala “Doğu Ekpresi” filminin izlerini tam olarak silememişken ve Türkiye hala o filmdeki gibi betimlenirken, Türkiye de hala boy boy kara çarşaflı kadınlar, takkeli, cüppeli erkeklerin arkasında giderken çekilmiş resimleri, turizm dergilerine konu ettirilmesine müsaade ederken, her gün bir darbe iddiası ortaya atılıyorken ve asker sürekli kötüleniyorken, bu ülkede halkın refahı ve gelişmesi için tedbirler alınamıyor ve içi boş demokrasi paketleri havada uçuşuyorken, eğitimimiz, teknolojimiz ve dış politikamız istediğimiz gelişme ivmesini gösteremiyorken, terörist örgüt mensupları, ellerini, kollarını sallayarak eylem yapıp, Avrupa Parlamentolarında Türkiye’yi sürekli kötülüyorken ve buna izin verilir ve bir önlem alınamazken,

Türklerin “dönerci”, “kokereçci” veya “Lahmacuncu” diye bilinmelerinin dışına çıkması gerekir. Bizim oturduğumuz yerde “bizi neden sevmiyorlar” diye düşünüp durmamızın hiçbir önemi yoktur.

../..

 
Toplam blog
: 671
: 2572
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

Anadan doğma bir İzmirliyim ve bu şehirli olmaktan gurur duyuyorum.. Hem bu şehirde doğmuş, hem b..