Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Aralık '10

     
    Kategori
    Eğitim
     

    Biz zavallılar

    Gündelik hayatta “amaç” ile “sonuç” bazen uyuşamaz. Tıpkı benim bu başlıkta amaçladıklarım ile kendini bu başlığın kapsamında değerlendiren kişilerin uyuşmaması veya kapsam bakımından birbirini tam anlamıyla karşılamaması gibi. Ben bir KPSS kurbanıyım diğer yüz binler gibi. Yıllardır okullarda süründürülerek öğretmen olma hakkını elde etmesine rağmen bazı siyasi politikalarla meslektaşlarımla kıyasıya yarışmak zorunda bırakılmam beni kurban yapıyor. Ayrıca bu sınavın uygulanması ve daha önemlisi faydasıyla ilgili öyle trajikomik çelişkiler de var ki dillendirilmeye değer. Tüm öğretmenlerin sınav içeriğindeki bilgilere sahip olması gerektiği su götürmez. Bu anlamda bu sınav elbette gerekiyor; lakin gelin görün ki sınavın içeriğindeki bilgileri kaç öğretmen tam anlamıyla veya eksik gedik öğretmenlik mesleğine uyarlayabilecek. Yani bu sınav asıl (görünen) amacına ulaşabilecek mi? Tabi ki hayır. Şundan eminim ki bu sınav içeriğini, özellikle de bizlere sordukları öğretme yöntem ve teknikleri mesleğini icra ederken hiçbir öğretmen tam anlamıyla uygulayamayacak. Yarım yamalak belki birkaç kişi –o da çok idealist olursa ve gerekli koşulları olan okula tayin edilirse- uygulayabilir. somut bir yaman çelişki ki; öğretmen adayları rekabet yerine işbirlikli öğretim içerisinde ve dayanışma ortamında öğretim yapmaları gerektiğini, birbirileriyle kıyasıya bir rekabet içerisindeyken öğreniyorlar. Aslında dünyadaki en modern yöntem ve teknikleri öğrenmemize rağmen bunları zaten uygulamamız tuhaf olur. Neden mi? Çünkü yüzyıllardan beri varolagelen bir anlayış ki öğretmen anlatır öğrenci dinler. Yüzyıllardır uygulanan bir anlayışın vereceğin bir buçuk yıllık bir formasyon dersi ve uygulanacak bir sınavla değiştirilebileceğini hiç sanmıyorum. Bu değişim ancak gelişmeye tahammülü olmayan yobazlar tarafından kapatılan ve müthiş bir sistem olan köy enstitüleri ile gerçekleşebilirdi. Bir kpss ile değil. Eğitim sistemimizin değiştirilmesi meselesinde de; Yapılandırmacılık sistemini uygulayacağız falan…Bu değişiklik öğrencilerin performans ödevlerini başkalarına yaptırmaları ve öğretmenlerin de bunları değerlendirmelerinden öteye geçemedi ve de geçemezdi. Ama biz zavallıları da bu sürecin devam etmesini sağlayabilmemiz açısından zikretmek gerekir. Bu ‘ben nasıl olsa hayatımı kurtarırım’ tarzındaki bireysel yaklaşımlar sürdükçe, bizler korkudan sustukça ya da biz susmadığımız halde kitle iletişim araçları bizim bağırışlarımızı duymadıkça, yayınlamadıkça ya da değiştirerek yayınladıkça ve bizler televizyondaki birkaç züppenin hayatını izlemek, ona özenmek biçiminde gerçek hayatta dahi bir seyirci konumuna sokuldukça nice köy enstitüleri kapatılır ve nice kpss’lerle boğuşmak zorunda bırakılırız. Aslında bu başlıkta herkese bir pay var. KPSS’ye girenlerden ÖSS’ye ve diğer onlarca sınava girenlere, işsizlerden sevmediği ve ‘işsiz kalmaktansa en kötüsü dahi olsa yine de bir işim olsun’ mantığıyla hareket ederek yaptığı işten memnun olmayanlara, esnaftan küçük sanayicilere kadar herkes bu kapsayıcı başlıktan kendine bir pay çıkarır ve de bence çıkarmalı. 

     
    Toplam blog
    : 1
    : 194
    Kayıt tarihi
    : 08.12.10
     
     

    Ege Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezunum. (2006) sonraki yıl Adnan Menderes Üniver..