Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ekim '13

 
Kategori
Deneme
 

Biz

Bazen öyle bir duygu deryasına düşer ki insan ne olduğunu, nasıl olduğunu sorgulamaksızın yaşar. Zaman zaman çılgınlıklara meyil verenin sadece gülüş ve sevişten gelen olduğunu düşünür ve düşündürürsünüz. Aslında her şey daha bir anlam yüklediğini söyleyemediğiniz anlarda boğuşursunuz kendinizle. Ve bunu saplantı haline geldiğini düşünen çevrenizdeki dost ve arkadaşların söylediklerine kulak asmaz, umursamaz bir tavır sevgilersiniz. Aslında onlar da bilir sevgimin nasıl sevecen olduğunu. Anlaşılmaz taşınmaz olduğunu bildikleri için çok fazla çabaya girmezler ve girmelerine izin vermem. Yaşayışım ve yaşantım kimseyi ilgilendirmez diyorum ama ilgilerine ihtiyaç olduğumu da söylemekten vazgeçmiyorum. Yanımda yanıbaşımda olmaları güç veriyor, dahası da cesaretlendiriyordu. Aslında sevgiye kapılmamın birden çok sebepleri vardı, ama tek sebebi oydu sanki. Derinliklerdelilikler ondan yaşandığını söyledikçe gülüyorlardı bana. Ne bileyim onların gülüşlerinden mi feyz alıyordum, anlamıyordum. Anlayamıyordum. Belki de anlamak işime gelmiyordu.

Gidişleri ölüm, gelişleri büyük heyecandı. Gülüşleri cennet, düşüşleri cehennemdi. Konuşması 4 mevsim, susuşu sadece son bahar ve kışdı. Oysa Mevsimler yaşarken Sadece 2 mevsim daha kötü betimliyordu beni dışarıya. Neyin ne olduğunu daha fazla görünme çabasından geri çeksem de kendimden, çektikçe daha çok ben olmaya başlamışım. Aslında sadece giyilmiş bir paltonun içinde ısınmanın tadını varan kişi olmak varken, o paltonun altında soğuk titreyiş içinde durma çabası gösteren olduğunu bilinmek ne kadar iç acıtısı olduğunu düşünmek üzüyordu beni. Ve amansız zamansız bekleyişlerimin çıkarsızlığında kaybolurken ben şimdi kayıp şehirlerde kaybımı aramak üzere yorulmuş ve yorgunluya bitap düşmüş biri olmak üzücü. Kendimi bağladığım her limanın yıkısını izlemek dalga kıranlarını ve o dalgalarda sallantılara maruz kalmak, başlıbaşına acı vermeye başlamıştı ki bana acım dindirilmemeliydi belki de. Çaba buydu başarı ile sonuçlanmıştı da. Görmeki stediği bu değildi, ama isteklerinin içindeydi belki de.

Hemen aklıma Gelen Bir söz takıldı dilime.

"Görünmez bir mezarlıktır Zaman" A.İLHAN

Bunu defalarca tekrarladım ve çıkardığım tek sonuçtu, her ölünün mezara girmediği.
Bunun çıkarı olan hayatın bağımsızlığında bağdaşlaşmamamızın bir simge haline gelmesi de ayrı bir hüzün bırakırdı.
Mutluyduk, Mutluluk tattık.
Üzüldük, üzüldüğümüzde ölümü gördük.
Ve sevdik, Severken sevildik beklentisiz Aşk Gibi_
Çünkü Biz Sevgimizi Bıraktığımız duraklarda arama çabalarından vazgeçmemiştik.
çünkü biz Bilmediğimiz şehir de kaybolmanın güzelliğini daha unutamamıştık.
 

KAYIP ŞEHRİN KIMILTISIZ BİR AKŞAMINDA ÜŞÜRKEN KESE KAĞIDINA DÖKÜLEN Sen Ben ve Biz

 

ali türkmen

 
Toplam blog
: 54
: 422
Kayıt tarihi
: 13.05.13
 
 

Radyo programcısı ve İzmir Eylül Universitesi Metalurji Malzeme ve Mühendisliği okumaktayım.   Di..