Biz

Onyedi yıl az bir sure değildir ülke yönetimi için. Neredeyse çeyrek yüzyıla yakın bir zaman dilimi içinde koltuğunu hiç bir partiye kaptırmayan bir siyasi pertiden bahsediyoruz.

Adı; Adalet ve Kalkınma Partisi.

Zaman zaman mesela 7 Haziran seçimlerinde tek başına iktidar koltuğunu kaybetmiş olsa da diğer siyasi partilerin desteğiyle seçmen yok sayılarak seçimlerin tekrarlanması süretiyle tekrar tek başına iktidar koltuğuna oturtulmuş, ardından partili cumhurbaşkanlık sisteminde de gene bütün siyasi partiler elbirliği yaparak Erdoğan'ın seçilmesine dolaylı destekleri doğrultusunda gerçekleşmiştir.

Bu tespitimi şuradan yapıyorum; 7 Haziran seçimleri sonucunda seçmen CHP+MHP ortak hükümet kurma görevi verdiği halde ellerinin tersiyle geri çevirerek Erdoğan'ın tekrar seçilebilmesi için altı ay sonrasına tekrar seçim kararı alınmıştı hatırlayalım.

Cumhuriyet tarihinde böyle bir şey görülmediği gibi dünya'da da örneğine rastlandığını zannetmiyorum.

Üstelik altı ay süre içerisinde, bana göre tüm siyasi partilerin sorumlu tutulması gereken terör olayları yaşanmış başta Ankara Gar'ında olmak üzere ve yüzlerce insanımızın hayatına mal olmuştu.

Evet, seçimler yenilendiği için insanlarımız terör yüzünden ölmüş ve AKP/CHP/MHP/HDP sorumlu tutulmalıdır..

Adalet ve Kalkınma Partisi'nin onyedi yıllık iktidarı döneminde yapılmış olan yatırımlara sözümüz yok. Garanti sözleşmeli köprü yatırımların zarar bölümüne de amenna, o da kabülümüz ama terör yüzünden insan ölümü noktasında tüm partilerin karşısında dururuz.

Seçmen yok sayılarak 7 Haziran seçimleri tekrarlanmasaydı o insanlar ölecek miydi sizler karar verin sevgili okurkarım..

Gelelim 31 Mart seçimleri için meydanlardan söylenen sözlere..

Meydanlardan CHP/İP/SP/HDP terörle ilişkilendirilerek oy almaya çalışılıyor. Dev ekranlardan geçmişte HDP eş başkanının söylemiş olduğu 'İmralı'nın heykelini dikeceğiz' sözleri yayınlandığını gördük.

(İmralı hapishanesinde yatan elebaşı)

Tamam bu sözler için derhal işlem yapılmalı ve HDP anında kapatılmalıdır ama biz gene de bu partiye hazineden seçim ödeneği tahakkuk ediyorsak çuvaldızı kendimize batırmamız gerekiyor diye düşünüyorum.

Aslında siz biz diye ayırmak da yanlış!

Kürt Türk Laz Çerkez Gürcü Roman hep biriz. HDP'yi anayasa kuralı delinerek kim ve neden kurdu? bunun sorgulanması gerekir.

Öyle ya Türkiye Cumhuriyeti anayasası'nda etnik bir partinin kurulması kesinlikle yasak olduğuna göre böyle bir partinin kurulmasına nasıl izin verildi?

(AKP'yi kastetmiyorum. Taa 35 yıl önce bu partinin temelleri atılmış ve günümüze kadar gelinmiş..)

Hangi siyasi parti ve partiler ABD'nin isteği doğrultusunda bu partinin meclise girmesi sağlanarak anayasa kuralını yok saymış veya saymışlar?

Asıl aranması gereken soru ve cevabı bu olmalı.

Bir an için şöyle düşünelim; ülkede kırk yıldır hiç terör olayı yaşanmamış ve öyle bir terör örgütü yok ve de HDP diye siyasi bir parti yok.

Terör meselesi olmasa Suriye meselesi de olmazdı değil mi?

Öyle ya terör örgütü olmasaydı ne işimiz olurdu Suriye topraklarında..

Yazık değil mi şimdi CHP seçmenine, İYİ parti seçmenine. SAADET seçmenine, hatta HDP seçmeninin büyük bir bölümüne de yazık çünkü büyük bölümü bölünmekten yana değil Türkiye Cumhuriyeti şemsiyesi altında hep beraber yaşamaktan mutludur.

İnsanları ötekileştirmek sadece Amerika'nın işine yarar ve yarıyor.

Tek bir soru soracağım; terör örgütleri ve terör olmasaydı Amerika bunca silah ve mermileri kimler için üretecekti?

Sonuç ortada. 

31 Mart'ta seçmen siyasilere iyi bir ders vereceğine ve cumhuriyetimizin 100. yılına yakın yeni bir siyasi oluşumun adımlarının atılmasına yönelik bir fotoğraf oluşturacağını düşünüyorum.

Sen ben değil..

BİZ!