Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Haziran '14

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Bizde bi Memet dayı vardı..

Bizde bi Memet dayı vardı..
 

Çocukluğumun geçtiği mahallede yan komşumuz rahmeti Memet dayımız vardı eski sosyal demokratlerdan.

İlk mektebi bitirmiş olmasına rağmen genel kültürü çok zengin ve tarih kitaplarını çok okurdu. Tarihteki sadrazamlardan tutunuz padişahlardan kapıkulu askerlerine kadar bilmediği konu olmaz ve tarihte yaşayanların karakter yapılarına kadar son derece bilgi donanıma sahip biriydi.

Evimizin bir köşesinde ona ait özel bir koltuğu vardı. Aralıksız olarak her akşam bizim misafirimiz olurdu. Misafir de denemez adeta ailemizin bireyi gibiydi.

Kasaba merkezinden köylere olan uzaklık nedeniyle gün içinde köye dönüş yapamayan kişiler sık sık bize yatıya misafir olurlardı.

Özel koltuğunda oturmakta olan Memet dayı yatı misafirlerin karakter yapılarına göre lakap verirdi. Lakaplar genelde tarih kahramanları veya tarihte yanlışlık yapan kişilerin isimlerinden oluşurdu. Gündelik yaşamdan da isimler bulurdu..

Lakap ile kişilerin yapısı arasındaki benzerliği öyle bir örtüştürürdü ki, kişilere yakıştırmış olduğu lakabı söylediğinde kalabalık aile evimizin içinden yükselen kahkahalarla adeta duvarlardaki kireç sıvalar dökülürdü neredeyse..

Mesela babamın amcasına lazca dilinde 'kotula uça' yani 'ensesi kara' lakabını takmıştı.

Her işe her probleme çözüm bulan pratik zekaya sahip her zaman rahmetle andığım merhum amcama 'zembelek' lakabını vermişti. Zembelek kurmalı saat aksamlarından durmak bilmez en önemli aksamlarından biridir bilirsiniz..

Bedavacı kuzene ne lakap takmıştı biliyor musunuz?. Hani erik ağacın dibine oturmuş ve ağacın doruğunda benim topladığım meyvelerin hazırından yiyen bedavacı Oflu'dan bahsediyorum.

'Oflu' lakabını ona abim takmıştı. Nedenini bilmiyorum

Ama en önemlisi Memet dayının takmış olduğu lakabı.

'Palavracı' lakabını takmıştı..

Küçük biradere 'ciğmir'. Lazca dilinden esinlenmış bir lakap. Tercümesi; ateş közüne dokundurma parmağını 'cız' olursun!..

Tıpatıp aynı. Aman tartışayım deme. Laflarıyla yakar kavurur bronzlaşırsın!

Ya benden bir büyük abime vermiş olduğu lakap?

Hani pizza yeme canı çektiğinde İtalya'ya uçan, dünyanın dört bir yanını neredeyse dolaşmış olan var ya o abimden bahsediyorum. Büyük abim banka emeklisi. Biz dört erkek üç kız kardeşiz.

Rahmetli Memet dayının pizzacı abime takmış olduğu lakap 'çitir'. O sizin anladığınız ve bildiğiniz çıtır değil..

'Çıtır' lazca dilinde henüz olgunlaşmamış mısır'a verilen isimdir.

Haşlanarak yemiş olduğumuz mısırdan bahsediyorum..

Haşlasanız da közde de pişirmiş olsanız çıtır mısır yenmez. Çünkü henüz olmamış halidir mısırın. Sütlüsü bile değil sanki benek halindeki durumudur.

Vay çıtır mısırı hasat eden tarımcıların haline!

İşe yaramaz çünkü o hasat..

Yesen yiyemezsin!

Satsan satamazsın para etmez!

Eyvah eyvah!

Oysa adı; mısır!

Ha, Memet dayının bana takmış olduğu lakabı merak ediyorsunuz değil mi?

İlginçtir, ısrarlara rağmen bana lakap takmadıydı..

'Neden?' diye sorulduğunda, 'ona lakap yok!' derdi. Işıklar içinde yatsın Memet dayı.

Beni bir rahmetli amcamın vefatı derin üzüntüye boğmuştur bir de Memet dayının, annem ve babamın vefatları dışında..

 

 

 

 
Toplam blog
: 2327
: 450
Kayıt tarihi
: 03.07.07
 
 

25.05.1960 doğumlu. Üniversite terk. Müzik, seyahat ve tiyatro sever. Antalya Devlet Tiyatrosu'nd..