Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Mart '17

 
Kategori
Deneme
 

Bize Bilimin Önderliğinde Güçlü Bir Hikaye Gerekiyor-2

Bize Bilimin Önderliğinde Güçlü Bir Hikaye Gerekiyor-2
 

İnsanlık var olduğu zamandan beri hemen hemen hiç değişmeyen bir kural daima geçerli oldu. Avlayabildiğin sürede hayatta kalabilirsin. Avlandığın sürede yok olmaya mahkûmsun. Rivayetlere göre ki; birçoğu konu kesinlikle rivayettir, inandırmadır belki de bilinçli kandırmacadır; bu konuda neden böyle düşündüğümü daha sonra açıklamaya çalışırım. Bilim kimi zaman insan hayatını kolaylaştırırken, günümüzde onu bir tüketiciye, düşünemeyen ve ona sürekli arz sinyalleri yollamaktan başka bir iş yapmayan bir araca dönüşmüştür. Bu konuya da daha sonra yeniden dönülecektir.  Yani; kısacası ilkel topluluklarda var olabilmenin kuralı yiyecek bulmaktı. Hamile anneler yiyecek bulamayacaklarına göre; avlanmak erkeklerin işiydi.  Av bulabilmek için; çeşitli araçlar bulan ilkel insanların bulduğu en önemli araçlar, sivri sopalar, mızraklar belki daha sonra ok ve yaydı. “Bir avcı ancak okunun menziline giren avı vurup ona sahip olabilir.” Bu altı çizilmesi gereken kural da ilkel ve moderne günümüzde de en geçerli kuraldır.

En ilkel zamanlardan günümüze bu kural değişikliğe uğrasa da en değişmez kural olarak halen yaşamaktadır. Avcı; zamanla stratejiler geliştirmeyi öğrenmiş, ok ve yayının yerini, tekneler, modern gemiler, savaş gemileri, uçaklar, füzeler hatta insanlar olmuştur. Ülkemizin hemen güneyinde cereyan eden mücadelede mermisinin menzili en uzak mesafeyi vurabilenler orada av peşindeyken, oradan beden bedene kendisine misyon biçmiş olan ancak elindeki araçlar kendilerine patronlarınca verilmiş, sözde gerillalar, cihatçılar, bedenleri silah yapılmış sözde insanlardan başka bir şey değildir. Savaş kendi savaşları olmadığı gibi, kazançlara da onlar asla sahip olmayacaklardır. Batılı savaşçı, Osmanlıyı avlarken, Yunan, Rum, Hırvat, Ermeni, Bulgarları nasıl oltanın yemi olarak kullanıp Osmanlıyı avlayıp yutmayı başarmışsa bugün orada savaşan grupların da diğerlerinden farkı olmayacaktır. Strateji demişken; yaygınca kullanılan birçok oyun metodu da yüzlerce yıldır oynanmaktadır. Aldatma, eğlendirme, korku verme, savaşma, gücünü yok etme, gücü bölme, gücü tersine çevirme, ağacı ağaca kırdırma, demiri elmasa deldirme gibi birçok oyun metodu, strateji icat eden modern dünya elbette savaş araçlarını sonuna kadar kullanmaktan vazgeçmeyecektir.

İlkel zamanların günümüzden en büyük farkı yiyecekleri saklamak zor olduğundan, taşlar da yenmediğinden, yiyeceklerin günlük bulunması ve anında tüketilmesi esastı. Dolayısıyla şimdiki gibi hiçbir canlı yüzlerce yıl boyunca yemekle bitiremeyeceği şeyleri toplamak için uğraşmıyorlardı. Eski çağlar ilkeldi. Doğrudur. Ama kendi içinde doğal denge vardı ve bu doğal denge bir şekilde korunabiliyordu. İlkel zamanların insanlarının yaptıkları dahi yanına kar kalmadı ve “Nuh Tufanı” ile doğal bir seleksiyon yaşayan toplum, kurallara uymadıkları sürece, sonlarının yağmur damlalarına bağlı olduğunu kimi zaman da yağmayan yağmurun toplumları açlıktan öldüreceğine(Sümer Medeniyeti) dair birçok örnek ve dini, tarihi hikâyelerle doludur.

 

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..