Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ekim '08

 
Kategori
Deneme
 

Bize bir şey olmaz!

Bize bir şey olmaz!
 

" Kartlarla cırtlandık..."


Bankanın genç elemanı, siyah takım elbisesi, parlak turuncu kravatı, siyah gözlüğü ve saçlarına boşalttığı yarım kutu jölesiyle, metro girişinde bankasının turuncu renkli standında, oldukça yakışıklıydı. Yanındaki bayan arkadaşı da, kısa eteği ve dolgun bacaklarıyla bir o kadar çekiciydi. Güneşin yakıcılığına rağmen ceketini çıkartmayan genç delikanlı seyyar satıcı gibi bağırıyordu.

“ Gelin! Gelin! Bizim banka en uygun koşullarda kredi kartı veren banka!” bağrışması arasında, yanı başındaki arkadaşı da, kendisine yaklaşanları alımlı bakışıyla stant önüne çekiyordu. Her halinden gariban olduğu belli olan orta yaşlardaki adam, standa yaklaştığında jöleli genç;

“ Beyefendi siz Kayserili misiniz?” dediğinde, adam şaşkınlıkla kafasını kaşıyarak içinden; “ Yahu nereden bildi ki, yoksa alnımda mı yazıyor? Hay Allah!” Bu arada, soruya karışan bayan bankacı;

“ Beyefendi, kredi kartınız var mıydı?” Adam içinden; “ Allah Allah! Bugüne kadar bana, beyefendi diyen çıkmamıştı. Beyefendi denilmesi ne kadar hoşmuş!” Adam alnında biriken terleri silerek;

“ Hayır, hiç kredi kartım olmamıştı!”

“ Gel sana şöyle kralından bir kart verelim de doyasıya alışveriş yap! Ne dersin?” Adam içinden konuşmaya alışmıştır; “ Eyi olur be! Çoktandır çocuklar sucuk yüzü görmemişti. Büyük oğlanda kaç zamandır, cep telefonu diye başımın etini yiyordu! Hanımında üstünde giydiği fistan eyice eskimişti. Geçenlerde beğendiği fistanı aldık mı, ne sevinirler” diyerek önüne konulan küçük puntolu sözleşmenin her sayfasını ter içinde imzalamıştı.

“ Bitti mi? “ Bayan bankacı dışarı saldığı çekici ve hoş kokusuyla;

“ Şuraya adresinizi de yazdık mı tamamdır”

“ Kart ne zaman elime geçer?”

“ Beyefendi, kartınız en kısa zamanda adresinize gönderilecek. Takip edin oldu mu?”

“ Heeee! “ adam gülümseyerek ve mutlu bir şekilde uzaklaştığında, bir başka müşteri imza atmaya devam ediyordu.


Evet, bir zamanlar birçoğumuz sokak ortasında kuruluveren stantlarda, bankaların verdiği ve “ Alın kartınızı verdiğimiz şemsiye ile de faiz yağmurumuzdan korunun! “ veya “ Bakın şu verdiğimiz şık çanta ile tatilinize çıkın!” şeklindeki eşantiyonlarla aldığımız kredi kartlarını, hovardaca kullandık.


Yani, toplum olarak dengesiz alışverişlerde kullandığımız kartları cırtlata cırtlata sonunda birçoğumuz, fena cartlandık! Şimdilerde de dünyanın önde gelen bankaları ve borsaları cartladı!

Dünya krizdeymiş! Bize ne!

Dedik ya, bize bir şey olmaz diye! Adamlar 1930 yılından bu yana böyle bir krizle karşılaşmamışlar ki. Bizdeki gibi, kriz mi gördüler!

“ Biz, ülke olarak ne krizler ve ne kerizler gördük!

Merak etmeyin bizlere bir şey olmaz!

Bizlerin bu konuda genetiği salamdır! Evelallah yıkılmayız! Bizler, nice hormonlu yiyecekler yiyip, çayın radyasyonlusunu umursamadan içtik. Önlem almadığımız çukurlara nice evlatlarımızı verdik! Yıllardır, onlarca hükümeti denememize rağmen, ne trafik, ne maganda ne de PKK terörünü sonlandırabildik!

Bize bir şey olmaz! Bizler 500 YTL ev kirasının olduğu bir ülkede, 500 YTL asgari ücretle yaşamanın cambazlığını yaptık!

Merak etmeyin bize bir şey olmaz!

Devletin kasasını boşaltanları seyredip, paralarımızın iç olmasını normal karşıladık ve seyirci kaldık!

Bize bir şey olmaz!

Bu ülke ne krizler atlattı! Ve atlatmaya da devam edecek!

“ Bize bir şey olmaz” ı, yine de söylemeyin!

Bence, yarın çok geç olmadan, önleminizi şimdiden alın! Zira bankalar kriz dönemlerinde, size o stant ardında küçük puntolarla yazılmış sözleşmeleri imzalatıp verdikleri kredilerini; Kurulacak bir kurul ile borcunuzun tamamını almaya yetkilidirler.

Bunu bilesiniz!


Yine sevgiyle ve mutlu kalın!


erterd@msn.com

Ekim / 2008/Bursa Ertuğrul ERDOĞAN

 
Toplam blog
: 300
: 466
Kayıt tarihi
: 06.05.08
 
 

Ertuğrul Erdoğan, 1958 yılının sonbaharında Ankara'da doğdu. 1968 -1980 yılları arasında babasını..