Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Mart '07

 
Kategori
Özel Günler
 

Bize dokunmayan yılan

Bize dokunmayan yılan
 

24 Kasım’ın öğretmenler günü, 14 Şubat’ın sevgililer günü, 12 Mayıs’ın hemşireler günü olduğunu biliyor ve de kutluyoruz. Daha nice günler var bildiğimiz ama 12 Şubat deyince, çok az bir kısmımızın aklına doğru cevap geliyordur. Daha birkaç gün öncesine kadar ben de bilmiyordum çünkü 12 Şubat’ın hangi gün olduğunu. Öğrendiğimde çok şaşırdım.

Ellerine beslenme çantalarını hazırlayıp verdiğimiz, her sabah okula sevgiyle yolcu ettiğimiz, başlarına bir şey gelmesin diye kol kanat gerdiğimiz çocuklarımızın günü değil o gün.

Çünkü ailelerinden zorla koparılan, küçük yaşlarda ölümle, öldürmeyle tanışan, okul sıralarını ömründe hiç görmemiş, içlerinden ‘yaşam’ zorla alıp çıkarılan, kan kokusuyla genizleri yanan çocuklarımızın günü o gün.

Mayın kontrolünde kullanılan, intihar saldırılarında kobay olarak görev alan, ellerine kalaşnikoflar tutuşturulan çocuklarımızın günü o gün.

Yollarda mendil satan, cami avlularında, sokak başlarında ayakkabı boyayan, aileleri tarafından zorla dilenmeye alıştırılan, çantalarımızı çarpıp kaçan çocukların günü değil o gün.

Kız-erkek diye ayırt edilmeyen, bazen ailesi tarafından para karşılığında satılan, komutanların karısı olarak hizmet veren, tecavüze uğrayan çocuklarımızın günü o gün.

“Su içer gibi öldürüyorduk” diyor biri.

“Çocuk asker olmak çok kolaydır ama insanlığınızı geri kazanmanız çok zordur” diyor biri de.

Biri “Öldürmezseniz, onlar sizi öldürür.” diyor “Nasıl öldürdüklerini gördüm. Bu nedenle susmayı ve kurallara uymayı öğrendim.”

Evet <ı style="mso-bidi-font-style: normal">12 Şubat, Dünya Çocuk Askerler Günü.

Dünyada yaklaşık olarak 250 bin çocuk asker olduğu düşünülüyor.

İngiltere, Birleşmiş Milletler’in çocuk askerleri yasaklayan protokolünü imzaladığı yıl, Irak’a çocuk asker yollamıştı. Sudan’ın bazı bölgelerinde sekiz yaşında çocuklar bile orduya alınıyor. Afrika’da milis güçlerin elinde binlerce çocuğun bulunduğu düşünülüyor.

Ve daha bir sürü örnek, her geçen gün karşımıza acı bir gerçek olarak çıkmakta.

Rehabilitasyon altına alınıp topluma yeniden kazandırılmaya çalışılan bu çocuk askerlerin itiraflarını bir dinleseniz, inanıyorum ki kanınız donar dehşetten. İnsanlığınızdan utanırsınız. Aklınız bir türlü kabul etmek istemez bu zavallı çocukların yaşadıklarını.

Ama şunu da biliyorum ki bir dahaki 12 Şubat’a kadar unutacağız bu yaşananları, bu çocukları o sefil dünyada silah sesleriyle, ayaklarının altındaki mayınlarla başbaşa bırakacağız. Biz de sırtımızı döneceğiz onlara. Çünkü bizim çocuklarımız yanıbaşımızda, kanatlarımızın altında.

<ı style="mso-bidi-font-style: normal">Bize dokunmayan yılan bin yaşasın, öyle değil mi?

Öyle değil işte, o kadar kolay değil sırtımızı dönüp gidebilmek umarsızca. Bir gün kapımız çalınabilir, çocuklarımızı alıp götürebilirler acımadan ellerimizin arasından.

Değil mi ki bu ülkede ekmek arası uyuşturucu satılıyor çocuklarımıza, Polat Alemdarlar izlettiriliyor televizyonlarda, oyuncak diye tabanca tutuşturuluyor ellerine, sokaklarda çarpıp çırpmaya yönlendiriliyor geleceklerine bir kurşun sıkarak, o zaman öyle kolay değil dönüp gidebilmek.

Daha dün gibi gözlerimin önünde çocuklarının eline taş toprak verip, onları güvenlik güçlerinin üstüne püskürten anne ve babalar, doğuda bir ilimizde.

Her gün geçmiyor muyuz sokakta, kucağında bebeleriyle dilenen kadınların yanından?

Haberlerde izlemiyor muyuz savaşa gider gibi maça giden çocukları, ellerinde sustalı bıçaklarıyla?

Öğretmenini utanmadan bıçaklayan, eğitim kurumlarını amacından uzaklaştıran çocukları görmüyor muyuz bu aralar sık sık televizyonlarda?

Ve terör gibi koca bir sorunla boğuşmaktayken yıllardır, çocuklarımız dağ başlarında heba olmakta, kendi ülkesine düşman yetiştirilmekte, kimi zaman kendi ailesine bile silahını doğrultmakta.

Öyleyse sırtımızı dönüp gidemeyiz. Bu bir ülkenin sorunu değil, bu bütün dünyanın beraber ele alması gereken bir sorun. Çünkü şiddet bulaşıcı bir hastalık gibi yayılmakta aramızda, bizden çocuklarımıza, çocuklarımızdan diğer çocuklara bulaşmakta.

Bilirsiniz ki M.Kemal Atatürk, çocukları bir milletin geleceği olarak görmüş ve onlara 23 Nisan gibi güzel ve anlamlı bir bayramı hediye etmiştir. Her yıl ülkemize değişik ülkelerden çocuklar akın etmektedir bu vesileyle.

O zaman biz de Ulu Önderimiz’in yaptığı gibi tüm dünyaya örnek olalım ve çocuklarımıza sahip çıkalım.

O zaman çocuklarımıza sevmeyi ve de sevilmeyi öğretelim.

Ve ben buradan bütün çocuklarımıza, Ulu Önderimiz’in bir sözüyle seslenmek istiyorum:

<ı style="mso-bidi-font-style: normal">“Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz.”

<ı style="mso-bidi-font-style: normal">

<ı style="mso-bidi-font-style: normal">Resim: www.fotokritik.com

 
Toplam blog
: 77
: 939
Kayıt tarihi
: 13.01.07
 
 

1979 Giresun doğumluyum. Kendimi bildim bileli kalabalığı sevmem. İnsanlara karşı mesafeliyimdir. He..