Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Haziran '07

 
Kategori
Güncel
 

Bize ne oldu?

Bize ne oldu?
 

Önce, insanı hayvandan ayıran en önemli özellik olan düşünmeyi, ardından da, (avını boğazlamak için sisli havadan medet uman kurtlar gibi) şahsi çıkarları, ülkemizin karışıklığına bağlı olan karanlık güçlerin kıskacı altında, insanlığımızı unuttuk.

Uzun vadede neyin iyi neyin kötü olacağının hesabını yapmak yerine kısa vadeli çıkarlar peşinde koşuşturmaya başladık. Ancak koşu parkurumuzu karanlık güçler belirlediği için bir süre sonra kayalara toslayıp yara bere içinde kaldık. Toparlanıp daha sağlıklı bir şekilde yolumuza devam edeceğimize, geçmişten ders almayı beceremediğimiz için, benzer kayalara zaman zaman toslamaya devam ettik.

Öyle bir ateşin içine düştük ki, kimin bizden yana, kimin kendinden yana olduğunu bir türlü anlayamadık.

Sonuçta, başını kuma gömüp kıçını dışarda bırakmakla tehlikeden kurtulacağını sanan kuşa döndük. Öyle bir hale geldik ki, insan olduğumuzu hatırlatmaya çalışanları, “kuş beyinli” diye küçümsedik.

Zamanla kuş beynini de çok gördük onlara ve, “Beyinsize bak hele. Memleketi kurtaracakmış. Sen git kendini kurtar önce!” diyerek dalga geçmeye başladık.

Dalga geçiyorduk çünkü, ‘kır şişeyi dön köşeyi’ ile başlayan ‘kendini kurtarma’ anlayışının, zaman içerisine bir yaşam tarzı olarak karşımıza çıkacağını nereden bilebilirdik ki!

Kendini kurtarma anlayışı 1800’lü yıllarda da içimize yerleşmişti. Bunun bedelini, koca bir imparatorluğun yıkılmasıyla ödedik. İmparatorluk elden gidince bu anlayış yerini, ‘vatanı kurtarma’ya bıraktı. 70 küsur yıl önceki Kurtuluş Savaşı’ndan zaferle çıkmamızın temel nedeni işte bu anlayıştı.

Zaman hızla geçiyordu ve rüzgar yine ters esmeye başlamıştı. Üstelik, düşünmenin yanısıra sevgiyi de unutmuştuk. Başımızı kumun içinden çıkarmaya cesaret edemediğimiz için, sırtımıza binenin kim olduğunu da yıllardır öğrenemedik.

Ya şimdi? Ne yazık ki uçurumun kenarındaydık artık. Ancak, öyle bir yel esti ki, başımızı sokacak kum da kalmadı. Sırtımıza bineni de gördük, uçurumun kenarında olduğumuzu da.

Düşünmeye başlayıp sevgiyi ve insanlığımızı hatırlayarak geçmişten ders almayı becerebilirsek kurtuluruz. Aksi halde ...

Gelelim karanlık güçlerin kim olduğuna! Ne o, daha düşünmeye başlamadınız mı yoksa!

NOT: Bu yazıyı 13 Mayıs 1994 yılında yazmışım. Ne yazık ki, aradan geçen 13 yılda değişen bir şey yok. Tosladığımız kayaların şekli şemalı dışında!

 
Toplam blog
: 36
: 1166
Kayıt tarihi
: 10.06.06
 
 

1962 yılının mayıs ayında Rize'nin Fındıklı ilçesi Gürsu Köyünde doğmuşum. Gazi Üniversitesi BYYO..