Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Kasım '09

 
Kategori
Güncel
 

Bize neler oluyor?

Bize neler oluyor?
 

" Hukuk " bağımsızdır. Kimsenin tekelinde değildir...


“Açılım” rüzgârı bizi fena çarptı.

Politikacısından vatandaşa kadar gerildik!.. Liderler birbirlerine fena patlıyor… Pamuk ipliği dostluklar neredeyse koptu kopacak… Tıpkı dananın kuyruğu gibi…

Tele kulağın ise dünya umurunda bile değil. Ne “Açılım” dinliyor, ne de “İşsizlik”.. Onun tek derdi, “Darbe var mı?” Şüpheleriyle yine bildiğini dinliyor… Yargıtay ve İstanbul Başsavcılığı’nın dinlendi haberini hep birlikte izledik. Hukuk, yani “Kuvvetler İlkesi”nin en önemli sacayağı büyük yara aldı. Partiler, Genelkurmay, Meclis, Kurumlar ve piyasalar ise diken üstünde!... Birlik ve beraberlik içinde, artık, ne darbe, ne Ergenekon, ne Deniz Feneri Davası, nede “Açılım”dan uzak, mutlu refah, kültürlü, bilim ve ilim ışığında gelecek nesle iyi bir ülke bırakmayı düşünen, birbirine sıkı sıkaya kenetlenmiş bir Türkiye dileyerek, gelişmeleri hep birlikte takip ediyoruz..

Memurlar, artık gözünüz aydın!... Durun hemen; “Yoksa maaşlara yüksek oranda zam mı geldi?” demeyin!... Artık “İkinci bir iş” yapmanız, yasallaşıyor. “Zaten yapmıyor muyduk?”, “Servis içinde az mı, çiğ köfte sattım.” diyenleriniz olmuştur. Hele bir de sermayeyi buldunuz mu, tadından doyum olmaz!.. Sahi, bu arada, yöneticilerinizle aranız da iyi olmak zorunda. Onların bir dediğini sakın ikiletmeyin!.. Ara sıra “Yağcılık” yapmayı da ihmal etmeyin, zira izin almalarda size lazım olacak!... Zaman zaman, “Şefim bana az müsaade, bu ay dükkânın giderleri yüksek” , “İstanbul’dan mal almam lazım” , “Hanım kürk istiyor”, “Çocuklar, yine G3 cep telefonu tutturdu” diye yakınacaksınız! İşyerinizde sattığınız ürünlerden de hediye paketleri yapıp, yönetici ve servis arkadaşlarınıza da vermeyi ihmal etmeyin! Neme lazım, sus payı olur!... Bu arada sakın unutmayın, müşterilerinize yanlışlıkla; “Buyurum Müdürüm” demeyin, müşteriniz şaşkınca yüzünüze bakıp, memur olduğunuzu bir çırpıda anlayıverir!..

Yöneticilerden söz açılmışken, iş hayatında ilginç yönetici tipleriyle birçoğunuz mutlaka çalışıyordur, değil mi? Ufacık konuları hiç yoktan kapris yapan, ailesini yönetemeden servisi yönettiğini zanneden, günleri, hatta yılları sizlere zindan eden. Evinde kuzu, işyerinde aslan kesilen, çalışanın psikolojisinden anlamayan, bilgi eksikliğini, verdiği direktiflerle örtbas eden, kim bilir ne çok yöneticiler vardır. İşte bu tip yöneticilerin ülke ekonomilerine zarar verdiklerini, biliyor muydunuz? İngiltere’de yapılan bir araştırmada, kötü yöneticiler yüzünden, çalışanların hastalanarak, ülke ekonomisine maliyeti tam 54 milyar Sterlin’miş. Bizde de böyle bir hesap yapılsa, kim bilir ne kadar maliyet çıkar dersiniz? Sanırım böyle bir genelgenin bizim ülkenin yöneticilerine de gerekecek. Ancak; Yazdığı Mesnevi’de “B” ile başlayan “BİŞNEV” yani “DİNLE” diyen, kendisine de “HAMUŞ” (Suskun) adını veren Hazreti Mevlana; “Tanrı adına savaş açanlar, kötülükte ısrar edenler, merhamet ve vicdan sahibi olmayanlar, insanlara zulmedenler, Allah’ın sevgili kulu olamazlar ve bizden değildir onlar.” Sözünü tüm yönetenlere hitap ediyorum. Zamanında partilerin kartlarıyla yönetim birimlerini torpille hızla atlayan densiz yönetici tiplerine bu genelgelerde fayda etmez. Zira Atalarımız boşuna; “Huylu huyundan vazgeçmez” dememişler. Bakınız Ata’mızın yönetim anlayışına; Atamız, karşısında kim olursa olsun, bağırıp, çağırmak yerine, onu dinleyerek kazanırmış. Ona başarının sırrı sorulduğunda, verdiği cevapta; “Durur, durur, dinlerim. Ona göre de tedbirlerimi alırım.” demiş. Ya peygamber efendimiz; İnsan unsurunun verimli kullanmasında en etkili faktör, yine kendisi olurmuş. O, insanların nasıl olmasını istiyor ve hedefliyorsa, önce bizzat kendisi yaşar ve fiili olarak örnek olurken, yapılması gereken işlere, herkesin ruhen ve fikren iştirakini sağlayarak projesini en sağlam temeller üzerine gerçekleştirirmiş. Öyleyle, dünya sorunlarının sebeplerinden biriside, kötü yönetici ve yönetimlerden mi kaynaklanıyor dersiniz?

Peki, iyi bir yönetici sizce nasıl olmalı? Önce, olgun, kendisine güvenli, başkalarına güven veren, samimi, bilgi donanımlı, ilişki kurmayı ve duygudaşlık yapmayı bilen, ileriyi görebilen, liderlik vasfı olan, etkili konuşan, kararlı, dürüst, astlarında iş tatminini sağlamak için gereken her şeyi yapan olarak, bilimsel eserler söylüyor… Yukarıda sıralanan unsurların hepsini taşıyabilen yöneticiniz varsa, mutlusunuz demektir. Yoksa hayatınız kararmaya, gözlerinizin altında torbalar birikmeye, ateşiniz çıkmaya, içiniz kararmaya, psikolojik olarak yıkılmaya, sonuçta da ailecek gününüz, hatta yıllarınız zehir olmaya başlamış demektir.

İyi yöneticilerle karşılaşmanız dileği ile…

Sevgiler…

Ertuğrul Erdoğan 16 Kasım 2009/Bursa
 
Toplam blog
: 300
: 466
Kayıt tarihi
: 06.05.08
 
 

Ertuğrul Erdoğan, 1958 yılının sonbaharında Ankara'da doğdu. 1968 -1980 yılları arasında babasını..