Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ekim '14

 
Kategori
Deneme
 

Bizi aramak..

Bizi aramak..
 

İçimdeki savaşın, kopan fırtınanın dinmesini ne çok isterdim bir bilsen. Ben mutlumuyum böyle sanıyorsun. Mutlu mu oluyorum çizgiyi çektiğimde, çekmek istediğimde, çekmeyi denediğimde?? Sen söyler misin, mutlu musun bu şekilde? Cevabını biliyorum aslında. Sen de biliyorsun. Cevap vermekten korkuyoruz. Sence biz neyiz diye sorsam bir cevabın var mı? Veya biz var mıyız? Var mı bir cevabın? Biz iki yaralı kalpden ibarettik. Yolları bir zaman çizgisinde kesişen. Sevmek istedik, sarmak istedik birbirimizn yaralarını. Ama bilemedik ki sardığımız her yara yeni bir yara ekleyecekti bize. Ve bu yara, bu kalp sızısı diğerlerinden çok daha derin ve acı olacaktı.

Ne acı ki biz olmayı o en çok istediğim sen ile biz değiliz. Evet, biz yokuz. Sen varsın, ben varım. İki ayrı hayat, iki ayrı can. Zaman mı diyeceksin? Öyle bir zaman yok. Olmayacak da. Kırmak istemediğimizden birbirimizi hep zamana sığınıyoruz. Umut mu? O hep var da yok. İçinde bir umutla çekip gitmek daha iyidir umudunu tüketip gitmekten. Kendine yalan söyler de durur insan. Olmasını hayal eder, umut ile yaşar ve gerçeği kabul edemez kolayına. Ama bizim gerçeğimiz bu. Yok öyle bir dünya biz olacağımız.

En mutlu gününde ya da en acı gününde, gözyaşını akıttığın ya da gülücükler saçtığında hayata yanında olmasını en çok istediğin sevdandır. Sevdalandığın, sol yanını hissettiğin insandır. Ağladığında göz yaşını silemiyorsa o anda, gülüşüne gülücüğünü katamıyorsa, acını paylaşamıyorsa en acıyı hissettiğin anda, mutluluğuna mutluluk eklemiyorsa, başını omuzuna yaslamaya hep hasretsen, bir sofranız yoksa birlikte, hep yalnız karşılıyorsan sabahları ve her gecen bir öncekinden daha uzun ve soğuk geliyorsa biz olmayı başaramışız demek değil mi??Dedim ya SEN ve BEN den ibaretiz. Adını bile söylemeye korkarsın, bakamazsın çekinmeden yüzüne kalabalık içerisinde. Anlayacaklar, bilirsin. Söyle, bu mu biz olmak? Bak resime, ne görüyorsun? Ben bizi görüyorum. Senin degil hayalinin elini tutuyorum hep. Sen ile değil hayalin ile yaşıyorum. Gece yatağımda hayaline sarılıp uyuyorum. Soframa hayalin için bir tabak daha koyuyorum. Kalabalıklar içinde hayalin ile başbaşa kalıyorum hep.

Ne yazsam, ne kadar yazsam da bitmeyecek, tükenmeyecek, hafiflemeyecek içimdeki fırtına, kanayan gözyaşım, can kırıklarım. Mehter takımının adımları gibi hayatımdaki mutluluklar. İki ileri bir geri. İki günlük mutluluk yerini beni talan eden fırtınaya dönüşüyor. Sonra yine bir mutluluk ve sonra yine....

Kim suçlu diye sorguluyorum, sen mi, ben mi, zaman mı, zamansızlık mı? Zamansız kesişen yollarımız..

Çok mu acıtıyor seni yazdıklarım? Ya yazamadıklarım, beni içden içe kemiren o söz yaşlarım, can kırıklarım. Senin de acıyor yüreğin, ben acıtıyorum, parçalıyorum, savuruyorum seni de. Ne kötü bir insan oldum ben bugünlerde. Ne çare peki? Ne senin ile olmak çare, ne de sensizlik. Ne senin ile yapabiliyorum, ne de sensiz. Hayatta bir kez yaşanır böyle bir sevda. Ne acı değil mi çaresizlikten boynunu büküm gidişini, bitişini seyretmek. Aslında bitiyor mu? Bitiyor mu? Cevap, yok.. İkimiz de cevabı biliyoruz. Bitsin demekle, çizgiyi çekmekle bitmiyor.

KAYBOLDUM, farkında mısın? 

 
Toplam blog
: 61
: 486
Kayıt tarihi
: 16.02.10
 
 

Yazmak, ekmek gibi su gibi.... Ruhumun nefes alması gibi.... Hayatı tanıyabildiğim, kavrayabildiğ..