Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Şubat '14

 
Kategori
Güncel
 

Bizi cemaat mi dinliyor? Düşman kim?

Bizi cemaat mi dinliyor? Düşman kim?
 

Son zamanlardaki dinleme skandalları Amerika'nın da epey başını ağrıttı...


TÜBİTAK tarafından “Karanlık bir dünyada bilimin mum ışığı” adıyla ilk kez  1998 basımı yapılan kitabında Carl Sagan şu bilgiyi paylaşır:

Ulusal Güvenlik Dairesi (NSA) Bu örgüt, Amerika’nın hem dostlarının hem de karşıtlarının telefon, telsiz ve diğer tüm iletişimlerini takip eder. Gizlilik içinde dünyanın tüm posta haberleşmesini izler. Günlük trafiği çok yoğundur. Kriz zamanlarında, söz konusu yabancı dilleri bilen NSA personeli kulaklıklar ile gün boyu oturarak karşı tarafın üst düzey personelenin yaptığı şifreli görüşmelerden yatak sohbetlerine kadar her türlü haberleşmesini dinler. Bir kısım görüşmeler de bilgisayarlarca izlenerek, söz konusu durumla ilgili herhangi bir anahtar sözcük yakalandığında derhal görevlilere haber verilir. Her şey kaydedilip saklandığından, manyetik  bantları taramak yoluyla, örneğin şifreli bir sözcüğün ilk kullanıldığı görüşmeyi ya da kriz sonrasında sorumlu kişileri bulmak olanaklıdır. Bazı dinleme noktaları o ülkenin komşularında (mesela Rusya için Türkiye, Çin için Hindistan) yerleşiktir. Diğerlerini ise devriye gezen uçak, gemiler veya dünya yörüngesindeki bazı uydular oluşturur. NSA ile diğer güçlü ülkeler arasında sürekli bir önlem-karşı önlem yarışı vardır.”

Başta Amerika olmak üzere gelişmiş hiçbir ülke ne dost ne de düşmandır. Uluslararası ilişkiler karşılıklı menfaatlere dayanır ki son dönemde içine çekildiğimiz Ortadoğu bataklığına gömülmeye başladığımız da göz önüne alındığında, Atatürk ve arkadaşlarının niçin muasır medeniyeti hedef aldığı ve batı ile ilişkileri niçin her zaman en üst düzeyde sürdürmeye çalıştığını daha iyi anlayabiliriz. Ne Amerika ne de Avrupa ne de diğer gelişmiş dünya ülkeleri ile iş birliği yapmaktan korkmamalı ve bu ülkelere peşinen düşman damgası vurmamalıyız.  Buradaki temel sorun, işbirliğinin hangi menfaat ve şartlarda oluştuğudur. Sadece kişisel menfaatler ve iktidar olma hırsı ile masaya oturursanız, ruhunuzu şeytana satmaya hazırsınız demektir. Bu durumda suç karşı tarafta mıdır, sizde midir?Özellikle Türkiye siyasetinin son 5 senesine damga vuran yatak odası çekimlerinden, telefon dinlemelerine kadar şahit olduğumuz bu organizasyonlar için, cemaat örgütlenmesi tek başına yeterli midir? NSA ya da karşı istihbarat örgütleri bu olayların tam olarak neresindedir? 

Söz konusu kitap 98 çıkışlı olduğuna göre; geçen 16 sene içindeki (özellikle de 2000 yılı sonrası) teknolojik gelişmeleri de göz önüne aldığımızda; en azından bazıları için iyice şeffaflaşan bir dünyada yaşadığımız anlaşılmaktadır. Türkiye gibi gelişimini tamamlayamamış (ayıp olmasın diye gelişmekte olan ülke diyorlar:) ülkeler için “gizli” diye bir kavram olabilir mi sizce?

Soruların tam olarak cevabını bilmek, bizim gibi sıradan vatandaşlar için pek mümkün gözükmese de, AKP Hükümeti ve özellikle de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan için sıkıntılı günlerin iyice derinleşerek artacağını ve çöküşün devam edeceğini tahmin etmek akla pek aykırı gözükmemektedir; çünkü onlara iktidar yolunu açan güç artık tersten esmeye başlamıştır. Merhum İsmet İnönü’nün “Büyük devletlerle ilişki kurmak, ayı ile yatağa girmeye benzer” lafı bu dönem için oldukça manidardır. 

Son söz:

Ve maalesef, AKP Türkiye çoğunluğu zihinsel yapısının aynasıdır. İktidar olma adına yapılan hatalar ve verilen tavizler sadece Başbakan ve hükümet için değil, koca bir milletin de felaketine neden olacaktır.  80 yıllık cumhuriyetimiz yıkıcı biçimde sarsılmaktadır.Kendi yaptığı binaların altında kalarak ölen bir millet, depremin nedenini ta Amerikalarda arıyorsa, bu sözün bittiği yerdir.  Allah sonumuzu hayır eyleye...

Murat Kartal, 08/02/2014

 
Toplam blog
: 27
: 2194
Kayıt tarihi
: 07.06.11
 
 

Hakikat, sadece hakikat... ..