Bizi Kim veya Kimler Dövüyor?

Hayatın öğrettiği basit ilkelerden biri zenginin malı değerlidir. Zenginin canı değerlidir. Zenginin işçiliği pahalıdır. Zenginin her şeyi pahalıdır. Zengin olmak için malının değerini çok iyi biliyor ki zengin oluyor. Batı söz konusu olunca aynı ilkeler harfiyen geçerli değil midir?

Konu Suriye ve uzmanlar konuşuyor. Adı geçen saçma sapan gruplar var. Kendilerine don yapmaktan aciz halklar savaşçı olmuş, çobanlar tank kullanıyormuş. İki kelimeyi bir araya getiremeyenler devlet kuracakmış. Sopalardan bahseden uzmanlar nedense, sopaları tutanların adı nedense geçmiyor ona şaşırıyorum.

Bölgede adı ve etkinliği olan devletler, İran, Rusya, Çin, Amerika, Fransa, İngiltere tabi ki. Bu bölgede olduğu halde adı özenle medyada geçmeyen ülke hangisi? İsrail. Değil mi?

Dünyada nükleer güç sıralamasında ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa yani Birleşmiş Milletlerin daimi üyeleri ve daha sonra Kuzey Kore, İsrail, Hindistan, Pakistan gibi ülkeler. Bu ülkelerden bölgede etkin olabilecek tek devlet ise doğal olarak İsrail.

Parçalanmış bir Suriye’den en fazla menfaat elde edecek ülke hangisi? İsrail. Onlarca yıldır İsrail ile su savaşları, Golan Tepeleri sebebiyle didişen ülke olması sebebiyle güçlü bir komşu yerine parçalanmış bir komşu en fazla işine yarayacak ülke olması bakımından da İsrail bir adım öne çıkıyor.

PYD, YPG bir anda silahlanmadığına göre bu güçlere silahı kim verdi? Bu gruplar hangi ülkelerce desteklendi? Batı’nın attığı her mermiyi hesaplayarak, planlayarak attığı düşünülürse Batı’nın tüm güçleri Birleşmiş Milletlerin daimi üyeleri ve dünyanın beş artı bir nükleer gücünü bölgeye getiren önemde bu bölgede bulunan şey nedir? Aksi takdirde bu ülkeler bire on, bire yüz kazanmayacakları yerde olmaları anlamsız.

Bir avuç Kürt veya bir avuç Türkmen devlet kursun, bağımsızlığını elde etsin diye bölgede olmayacağına göre bu ülkeleri bu bölgeye getiren değerde olan şey “gerçekte” nedir? Petrol mü, doğalgaz mı? Nedir? Ve biz Türkiye olarak kime engel oluyoruz da bu kadar bedeller ödüyoruz. Bir yıldan fazla bir zamandır süren Güneydoğu Anadolu’daki terör, IŞİD, saldırıları Darbe kalkışması ve Türk Ordusuna verilen büyük hasar sebebiyle bizi kim veya kimler tehdit ediyor? Özellikle 900 kilometrelik Suriye sınırında yangın var ve bu yangının nedeni nedir? Su sorunu desek, bunun için o kadar büyük kavga vermeye gerek yok. Çünkü Türkiye uluslararası anlaşmalara bağlı kalarak su sorununu çözdü. En azından bu kadar büyük bir soruna neden olmadı? Bölgenin demokratikleşmesi mi? Hadi oradan! Irak çok ırak değil, Amerika’nın nasıl da demokratikleştirdiği görüldü.

Bölgede bunlar olurken Almanya yeniden topa ısınıyor. Almanya şu anda tekrar zorunlu askerliği gündeme getirdi. Ciddi bir askeri güç bulundurması kesinlikle yasak olan, Almanya uzun yıllar sonra tekrar askeri güçlerini toplama hazırlığında. Diğer taraftan Rusya şu anda askeri tatbikat yapıyor. Bu da önemle altı çizilmesi gereken noktalar.

Fetö’nün Amerika’nın haberi olmadan herhangi bir faaliyette bulunması imkânsızdır. Dolayısıyla Fetö’nün Amerika ve İsrail ortaklığı ve kullanımında olduğunu düşünmek pek akla uzak ihtimaller değil. Şu aşamada İngiltere anında Avrupa Birliğinden ayrıldı ancak Nato’daki varlığını koruyor. Irak’ta birçok ülke vatandaşı asker göndermesine rağmen parsayı yanlış olmazsa İngiliz ve Amerikan petrol şirketleri kaldırdığına göre; Suriye’ye dünyanın enlerinin! Bölgede asıl savaşı verdiklerini düşünmek yanlış olmaz.

Bir devlet birden çok şeyle kurulabilir. Türkiye’nin yerinde hangi devlet olursa olsun, hatta biz daha Orta Asya’dan hiç göç etmemiş olalım, dini, dili ırkı ne olursa olsun kanaatim bu bölgede böyle bir mücadele olacaktı. Sadece Türkiye’nin bulunduğu coğrafyadaki ülke Türkiye’den daha güçlü olmamak şartıyla bölgede ister Türk devleti, ister Arap, isterse Kürt hatta Ermeni veya Rum hiç fark etmez, aynı sorunlarla boğuşuyor olabilirdi. Çünkü bölgede Birleşmiş Milletlerin daimi temsilcilerinin, ilk beşin tüm silahlarını kuşanıp gelmesi bu grupların bu bölgeye gelmeleri için değecek ölçüde, son derece değerli, dünyanın kaderini değiştirecek değerde bir şeylerin olduğu düşülebilir. O değerli şey nedir?

Yemeye ekmek bulamayan insanların, füzelerle saldırması çok anlamlı değil. PKK, YPG, PYD, IŞİD, DEAŞ, bu insanları oluşturanlar normal şartlarda açlık seviyesinde yaşayan insanlar ise, bunları doyuran, silahlandıran, koruyan, kollayan ciddi güçler olmadan adım atmaları mümkün değil. Irak merkezli olduğu iddiasındaki DEAŞ, Irak işgal edilirken neredeydi? Aynı zamanda bu güçler neden sadece Müslümanları hedef seçerken, Amerika ve İngiliz hedeflerine herhangi bir saldırısı ile ilgili bir haber yok? En büyük zararı neden Türkiye’ye ve Iraktaki Şiilere karşı veriyor? Beşler gidince Şiiler ve Sünniler gidince bu bölgede yaşamak zorunda olan bu grup özellikle neden bu grupları seçiyor? Çok soru var. Ama bilinmesi gereken en kesin bilgi bu bölgede dünyanın geleceği açısından değerli bir şey var ve biz kim veya kimlere engel çıkarıyoruz. Yediğimiz dayağa bakılırsa ciddi bir şekilde birilerine engel oluyoruz. Ya da artık Türkiye’yi paylaşmaya karar verdiler mi? Avrupa ve Batı medyasında çıkan haberlere ve bakılırsa Türkiye’nin kurtuluş savaşı gerçekten başlamıştır. İlk ve en öldürücü darbe de bize benzeyen, bizden olmayanlardan gelmiştir?

Büyük Kürdistan, Büyük Türkistan, Büyük Türkiye bunların hepsi saçma. Batı ve emperyalizm büyük bir devlet yaratmak için asla bir savaş vermedi. Büyükleri böldü, lokmalara ayırdı, yedi, sindirdi. Yenilerine  yöneldi. Zaman birlik ve beraberlik zamanı. Kimden tarafa olunursa olunsun, bölünmeyi arzulayan kolay lokma, ihanet eden ilk katledilen olmuştur ve olmaya devam edecektir. Birlik ve beraberlik ilk ve tek seçenektir!