Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Şubat '12

 
Kategori
Dünya
 

Bizim asıl muhatabımız Fransa değil, Birleşmiş Milletler olmalı !

Bizim asıl muhatabımız Fransa değil, Birleşmiş Milletler olmalı !
 

Muhatabımız Fransa Değil, "BM"


İnsanlar da devletler de karşılarındakilere verdikleri değer kadar uıygardır. (Prof. Dr. Nihat Bozdağ)

Uygar olmanın yolu, tarafsızlık, adalet, sağduyu, özeleştiri, barış, eğitim, kültür ve görgüden geçer.  (M.Gürsoy)

Fransa Ermenilere yapıldığı iddia edilen soykırımı tanımakla kalmadı, Soykırım yok diyeni hapse tıkan yasayı kabul etti. Yasa, Senato da kabul edilir ve Cumhurbaşkanı Mr. Nicolas Sarkozy imzalarsa, resmi gazetede yayınlanıp yürürlüğe girecek. 

“Yasaya göre, soykırım'ı inkar edenlere bir yıl hapis cezası ve 45 bin Euro para cezası verilecek”

Bu iddia edilen soykırımı birçok devlet (19 ülke) daha önceden tanımıştı, fakat Fransa topraklarında bu iddianın karşı savını savunanlara hapis ve para cezası verileceği herhalde bir ilk!

Birincisi, soykırımın doğruluğunun saptanması işi bir meclisin ya da senatonun işi değildir, önce tarihçilerin, sonra da gerekiyorsa hukukçuların işidir.

İkincisi, Soykırım karşıtı düşünceleri savunanları hapis cezasına ve para cezasına çarptırmak ifade ve düşünce özgürlüğüne ve en önemlisi İnsan Hakları  Evrensel Beyannamesi’ne aykırıdır.

Üçüncüsü, bu soykırım Birleşmiş Milletler tarafından tescil edilmiş midir? Edildiyse neye göre, kimlerin değerlendirmesine göre tescil edilmiştir?

Dördüncüsü, farzedelim bu bir soykırımdır, Birleşmiş Milletler verilerine göre yapılmış etnik ve kültürel soykırımlar arasında, bu soykırımın tescil edilme çabası, Fransa tarafından kura yolu ile mi belirlenmiştir? Hangi kronolojik sıraya göre bu soykırım gündemde ilk sıraya oturtulmuştur?

Yaklaşan seçimlerde oy toplama avcılığı için bu akrobasiye, bu şarlatanlığa, bu barbarlığa değer mi?

En yakın tarihten aklıma gelen örnek Selebranisa’da Sırpların Boşnaklara yaptığı 1992’deki soykırım esnasında uygar geçinen ABD ve Avrupa devletlerinin neden sessiz kaldıklarını sorma görevini, Fransa üstlenebilir. Hem kendi sorumlularına hem de diğer devletlere Birleşmiş Milletler nezninde sorabilir, hatta Sırplardan bu soykırımı inkar edenleri hapse atıp, onlardan da para toplayabilir. Hatta Fransa, Birlemiş Milletler adına Boşnakları korumakla görevli Hollandalı subayı Boşnakları Sırplara teslim ettiğinden dolayı 45 bin parçaya bölmek üzere dinamitlemek için Birleşmiş Milletler Genel kuruluna önerge sunabilir.

Fransa ne Avrupa’nın polisi ne de avukatı rolüne soyunmasın! Önce Cezayir’de(1954-62), Ruanda’da(1994) yaptığı soykırımların hesabını versin, sonra da varsa bir şikayeti bunu uluslarası bir kurul olan Birleşmiş Milletlere taşısın. Birleşmiş Milletlerin Genel Kurulu, Güvenlik Konseyi, Adalet Divanı organlarından hangisinde bu konu görüşülecekse burada görüşülsün.

Hakkaniyetle, adaletle, tarafsızlıkla, uygarlık, demokrasi ve insan hakları evrensel beyannamesinin hükümleri altında!

Konu tarihçileri ilgilendirdiğinden Ermeni, Türk tarihçileri ve diğer devletlerden seçilen tarihçilerin oluşturduğu tarafsız bir komisyon kronolojik sıraya göre, yakın tarihten uzak tarihe doğru soykırımları ve yapılması gerekenleri belirlesinler.

Türklerin yaptığı iddia edilen soykırıma sıra gelene kadar, Dünya birbirine girer, Dünya birbirine girmesin! Herkes haddini bilsin!

Ermenilerin bazıları Türklerin özür dilemesi gerektiğini söylüyorlar.

Özür dilemesi gereken biri var ise,  bu Birleşmiş Milletler’dir, Birlemiş Milletler Örgütü Genel kurulu, Güvenlik Konseyi, Adalet Divanı temsilcileridir.

Fonksiyonu karar almaktan öteye gidemeyen, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesini yaratan (10 Aralık 1948) ama gözetemeyen, insan hak ve özgürlüklerini koruyamayan, yüzkarası suçları işleyen insan müsvettelerini cezalandırmayan devletlere gereken yaptırım ve cezaları uygulamayan, adaleti fakir, uygarlığı bitik, fonksiyonları yitik bir örgüt, Birleşmiş Milletler!

Bu örgüt görevini yapmaz ise meydanı boş bulan başta A.B.D. olmak üzere, bazı cesur canbazlar Avrupa/Dünya polisliğine, avukatlığına, hakimliğine, generalliğine soyunabilir. Türkiye tüm bu trajikomik adaletsizliklere Osmanlı tokadıyla değil, uygarlıkla, görgüyle, medeniyetle cevap vermesini bilecektir. 

Bu tehdidi tarihi bir fırsata dönüştürme gücü, biz Türklerin yüreğindedir, ruhundadır, zihnindedir, bilgisindedir. Sadece Fransa’ya haddini bildirmek değildir mesele!

Birleşmiş Milletlerin yeniden reorganize edilmesini sağlamak, fonksiyonu olan bir birlik haline getirmek, adaletten sapan, saldırgan/savaşçı devletleri topluluktan çıkarmak ve her şeyden önemlisi, Birleşmiş Milletlerin kronolojik sıraya göre ihmali olduğu soykırımlar için özür dilemesidir asıl mesele. 

Uygar olmanın yolu, tarafsızlık, adalet, sağduyu, özeleştiri, barış, eğitim, kültür ve görgüden geçer.  

Münir Gürsoy, Meksa Vakfı / Ankara Proje Bşk. ,

munir.gursoy@meksa.org.tr, İşTel: (0312) 354 43 66, Cep:5053505022

 
Toplam blog
: 9
: 603
Kayıt tarihi
: 19.01.12
 
 

O.D.T.Ü. 1991 mezunuyum, Araştırmacıyım, İyi bir analizciyim, Yazmak, Evrensel adalet, dua, şükür..