Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Şubat '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Bizim Evin Halleri – Çatlaklar!

Bizim Evin Halleri –  Çatlaklar!
 

Kaynak:Özlem ve ben, fakülteden...


Bu seriyi iyice atlamışım, tahminen siyaset konularında fikir beyan etmeye başlayalı böyle lay lay lom yazılar yazamayacak kadar ağır yük altında olduğumu hissetmemdendir, ya da ülke gerçeklerini gördükten sonra endişe ile kıvrımlanan alnımı düzeltemememden.

Neyse, az önce Özlem Erkaplan’ın bana gönderdiği yoruma yanıt yazdım ki ne göreyim, alnımda bir hafiflik var, aaa açılmış kıvrımlarım!

Eee, bu durumu kaçırmamak gerek!...

Efendim, Bizim Evin Halleri serisi tümüyle benim evin hallerini anlatır diyerek ufak bir bilgilendirme yaptıktan sonra kendimi şöyle bir raks makamına bırakayım. (Yoksa yanlış mı oldu ne, rast makamı keyifli bir makamdı, değil mi, hani “raksetmek” ten geliyor diye şeyttiydim!)

Özlem, soyadıyla Erkaplan, liseden beri arkadaşım olup, üniversiteden itibaren de kankalığa terfi etmiş “Hamili kart yakınimdir” tarzı bir şahsiyettir…

Serinin önceki bölümlerinde ise adı “Öslem” olarak geçmektedir ki genelde telefonla aradığımda “Öslemmm, napıyonnn kısss?” nidasıyla kendisine seslenmekteyim.

Çatlak bir kızdı kendisi, hala da çatlaklığından bir şey kaybetmemiştir, çok şükür, şahsen ben daha az çatlaktım, Özlem’i arada bir çeker durulturdum lakin yaş ilerledikçe bana bir haller oldu ki, sonraları o beni durultmaya çalıştı, ama nafile!

Üniversitede ilk yılın bahar ayları, Göksu diye bir kahve var, biz bir dadandık mı okeye, “Hadi ders ekelim okey oynayalım” diyor, olurdu olmazdı derken ağzımızda sigara elimizde okey taşları; bir de oralı gençlerle tanıştık, derdimiz okey ya, kendi arkadaşlarımızdan birilerini bulamadığımızda oturuyoruz onlarla okey masasına. Allah için hiç biri bir sakillik yapmadı ama sonraları anlıyor insan; kim bilir hangisinin içi hangimize gidiyordu!

Araba plakalarındaki sayıları elimizle itekleyerek düzgün sıraya koymaya çalıştığımızı fark ettiğimizde Özlem’in dayanılmaz ders ekme isteklerine boyun eğdiğim zamanları genelde bizim eve giderek değerlendirmeye başlamıştık: Dedikodu yapma seansları!

Yatağımın üzerine bağdaş kurar oturur ve “Hadi dedikodu yapalım” derdik! Malzeme bol, ama bizde cevher yok! Kızı Mercedes’li evli bir komşusu(!) her sabah okula bırakıyor, konumuz diyelim bu; yap değil mi güzel güzel dedikodunu! İşin sosyolojik, psikolojik boyutu, durumun gerçek olma olasılığı falan derken kendimizden örneklerle durumu irdelemeye çalışırken ahha da gitme saati geldi Özlem’in. Yok şekerim biz bu dedikodu meselesini beceremeyeceğiz dediğimiz an bu tür durumların yüzlerce kez tekrarlanmasından sonraya denk gelir; çatlağız dedik ya, ancak anladık!

Bir ara da otostop yapma merakımız hasıl olmuştu: Önce iri kıyım ama yüreği saf bir erkek sınıf arkadaşımız ve üç kız yaptık, fakültenin oradan, bir araba durdu ve bindik, sohbet falan edilirken bizim iri kıyım “Dayı ne iş yapıyorsun sen” dedi ki bizler kulaklarımıza inanamadık bu senli benli konuşmaya, alınan yanıt ise bizi hepten zıplatmıştı: Şuralarda bir yerlerde dekan yardımcısıyım!

Otostop yapma isteğimiz böylece son bulmamıştı elbette, fakülteden otobüsle işlek bir caddeye gelip oradan otostop yapmayı akıl ettik, niyeyse diyesim geldi ama demiyeyim, çatlaklık işte!

Özlem ve ben, öyle her geçen araca yapmıyoruz, kendiliğinden duranlara hiç kulak asmıyoruz, tek kişi olsun araçta, gözümüz tutsun, bu tutkumuz da kısa bir süre sonra aklıselim genç bir adamın bir kez arabasına bindikten sonra abayı yakıp benzer saatlerde oralarda dolanmaya başlamasıyla sona erdi, ama muradımıza da erdik yani, otostop yaptık mı, yaptık!

Gerçi yeni sevgili olduklarında gülerek anlattıktan sonra Tayfun’dan yıllar boyunca zılgıt yedik mi, hem de nasıl!

Tayfun Özlem’in o dönemlerde çıktığı çocuk, benim de liseden az buçuk tanıdığım kişi, sonraları Özlem’in kocası ve benim yakın arkadaşım, yıllar sonra ise Özlem’in eski kocası ve benim kankam… Biraz karışık ama dikkatlice üç kez daha okursanız durum gayet net olarak anlaşılacaktır!

Özlem, Tayfun ve ben, benim eski kocam çıktığım çocuk olarak hayatıma girene kadar üçlü olarak ayrılmaz bir parçaydık; sonra gerek dörtlü, gerek ikili olarak çeşitlemeler gösterdik.

Ders çalışacağız bizim evde, Tayfun da bizimle, iyi hoş gelsin, gelsin de şekerim fonetik çalışıyoruz, zıplıyor oturduğu yerde: Yok! Bunu söyleyemezsiniz! Yahu, sınavda çıkarsa söyleriz… Olmaz! Kesinlikle, ikinize de yasak! Yasak olan ise İngilizce “Sick” yani “Hasta”!

Ne aşktı ya, Tayfun kendi fakültesini bırakır bizim sınıfın dibine girerdi, bazı öğretmenler onu yan sınıfın öğrencisi zannederdi, yalnız hakkını yememek lazım zeki adamdır, yabancı dili Almanca olmasına rağmen resmen İngilizceyi de o aralarda gayet de iyi öğrenmiştir.

Bize ders bile anlatmaya kalktığı vakidir, feyz aldığımız da olmamış değildir hani!

Nedense en ön sırada otururduk, sanıyorum ısrar eden bendim, ama gramer dersinin sonlarına doğru makyaj tazeler, hayrola diye sorulduğunda da gayet net cevap verirdik: Ruj tazeliyoruz, malum az sonra kantine gideceğiz! Kulakları çınlasın, elbette ki hocanın hoşgörüsüne olan güvendendi!

Edepli bir çatlaktım ben o dönemlerde, annem çok emek harcamıştı üzerimde, ama gelin görün ki sonradan koptum gittim.

Edepli bir çatlaklığıma örnek vereyim: Yine en ön sırada oturuyoruz, anlambilim dersiydi sanırım, kulakları çınlasın Alaattin Hoca, çok naif, kibar bir bey, Özlem’le fazla sohbete dalmışız demek ki, ilk kez bir çıkış yaptığına tanık olduk: Sesinin kibarlığını ve baremini yükseltmeden ancak gözümüzün içine bakarak “ İki kişi konuşurken üçüncüye ne yemek düşer, biliyor musunuz?” dedi.

Özlem yıllar sonra hatırlatmasa aklıma dahi gelmezdi verdiğim cevap:

“Hocam biz iki kişi konuşuyorduk, o zaman siz buyurun…”

Alaattin Hoca çıkışta özür dilemişti benden…

Hocam, şimdi de ben özür diliyorum sizden!

Oooo, bu konuların sonu gelmez, bir başka Bizim Evin Hallerinde görüşmek üzere…

Gülgün Karaoğlu

Şubat,02/2010

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..