Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Şubat '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Bizim Evin Halleri – Hadise!

Bizim Evin Halleri – Hadise!
 

İnternet


Annem tekzip aldığımdan beri her gün tembihliyor: Kızım, bak, öyle fazla siyaset-miyaset konularında yazma… Anneciğim, mimlerler vallaha! “Sayın” demeden başbakanın adından söz etme, ne olur ne olmaz, hem öyle her bildiğini de yazma, gazeteciler bile o kadarını yazmıyorlar, arada bir magazinsel şeyler yaz, Hadise’den falan söz et, her gün gazetelerde bir Hadise mevzuu var, bırak bir süre Erdoğan’ı, sende Hadise’den, dizilerden falan söz et… İyi mi anneciğim?

Ay kıyamam ben bu güzel kadına!

Sabahları radyoda Balbay’ını dinler, yıllardır alışkanlığını bozmaz, günlük gazetesini okur, reklama girecek belki ama gazetesi değişmez, Milliyet’tir!

Haberleri, futbol maçlarını izler, bulmacalarını çözer… (Maşallah diyelim hep birlikte lütfen, daha bugün ayağının alçısı açıldı zira!”

Bir-iki demeye kalktım, ah anne “Mim” diyorsun, “Hadise” diyorsun, bir bilsen o isimler buralarda beni Tayyip’den daha çok titretirler! Şey… Sayın Tayip…. (Alem benim bu annem, o arada diyor ki, takılı kaldığı konu o zira, tam adını vermediysen “Sayın”da deme, hani sanki herhangi birinden söz ediyormuşsun gibi olur…)

Canım benim, öperim seni!...

……

Eee… Anne lafı dinledik, Hadise’den söz edelim dedik de, yani güzel kız, sesi güzel, tavırları yapmacık değil, aslında altı-üstü bir şarkı yarışması yani, AB üyelik giriş sınavı değil ki anasını satayım, yani hepi topu bir yarışma, atletizm, güreş, güzellik, modellik gibi…

Bir çok kişi ne buldu da bu kadar yazdı, anlayamadım, ama bir gerçek var elbette, her ne kadar rivayetse de: Hadise Türkiye’yi temsil ederken Eurovision bilmem kaçıncı şarkı yarışmasında, Belçika’da yaşıyor olması, efendime söyleyeyim, izlemedim, yazanların yalancısıyım, zenci dansörler ile çalışılması, giysisinin edep sınırlarını- ki burada sanıyorum Belçika değil de Türkiye edep sınırı söz konusu- aşması Hadise’nin şu an yarattığı hadiseden çok daha farklı hadiselere neden olacağı!

“Hadise Türk Milleti’ni temsil etmiyor bu haliyle!” denilerek tepkisel bir ortam yaratılacağı ve planlanan şekilde acil ve gerekli önlemler alınarak belli standartlar getirileceği konusu var ki, hah işte, Eurovision şarkı yarışması önemli değildir şahsım için ama rivayet edilen durumun gerçek olma ihtimalinin yüksekliği ve sonuçları, üzgünüm anneciğim ama, tam benlik!...

Şöyle bir genelge yayınlamıyormuş mesela: Şarkıcılar, sanatçılar, ve dahi halktan her hangi bir kişi, göbeğini açıkta bırakan, poposunu deşifre eden, göğüs dekoltesini gösteren giysiler ile görüntülenemeyeceklerdir!

Bu ne demektir, öyle yazmayacaktır gerçi, ama, o şekilde ne şarkı söylenecek, ne sanat yapılacak, ne de gezinilebilecektir!

Öyle ya, pat diye karşıdan gelen biri cep telefonu aracılığıyla resmini çekiverdi, hatta video kaydına bile aldı!

Amanin! Yandın sen!

Sonra o şarkıcı kızların anneleri de el atacaklardır duruma, “Aman kızım, ne olur, ne olmaz, şöyle usturuplu bir şey giy üstüne ki, başımız ağrımasın!”

“Ama anne!... Edepsiz bir giysi mi var sence üzerimde?”

“Yok kızım, değil, ama, bak starlar bile başörtüsüyle neredeyse ekran önüne çıkacaklar! Aman annem, iş gelmesin başımıza, şöyle kalçalarına kadar inen bir tunik giyiver…”

……

Ehh işte! Bu kadının, yani benim, yazacağım magazinsel yazı da ancak bu kadar!

İyi ki annemin bilgisayarı yok!

Yoksa bütün gece uyku girmezdi gözüne, mimlendi bu kız, magazin yaz dedim, yine kalktı neler yazdı! Bir haller gelmese bari başına! Dur bakayım, tekrar okuyayım, hah, rivayet demiş, kurtarır kesin buradan!

Annelerin güzeli… Uğruna kitap yazılası kadın!

Yarın, Allah sağlık ve yaşam verirse elbette, hem beni, hem de kız kardeşimi arar, çocuklarımızla da konuşur, sevgililer günümüzü kutlar, o günü yalnızca ikili ilişkiler için değil, yürekteki tüm sevgiler için yaşar!

Bana da güler bazı kişiler, tanık olduklarında telefon konuşmalarımıza, bitirirken “Seni çok seviyorum anne!” derim sıkça, o da “Bende kızım, bende seni, sizleri çok seviyorum!”

Rahmetli babamla da aynı konuşmalarımız vardı, ne mutlu ki “Seni seviyorum baba!” cümlesini çokça kullandım, çokça da duydum, şükürler olsun!

En güzeli de, ne bayrama, ne de seyrana gerek duyuldu, o yüzden anlamsızdır bana göre özel günler zaten! Gündelik yaşamında yapmadığın şeyleri özel günlerde yapmak yapmacıktan ibaret!

……

Keyifliyim, espriler yaparak keyfimi katmerlerim diye başlamıştım yazmaya, ama parmaklar ve yürek, hattı zatında elbette ki beyin, başka şeyler yazmak istemiş!

Ne yapalım!...

Doğal akış her zaman sudur, su yolunu hep bulur…

……

Madem bu kadar magazinden uzaklaşmışım, tam da sevgililer günü üzeri sizlere bir şey söyleyeyim: Yanında en doğal halinizde olduğunuz insan, o halinizle sizi kabul eden insan ancak mutlu eder sizi! Hep ucuz algılarız oysa, hep elimizin altında ve o nedenle asla o kişi çekici gelmez bize!

Hakaret eden, hep gidiyormuş gibi duranlar cazip gelir, neden, biliyor musunuz, onları güçlü sanıyoruz!

Oysa onlar, kendi problemlerini çözememiş kişiler, dur noktalarını, ne istediklerini bilemeyenler, onların karmaşıklıkları düğümlü ipleri çözmek kadar haz veriyor olsa da, bir makas atılsa o düğümlü yumağa, gereksiz yere emek harcanmayacak aslında!

Ama… Bir gerçek var ki, o kişiler de yumak sarar gibi sizi sarar aslında!

Böyle beslenirler, ne onlar farkındadırlar gerçekte, ne de siz!

Sömürdükçe şişerler, sömürüldükçe zayıflarsınız…

Siz küçüldükçe onlar büyür!

Onlar büyüdükçe siz küçülürsünüz hepten!

Önce onun gözünde, sonra sizin, sonra sizi sevenlerin!...

Sevenler uyardıkça, koruma içgüdüsü gelişir, toz kondurmamaya çalışırsınız, oysa farkında değilsiniz ki korumak istediğiniz aslında sizsinizdir!

Nasıl böyle birine tutulup kaldı denmesin diye uğraşır, didinirsiniz, aslında dostlar çoğu kere düşündüklerinizi söyler ama bunu duymak zor gelir işte insanoğluna, ille de savunma mekanizması devreye girer!

……

Hadise’den nerelere geldik!

Ah be anneciğim, ben kim, magazin yazmak kim!

Bunca satırı okuyan varsa, sabır konusunda talep edene sertifika gönderilecektir!

……

Böyle bir yazı yazdım desem, sevgilerini gönderirdi sizlere annem!

Şimdiden, annemin ve benim sevgilerimizi iletiyorum, sevgililer gününüz kutlu olsun!

……

Gülgün Karaoğlu

Şubat, 13/04

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..