Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Kasım '07

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Bizim nasıl bir rekor kırmamız lazım?

Bizim nasıl bir rekor kırmamız lazım?
 

Bugün 10 Kasım… “69 Yıl Önce Bugün” diye manşet atmış Vatan gazetesi… Evet, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ü, tam 69 yıl önce bugün kaybetmiştik…

İnsanlar doğarlar, büyürler, yaşarlar ve ölürler… İster ilâhi tecelli, ister doğa kanunu diyelim, sonuç farketmiyor.

Kaybedilen her değer gibi, ona da özlem duymak, onu özlemek, hepimizin hakkı. Bu ölüm yıldönümünde onu “Özlemle Anıyoruz.” Milliyet, Radikal ve Türkiye gazetesinin manşetleri böyle… “Özlüyoruz” (Posta), “Seni Çok Özledik” (Akşam), “Unutmadık, Unutmayacağız” (Bugün), diyenler de var.

Cumhuriyet gazetesi, Ata’nın 69. ölüm yıldönümünde emperyalizme karşı ulusal direniş bilincini, kurtuluş ateşini, kuruluş coşkusunu, laik, demokratik cumhuriyeti, Atatürk devrimlerinin kazanımlarını koruyacağız, “Kaybetmeyeceğiz” demiş.

Büyük adamlar, büyük eserler bırakırlar ve onlarla anılıp, onlarla yaşarlar. Bu bağlamda Atatürk’ün her zaman anılması ve ebediyen gönüllerde yaşaması kaçınılmazdır.

Bunun dışındaki abartılı başlıklar, bende Atatürk’ü iyi anlamadığımız gibi bir izlenim bırakıyor. Anıtkabir’e yapılan ziyaretler kastedilerek “Bu Yıl Yine Rekor Kıracağız Atam” demenin mantığını anlayamıyorum.

Bir başka gazetede şöyle bir başlık var: “Bu Günleri Görseydi Kahrolurdu.” Ne anlatıyoruz bu şekilde acaba, görevimizi yapmadığımızı itiraf mı, şikâyet mi? Anıtkabir bir ağlama duvarı olmadığı gibi, bir şikâyet mercii de değildir.

Akla mantığa uygun olmayan tabuları yıkarak, bize çağdaş, ileriye dönük bir medeniyet yolu açan Atatürk’ü, bizzat kutsal bir tabu haline getirmek, şu anda yapmamız gereken işler ve atmamız gereken adımlar için, 69 yıl öncesine referans vermek, hayatta en hakiki mürşit ilimdir diyen Atatürk anlayışıyla bağdaşıyor mu?

“Atatürk yaşasaydı, şu anda aramızda olsaydı” gibi cümleleri kurarken, onu neredeyse yüz yıl önceki haliyle bugüne taşımaya çalışıyoruz. Oysa o bize muasır medeniyetler seviyesine çıkmamızı tavsiye etmişti. Biz hiç durmadan her gün daha çok yol almak ve sürekli dünden daha ileride olmak zorundayız.

Ona olan bağlılığımızı, ona olan sevgimizi, ilkelerini iyi anlayarak, iyi yorumlayarak, günümüze göre uyarlayarak göstermek zorundayız. Yılda bir gün halimizi şikâyet ederek, sevgimizi ve üzüntümüzü şekle dönüştürmenin, bize hiçbir faydası olmayacağı kanaatindeyim. Ruhu şad olsun.

*****

Günün diğer manşetlerinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın söylemi ilk sırada… Akşam, Posta ve Vatan gazetelerinin haberine göre Paşa, operasyon için “Hazırız, Emir Bekliyoruz” diyor.

Radikal gazetesi Büyükanıt’ın, sınır ötesi operasyonun askeri gerekçeleri, hedefleri olmalı, kafamızdaki şey ciddi, hedefe yönelik bir operasyon, diplomasiyi, siyaseti bir kenara atamayız, dediğini belirttikten sonra “Operasyon İş Olsun Diye Yapılmaz” sözünü manşet yapmış. Milliyet gazetesi de bunu “Birazcık Operasyon Olmaz” şeklinde vermiş.

Hürriyet gazetesin Paşa’nın, ABD’den gelecek istihbarat, operasyon için kullanılacak, “O İstihbaratla Turşu Kurmayız” dediğini belirtiyor.

“Harekat Son Emre Kaldı” diyen Türkiye gazetesi ise Büyükanıt’ın “Toplumu Germeyin” sözünü manşet yapmış. Sözün devamında Büyükanıt, teröristle halkı birbirinden ayıralım, yoksa toplumda çatışma ortamı çıkar, diyor.

*****

Diğer manşetler de şöyle:

Suudi Arabistan Kralı şu anda ülkemize iki günlük bir ziyaret yapıyor. Kralın gelirken uçak dolusu eşya getirdiği, bunları taşımak için bilmem kaç tane kamyon, otobüs kiralandığı gibi haberler de çıkmıştı basında.

Abartının her türlüsünü itina ile yerine getiren Kral’ın, yanında getirdiği şeylerden biri ise, “yok daha neler” dedirtecek cinsten. Yeni Şafak gazetesinin manşetinde yer alan habere göre, “Kral Abdullah Tahtıyla geldi.” 400 kişilik maiyetiyle Ankara’ya gelen Kral, som altından tahtını da beraberinde getirdi.

Gerçekten yüzyıllar öncesinden kalma bir görüntü sergileyen bu durumu anlamak da, anlatmak da mümkün değil. Böyle bir israfın dinle ve İslam’la bağlantısının olması da imkansız.

Bu arada Krala verilen Devlet Şeref madalyasının sebebi de anlaşılmış değil. Belki bunu “siyasetin gerektirdiği bir durum” olarak algılamak lazım.

Öte yandan Kral’dan bir istek var. Bu çok ilginç bir hikaye. Suudi Arabistan’da çocuk sahibi olan bir Türk ailesinin çocuğu yanlışlıkla bir Arap aileye veriliyor. Arap çocuğu da Türk aileye tabi… Aradan geçen zaman yanlışlığı ayan beyan gösterecek kadar ortada. Ama sonuçta çözülmesi gereken hukuki bir sorun var.

İşte Türk aile bu konuda Kral’ın yardımını istiyor. Sabah gazetesinin “Konuk Krala Evlat Ricası” başlığıyla verdiği habere göre, Türk baba Kral Abdullah’a seslenerek, izin versin kardeş aile olalım, teklifinde bulunuyor.

Takvim gazetesi de aynı haberi “Kardeş Aile” başlığıyla manşete taşıyor ve Türk ailenin, bize vatandaşlık versinler çocuklar ayrılmasın, kardeş aile gibi yaşayalım, dediğini belirtiyor. Bakalım Kral Arap saçına dönmüş bu karışıklığı çözecek mi?

*****

DTP’den herkes dertli, ama kimsenin eli bir şey yapmaya varmıyor, ya da yanaşmıyor. Güneş gazetesi bugün çareyi onları Atatürk’e şikayet etmekte bulmuş. “Türkiye’yi Bölmek İstiyorlar Atam!” başlıklı manşetin altında şunlar yazılı: Ne Mutlu Türküm diyene diyerek bir ulus devlet yaratmıştın. Şimdi ise Güneydoğu için ayrı bayrak isteyenler, kurduğun mecliste cirit atıyor.

Başbakan da DTP’den şikayetçi. O da derdini “Bush Anladı, Onlar Anlamadı” şeklinde dile getirmiş. Star gazetesinin haberine göre Başbakan Erdoğan, terörle arasına mesafe koymayan DTP’ye tepki gösterdi. PKK’nın terör örgütü olduğunu sadece onlar anlamadı, dedi.

Anlamadıklarını söylemek pek doğru değil. Anlamak istemiyorlar bence... Kongrede Bulgaristan’ı örnek göstererek “bize de haklarımız verilsin, sorun bitsin” demeye getiren DTP’ye Bulgaristan’dan cevap geldi:


Milliyet gazetesindeki “DTP Talepleri Bize Uymuyor” başlıklı habere göre, Hak ve Özgürlükler Partisi’nin cevabı şöyle: “Biz özerklik istemiyoruz ki...”

*****

Öte yandan Kuzey Irak politikasını 180 derece değiştiren CHP lideri Baykal’ı kimi tebrik ediyor, kimi tenkit ediyor. Yeni Şafak gazetesi “Oval Ofis Virajı” başlıklı haberinde, iki hafta öncesine kadar Kuzey Irak’ı hedef alan Baykal’ın Beyaz Saray’daki Erdoğan-Bush zirvesinden sonra U dönüşü yaptığını söyleyerek, Türkiye 30 yıl sonrasını düşünerek hareket etmeli, dediğini yazıyor

***** .

Zaman gazetesi “Oyakbank’a Muhtıra: 140 bin Askerin Bilgisi Bizde Kalacak” başlıklı haberinde Oyakbank’taki 140 bin muvazzaf askerin özlük bilgilerinin yabancıların eline geçmemesi konusundaki sıkıntının büyüdüğünü, Genelkurmay’ın Hollandalı ING grubuna bilgilerin kendilerinde kalması teklifinde bulunduğunu, öneri reddedilirse askerlerin bankayla ilişkilerinin kesileceğini yazıyor.

*****

Son haberimiz Star gazetesinden. “410 Trilyonluk Özür.” Geçen yıl 410 milyon YTL zarar açıklayan Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel müdürü Rıfat Dağdelen, Meclis KİT Komisyonu’nda halktan özür diledi. Devleti zarara uğrattığımız için üzgünüz, diyen Dağdelen’in tavsiyesi, devlet ticaret yapmasın!

Evet, işte devlet eliyle işletilen bir kurumun halkın sırtına yüklediği zarar.

*****


Spor haberlerine gelince:

Fanatik gazetesi, geçtiğimiz hafta Sarı Lacivertlilerin prensip anlaşmasına vardığı Norveçli oyuncunun, Kartal’ın devreye girmesiyle fiyatını artırdığını, böylece Fenerbahçe ile Beşiktaş’ın John Carew için birbirine girdiğini “Kapışma” başlıklı haberinde anlatmış.

Fotomaç gazetesi ise “Milan Baros” başlıklı haberinde, Zico’nun Kezman’ın yerine istediği forvet oyuncu belli oldu, diyor.

Bugünlük de bu kadar. Yarın yeniden birlikte olabilmek dileğiyle…

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..