Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ağustos '15

 
Kategori
Özel Günler
 

Bizim SARIŞIN'ın halleri...

Bizim SARIŞIN'ın halleri...
 

görsel internetten alıntıdır


Arkadaş grubumuzda doğum günü olanlara sürpriz kutlamalar yapılması bir gelenek haline geldi.

Özellikle gruptaki bir-iki arkadaş, onca işinin arasında, haberleşmesinden tutun da buluşacağımız yere, hatta hediyesine kadar her şeyi düşünüp, planlıyor.

Bu işi öyle sıkı takip ediyorlar ki, biz doğum günümüzü unutsak bile onlar asla unutmuyorlar. Bize de sadece hediyeye katkıda bulunmak ve sürpriz partiye katılmak kalıyor.

...

Geçen hafta bizim sarışının doğum günüydü. İki gün öncesinde onunla kahvemizi içip karşılıklı lâflarken, telefonum çaldı. Arayan, sarışının kız kardeşi, daha önemlisi grubun doğum günü organizatörüydü. Bense sarışının doğum gününü o an tamamen unutmuştum.

-Ne yapıyorsun Fatma Abla?

-Ne yapalım, ablanla kahve içiyoruz, hadi sen de gel!

(Sessizlik...)

-Hımmm…Yok…Ben seni sonra arayayım o zaman…

(Bende bir ısrar, bir ısrar!..)

-Niye? Ablan da burada işte, anlat şekerim, anlat… Hah hah hayyy!..:)

( Yine Sessizlik... Ben de bir algı eksikliği, bir anlayışsızlık; neden aramış olabileceğini düşünmüyorum bile!..)

-Yoksa ablanı mı aradın, yoksa telefonu kapalı mı ? Vereyim mi kendisine, konuşacak mısın?

(Sarışın beni duyuyor ya, telefonunda -cevapsız arama-var mı diye kontrol ediyor.)

Telefondaki arkadaş, enerjisi düşmüş bir sesle;

-Yok Fatma abla, ablamın şu doğum günü meselesi  vardı ya…Ama artık sürprizi kalmadı, anlamıştır nasılsa, ver konuşayım!

Dediği anda benim jeton düşüyor. Sesimi kısarak sarışının yanından ayrılıyorum.

Sarışının doğum günü kutlaması için, Kaleiçi’nde sürpriz bir buluşma için anlaşıyoruz. Geri geldiğimde sarışın düşünceli, durumu kavramış gibi görünüyor:

"Ben ona, doğum günümü kimseye bildirme, mahcup oluyorum demiştim!  Yine ne yapıyor bu? " diye kardeşine homurdanıyor.

"Yok canım yanlış anladın, bu hafta sonu şehir dışındaymış ya, ablamın doğumgününü  haftaya Hasanağa’da yapsak mı ?diye soruyor, diyorum.

(Bizimki Hasanağa Gecelerini çok sever ya, ikna oluyor...)

Organizatörümüz, doğum günü akşamı geldiğinde ablasına:

"Ne zamandır ikimiz bir yerlere takılmıyoruz. Bu gece seninle Kaleiçi’ne gidelim, bir şeyler yiyelim-içelim, iki bacı başbaşa doğum gününü kutlayalım " diyor. Geziyorlar-tozuyorlar sonra bizimkini buluşacağımız mekâna doğru yönlendiriyor.

 İşletmeci  masaları sandalyeleri sokağa yaymış ya, masanın birinde gruptan bir arkadaş oturuyor. Bizimki onu hemen görüyor; "Ahmet mi o? Ne yapıyor hafta arası buralarda? Hay Allaaah yine içmeye başlamış galiba!? Tüh ya ne olacak bu adamın hali?" Diye sızlanarak selamlaşırken, birden karşı masadaki çifti fark ediyor.

"Aaa… Melekler de burada ! Ah canım, ne güzel, başbaşa  felekten bir gece çalmaya gelmişler! Dur, önce Ahmet’le biraz konuşalım, daha sonra onlara -Merhaba- diyelim" diyor.

Organizatörümüz:" Onların yanına oturalım biraz istersen" dese de, O: "Aaa...Yooo… Olmaaaz! insancıklar kırkta yılda bir çocuksuz eğlenmeye gelmişler, rahatsız etmeyelim" diyor ama ısrarlara dayanamıyor, oturuyorlar.

Ahmet ise o değilden,”E ben de yanınıza geleyim“ bari deyip, içkisini alıp onlara katılıyor.

Bizimki tesadüfleri sorgulama gereği bile duymuyor. Muhabbetten mutlu, etrafına bakınırken başka bir arkadaşın sokaktan geçmek üzere olduğunu görüyor;

"Aaaaaa! İnanmıyoruuuum… Ayşeeeee! Nereye böyle?"

Ayşe, bozuntuya vermiyor, gülümseyerek:

"Bir arkadaşla falanca cafe de buluşacağız da, oraya gidiyorum, ama zamanım var, hadi biraz sizinle oturayım "diyor.

(Bizim sarışın halâ uyanmıyor! :)

Hatta bu arada telefonla doğum gününü kutlayanlara, yaşamakta olduğu güzel tesadüfleri anlatıyor... Derken ufukta ben görünüyorum. Onunla yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmez ve birbirimizden hep haberliyizdir ya; hem merak ediyor ”Fatma ne işler çeviriyor buralarda benden habersiz?” diye, hem de aynı mekânda karşılaşmış olmamıza acayip seviniyor.

(Zaten doğumgünü ya, zaten beni de çok sever ya..:)

Ayağa kalkıp coşkuyla bana el sallıyor; "Fatmaaaa!"

Renk vermeden, sevinçli bir şaşkınlıkla:

"Aaaa! Hayırdır? Ne oluyor böyle? Niye herkes burada?" falan diye sözde bir heyecan yapıyorum. Bizimki nihayet durumu anlıyor ve kardeşine dönerek, sitemle-merakla:

"Sen mi  çağırdın yoksa herkesi, sen mi ayarladın tüm bunları?" diye soruyor.

Diğeri; "Herhalde ablacım be, bi düşünsene; olur ama bu kadar da tesadüf olmaz ki!"diye yanıt veriyor.

Sonra bize doğru eğilip;"Akşamdan beri yanımızda duran şu koskocaman hediye paketinin de kendisi için olduğunu anlamadı ya, PeSSS!"diyor

Kahkahalarımız bizimkinin keyifli  isyanına karışıyor:

"Dalga geçmeyin n'oluuur !..Sarışınım, safım ama valla  o kadar da aptal değilim ben yaaaa!!! "

 

                                                                     

                                                                     ***

 
Toplam blog
: 247
: 1493
Kayıt tarihi
: 29.01.08
 
 

Antalya ve Akdeniz aşığı bir öğretmenim. Bol bol okurum, blog yazarım, şiir yazarım. Yazdıkça ve ..