Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Kasım '13

 
Kategori
Güncel
 

Bizimkiler!

Bizimkiler!
 

Evet bizimkiler, Serbestiyet...

Taraf'ta temel hakları çiğnendi   Türkiye basınında bir ilk gerçekleşti..Tarafı ikinci cumhuriyetçilere, sol liberallere bırakıp çekip gittiler. Bi gazetem vardı, artık yok deyip üzülmüştüm. Üstelik gazete ile ilgili duymadığımız hakaret kalmamıştı. Üniversitede de Cumhuriyet taşırken 80'li yıllarda aynı iltifatları duyar tehdit edilirdik..

Bi zamanlarda yeni yüzyıl gazetesi vardı hatırlarsınız, Etyen, Ali Bayramoğlu dahil herkes orda idi.. Biz harıl harıl çalışıyorduk, YDH'dan umutluyduk, sona hareket partiye dönüştü, delege ağaları dumura uğrattı, bitti.. O sıralar Yeni Yüzyıl gazetesi de darmağın olmuştu .. Yeni Yüzyıl'a da üzülmüştüm.. Tek tük yazılarımı da yayınlamıştı, Yeni Yüzyıl... Hatta çevre sorunları üzerine bir yazımı aynı konulu kitapçığa almışlardı; çok sevinç duymuştum..

Bu kez uzun zamandır duymadığım türde bir sevinç ve heyecan duydum, bizimkiler "Serbestiyet" com isimli bir Web sitesinde yine yazacaklar..

Sanırım çok farklı nitelikte ve tüm farklılıkları ile bir "biz adılı" oluşuyor, yeniden ve demokrat...

"Biz sadece biziz…" diyorlar..

"Hatta “eski Taraf yazarları” bile değiliz.
O defteri kapattık, yeni bir sayfa açıyoruz.

Biz sadece canlı kamusal tartışmaya katılmak, fikirlerini “agora”ya sunmak isteyen bir arkadaş grubuyuz.

Taraf döneminde de aramızda görüş ayrılıkları vardı; göreceksiniz, şimdi daha çok var."

"Şucu ya da bucu olmaksızın var olamayan ve bizleri de daha başlamadan bir yerlere yamama gayretinde olanlara cevaplarımızı yazılarımızla vereceğiz."
 
Diyorlar sitenin maliyetinden tutun daha yayına başlar başlamaz atılan laflara cevap veriyorlar.. Sınırsızca serbeslikten dem vuruyorlar..

"Bir tarafa sıkışmamak, yenmek için değil zemini genişletmek için burada, bir aradayız." Evet!

"Başkalarıyla birlikte yaşamak, dinlemek, duymak ve konuşmak istiyoruz…"


Bu yaklaşıma çok özleyenler vardır benim gibi..

Ben özlemiştim onları Düzce Yerel Haber biraz tuhafıma gitse de oradan izliyordum, sonra Türkiye Gazetesine de alışmaya başladım, haberleri ve sayfa düzeni hızla nitelik değiştiriyor.  Alper Görmüş'ün ince eleyip sık dokuduğu konuları önemsiyorum çünkü, Yıldıray ve Ceren'i önemsiyorum farklı bir gençlikleri ve nitelikleri var kendi gençliğimizde onların kavradıklarını kavramış bi kaç kişi olsaydık keşke o zamanlar..

Halil hocam'ı Cahit Koytak'ın şiirlerini, Ferhat Kentel'i Gürbüz Özaltınlı'yı özledik...

Ferhat hocam;"Yetmez ama evetçilere küfreden solculara bugün yenileri –sağcılar- eklendi. İktidar olan ve “devrimini” unutan, “devlet olan devrimciler”e eklemlenen; devletleşenlerin kibriyle şişinen, yeni kibirli sağcı aparaçikler eklendi…

Solcusuyla, sağcısıyla, eski ve yeni rejimin aparaçikleri kendi kutuplarından çok hoşnutlar. Bana onların kutuplarından illâllah geldi; ben kendi kutbumu inşa ediyorum…
En azından şimdilik…

Neyse… Yeniden merhaba!" Evet başka bir kutuptayız çoğumuz...

Halil hocam;" Şimdi yeniden başlıyorum. Belki biraz farklı tarzda; hep içimden geçen bir blog şeklinde. “Bir tarihçinin eskiz defteri” havasında. İllâ fikirleri geliştirip olgunlaştırmayı beklemeksizin. Mutlak bir kronolojik sırayla da değil. Yer yer, güncemin daha eski yapraklarına geri dönüşlerle. Varsın, gözlem ve düşüncelerimin en ham hallerinden başlayarak bütün zigzagları, girinti çıkıntıları, yan önermeleriyle gelişimini yansıtsın." diyerek başlıyor...

Markar ise;"Değişim zamanıydı. Serbestiyet’te, eski Taraf’ı Taraf yapan tüm yazarlar yeniden o muhteşem yazılarına dönecekler. Bu muhteşem bir şey… Beni çok heyecanlandırıyor. Halil’i, Gürbüz’ü, Sivilay Abla’yı, Demiray’ı, Roni’yi, Tuncer’i, Cahit ağabeyi, Vahap’ı yeniden birarada okuyabilmek çok güzel olacak. Aynı fikirde olmamıza gerek yok. Benim için onların dürüstlüğü ve naifliği en az fikirleri kadar değerli.

Namuslu yazılar bulmak o kadar zor ki bu günlerde.


Serbestiyet hoşgeldi.
Sizler de hoşgeldiniz.

Yeniden görüşmek çok güzel." diyerek bitiriyor..

Bu ülkeden umut duymak için yine bir sebebim var.. Size de tavsiye ederim..

Bizim eski MB tayfası da sanırım artık yazmıyor ben yeniden başladım özlemişim..

****

Bak söylemedi deme

Bak söylemedi deme, akıllı okuyucu,
Şiir okumazsan, karıncalar sarabilir
kıyı bucak kafanın içini.
Karıncalarla kalsa iyi,
Onların artıklarını toplamak için
Kırkayaklar ve hamam böcekleri
girer çıkar davetsiz, ikinin biri.

Şiir okumazsan, bak söylemedi deme,
Siyaset, ekonomi, ayaktopu…
Sözcükler, sap saman, çekirge sürüleri
içini kemirir kemirir de,
Gül, yasemin, menekşe yerine
Yalnızca ot, diken, ayrık otu kaplayıverir
gönlünün bağını bahçesini
Ve kuruyup gidersin sen de
Gün be gün o otlarla, dikenlerle birlikte.

Şiir okumazsan, yere bakar, yeri okuyamazsın,
Göğe bakar, göğü okuyamazsın,
Döner kendine bakarsın
Ve ağaçtan bir yontu aynada,
Yahut bir tablet, pişirişmiş balçıktan
görürsün görmesine, fakat,
Okuyamazsın onu, dostum,
Okusan da bir şey anlayamazsın,
şiir okumazsan.

Bütün gazeteleri yutsan Allah’ın günü,
Bütün siteleri dolaşsan beyaz balina gibi,
Geceleri gök aynasına bakan
Ve orada kendi yüzünde gördüğü şiiri
anlata anlata bitiremeyen
Ağustos böceğinin anladığı kadar bile
Anlayamazsın yerde ve gökte olanı biteni,
Sonra kendi kafanda, kendi yüreğinde
kendi ruhunda olanı biteni.

Şiir okumazsan, bak ahbap, benden söylemesi,
Çığırmadan yol türküsünü kendi hikâyenin
Varırsın yolların bitimine
Ve bırakırsın çar naçar, senin sökemediğin kitabı,
Açıp okusunlar, anlasınlar ve sana anlatsınlar
kurtlar, güveler, mezarlık fareleri.

Hiçleşmenin panzehiri nedir,
Bunu hiç söyleyen oldu mu sana?
İzin ver bir kere de ben söyeyeyim bunu.
Hiçleşmenin panzehiri,
Günde mümkünse üç / beş öğün şiir okumaktır,
Şiir okumak, kutsal kitaplardan
Ve dudak okumak, dağ, bulut,
rüzgâr ve zaman,
Görünmeyen’in binbir yüzünden.

Ve bir başlangıç olarak belki
Haftada bir ya da iki gün
ısınma hareketleri yapmak,
Bir günlük gazetede ya da internet sitesinde,
Seni alıp dağın öteki yüzüne götürecek,
Bağı bahçeyi gezdirip geri getirecek
‘Yoksullar Ve Yalnızlar İçin Tezler’ gibi

bir şiir köşesinde…

8 Kasım 2013  Cahit Koytak
 

 
Toplam blog
: 444
: 1284
Kayıt tarihi
: 13.09.07
 
 

MB zengin kültürel bir eksen; düşüncelerimizin buluştuğu, tartıştığımız, birbirimizi etkilediğimi..