Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Mayıs '10

 
Kategori
Futbol
 

BJK duruş şekli bu mudur?

BJK duruş şekli bu mudur?
 

Bu sezon Fenerbahçe Spor Kulübü tüm branşlar baz alındığında tarihinin en başarılı senesini yaşıyor ve bu başarının oluşmasında en büyük pay sahibi olan adam televizyonların karşısına çıkıp açık ve net bir şekilde “futbolda şampiyonluğun kaçmasının tek sorumlusu benim” diyor. Ertesi gün gazetelerde şampiyonluğun kaçmasının sorumluluğu Rüştü’ye yıkılmış gibi ifadeler çıkıyor.

Aynı gazeteler, şampiyonluğun kaçtığı gün Aziz Yıldırım’ı istifa ettiriyor, Daum’u kovduruyor, anonsçuyu dövdürüyor, Kadıköy’ü savaş yeri gibi gösteriyor vs vs...

Sezon başlarken Fenerbahçe Başkanı üst üste 3 şampiyonluk sözü veriyor, Beşiktaş Başkanı üst üste 5 şampiyonluk sözü veriyor, Galatasaray Başkanı ise bu sezon 4 kupa alma sözü veriyor. Bu sözlerin hiçbirisi tutulamıyor ancak verdiği söze en çok yaklaşan Başkan olmasına rağmen Fenerbahçe Başkanı sözünü tutamadığı için acımasız bir biçimde eleştirilirken diğerlerinin ne sözler verdiği çoktan unutuluyor. Zaten onlar şaka yapmışlardır canım!!

Bundan 10-12 sene önce 3 büyük diye tabir edilen kulüplerin bütçeleri hemen hemen birbirine yakın iken şu anda baktığımızda Fenerbahçe Spor Kulübü’nün bütçesi diğer 2’sinin yaklaşık 3 katı civarında. Fenerbahçe Başkanı da basın toplantısında bu kriteri baz alarak ve diğerlerinin Fenerbahçe’nin başarını engellemek uğruna birbirleri ile ittifak yapmayı bile göz önüne aldıklarını düşünerek “Türkiye’de Tek Büyük Fenerbahçe’dir” şeklinde bir açıklama yapmıştır. Bu açıklama bir çok kişiyi rahatsız etmekle birlikte tamamı ile rasyonellere dayanan mantıksal bir yaklaşımın ürünü olarak ortaya çıkmaktadır.

Bir de Beşiktaş’lı duruşu mevzuusu var. Bu duruştan anlaşılan odur ki, Beşiktaş takımının oynayacağı maçlara çıkarken kendi pozisyonunu pek önemsemeden, kendi istediği takımın şampiyonluğu için her yol mübahtır felsefeni güdebilmesiymiş. Hatta, “Söz konusu Fenerbahçe’nin şampiyonluğu ise, gerisi teferruattır” mantığı ile en büyük düşmanı ile bile kanka olabiliyor. Ki o kulüple düşman olmasının nedeni de bir zamanlar başka bir takıma bilerek yenilerek o kulübün 2.lige düşmesine neden olmaktı.

Beşiktaş’lılar belki kızacak ama kusura bakmasınlar, hiç kimse son haftada oynanan böyle kritik bir karşılaşmaya 10 eksikle gidilmesini, sezonun Beşiktaş takımındaki en formda oyuncusunun yaptığı iki çok büyük akıl almaz hatanın masumane olduğunu ve ligin formda kalecilerinden birinin pek de umursamaz tavırlarda yediği golleri normal zamanda da yiyebileceğini iddia edemez.

Aslında bu sezon Beşiktaş açısından 2006 yılının bir kopyası oldu. O sezon da (Demirören ve Polat’ın Papermoon’da yemek yediği ve Demirören’in Polat’a kupa bizim lig sizin olsun temennisini bulunduğu iddiası olan sezon) Beşiktaş yine iddiasız olduğu bir maçta, Fenerbahçe’nin şampiyon olmaması adına kendi sahasında Galatasaray’a maçı tabiri caizse hediye etmişti. (Sergen Yalçın’ın iki pozisyonda 3’e 1 gole giderken geri dönüş yapması ve Cordoba’nın son dakikada Galatasaray’lı futbolculara resmen asist yapması unutulmadı.)

Fenerbahçe tarihinin en başarılı ve çağ açan başkanı olmasına rağmen, kendisi de söyleminde belirttiği gibi Başkan Aziz Yıldırım bu sene kaçan şampiyonluğun sorumlusudur. Diğer 17 takımın ittifakı, hakemler, federasyon, medya ve Fenerbahçe’nin kendi içindeki mihraklara rağmen Fenerbahçe’nin şampiyonluğu son haftalara bırakmaması gerekirdi. Çünkü yaşanan örneklerden de görüldüğü gibi, bu tip durumlarda Fenerbahçe’nin işi kaleye çekilen 37 şut ve 14 gol pozisyonuna rağmen, tüm karşıt güçlere ilahi güçlerin de eklenmesi ile çok çok zora girebiliyor.

Dünya kupasında Türkiye olmayacak ama kalplerimiz, Lugano’muzun kaptanlığını yaptığı Uruguay milli takımı ile beraber olacaktır.

Muhittin KAYAKIRAN

mkayakiran@borusan.com

 
Toplam blog
: 72
: 623
Kayıt tarihi
: 12.11.09
 
 

1974 Adana Doğumluyum. İTÜ Makina 1996 mezunuyum. Hobilerim arasında film seyretmek, müzik dinlem..