BJK ve Biliç

Türk futbolunu yabancı futbolcular değil ama yabancı teknik adamlar adam etti.

Derwall bir sistem tasarladı, Fatih Terim onu hala yiyor, Mustafa Denizli kendi payını yedi bitirdi tüketti.

(E ne demişler?:

Okyanustan kafatasın kadar su alabilirsin ancak.)

Şimdi de Biliç var.

+

Futbol seyretmem pek.

Beşiktaş’ın en son maçını, 2008’de, Ertuğrul Sağlam’ı takımdan dehelemek için, yine bir Avrupa kupası maçında, oyuncuların ellerini bellerine koyarak, golleri neredeyse bilerek ve isteyerek yediğini izlerken izlemiş ve dehşete düşmüş ve feci nefret dolmuştum. Hoş, üzerine Demirören, bir başkanın tarihe geçecek daha nanay işlerini BJK’ye yaptı, ayrı konu.

Şimdi de Biliç var.

+

Asıl anlatacağım, 12 Mart 2015 gecesiki, UEFA son 16, Brugge maçı.

Kestirimim, BJK’nin bir gol atarsa, turu atlayacağıydı. Hala öyle.

+

Biliç gol atılınca, sevindi ama çok değil.

Eh, temkininin gerekli olduğu, ardından gelen 2 golle belli oldu. Takımını tanıyor sonuçta.

Ancak, basın toplantısı sırasında pek belli etmek istemese de, turu atlayacaklarına emin olduğunu anlamak pekala mümkündü.

+

O spor yorumcusu geçinen, spor kanalı şavalaklarını bir gün döveceğim gerçekten. Yahu, adamlar ne dese, tersi doğru resmen.

Adamlar, takım oyunu oynattığı için Biliç’i aşağıladılar resmen. Bunu yapanlardan biri de, BJK’nin eski oyuncusu.

Güvercin göğüslü, tık nefesli, kompleksli, varoş lümpenleri sizi...

+

Beni şu an bile güldüren durum şu:

İlk golün ardından bunlar rehavete kapıldı. ‘ahan da geliyor goller’ diye düşündüm. Netekim geldiler de.

+

Oyunun, söylenmeyen dağılımı şu:

İlk 45 dakika bir halt yoktu. Ön sevişme ile 0-0 biter gibiydi.

BJK, 46’da daldı ve golünü attı. Brugge tırstı ve çok hırçınlaştı.

Ancak, 1,5 sarı kart görüp de, 2. sarı karttan kızarmayı bekleyen De Sutter, kendini bile aşan bir gol attı.

Penaltı da penaltıydı. Yapılmayabilirdi. İkinci gol de yenebilirdi ama penaltının ardından gelen moralle 3. gol gelseydi, BJK tur hayalini bitirirdi.

Son 15 dakikada her 2 taraf da gol atabilirdi, yani ataktı ve gol yiyebilirdi, yani yorgundu. Brugge’lular bile, ellerini bellerine koydular son dakikalarda.

Son şerh:

Biliç, eğer bu takım ve kendi için küçük bir çıkarsama yaparsa, BJK önümüzdeki yıllarda uçar. Yalnızca, Gökhan Töre gibi, 1,5 adama daha gereksinimleri var. Adam, tank gibi valla.

+

Sonuç:

GS’nin 2000’deki  istopundan ve milli takımın 2002’deki sürklasesinden sonra Türk futbolu, zaten ancak 2020’de, yani 20 yılda çıkış yakalardı. Biliç BJK’de kalırsa, bu en geç 2017’de gerçekleşir.

Eline sağlık Biliç: Bizim dallamaları bile, ucundan bile olsa, adam ettin ya, helal olsun sana...

+

Dipnot: Bu metin, rakı şişesinde balık olma ve ertesi günkü akşamdan kalmalık nedeniyle, 2 gün geç yazıldı.