Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Nisan '10

 
Kategori
İzmir
 

Blog' cumuz, İzmir Kitap Fuarı'ndaydı...

Blog' cumuz, İzmir Kitap Fuarı'ndaydı...
 

Coşkun Karabulut, (Soldan ikinci) Ne demek istediğini iyi bilenlerden. Felsefi duruşlu bir deneme bu


Kitap Fuarı gümbür gümbür. Okumağa alışmamış bir toplumun, gümbür gümbür fuara akması, mucize. Evet, orta yerde bir alışveriş oluyor amma, okuma oranı, genelde çok düşük.

İlyas haber verdi. O, İlyas Bayram, K.yakanın muhtarı oluyor efendim. Ölüdeniz’den blog yazarı Coşkun Karabulut’un fuarda imza günü varmış. Gittik buldum. İlyası kenara çektim. Bozuntuya verme dedim. “Sürpriz yapalım” “ Pişkin pişkin” olur dedi.

“Röportaj yapmağa geldim” dedim, daldım kitap stant’ına. Hemen buyur edildim. Coşkun Bey beni tanımaz. Ben de Coşkunu. Tanısa tanısa, logo’daki kediyi tanır. Hani şu piyanist kedi. Eee, kediye de benzemediğime göre, sağlama garanti, beni tanıyamaz. İlyas sonradan inşallah oyun bozanlık etmemiştir. Coşkun, hangi gazeteden? Diye sordu. “ Ege Telgraf” dedim. E, yalan da değil hani. Orada, köşe yazıyorum. Elli yıllık gazete. Milliyet Blog diyemedim, işin esprisi kaçardı sonra. Şimdi okuyunca anlar durumu.

Neyse Evire çevire suallerimi sordum. Bir de çıkarken resimledim onları. Hararetle uğurlandım. Kitap imzalarken, Coşkun bey, adımı sordu. Muzaffer diye kaçırıverdim ağzımdan. Soyadımı da, duraksamadan “Çelik” yaptım.

Röportaja başladık bile. Soruyorum, heyecanlı heyacanlı ciddiyetle cevaplar veriyor. Coşkun Beyin kitabı “ Sözcükler de ölür” Bakın girişi şöyle yazmış “ Sözcükler canlılar gibidir. Doğar, yaşar ve ölürler. Üşür sözcükler ölünce, buz gibidirler. Ne kadar uğraşsanız ısıtamazsınız. Bir de kaybolmamış, yaşar gibi gözüken, yürüyen, dolaşan ama ruhsuz sözcükler vardır. Öteki ölülerden farkı yoktur bunların.”

Bir deneme mahiyetinde kitap. Güzel deyişler, seslenişler var. Sorulara devam ediyoruz, Coşkun Bey anlatıyor. “Şimdiye kadar 5 şiir ve 1 deneme kitabı yayımlamış. Kendisi Fethiye Ölü Deniz Belediyesi , Kültür Müdürü aynı zamanda. Buradaki stant’ tan memnun. İstiyor ki, fuarlar, Anadolu’nun her tarafında yaygınlaşsın. Yazar, Anadolu’daki okuyucuları ile kucaklaşmalı. “Yayınevlerinin, ayakları artık yere basmıyor. Çok satmaktan değil de kalite önemli” diyor Karabulut.

Buraya kadar röportaj iyi gitti. Aceleyle resimlerini de çektim giderken. Tanınmak demek, sürprizi sakatlamak demek. Yazarın blog arkadaşları gelmeden bir an önce ayrıldım oradan. İlerideki stant’larda, Muzaffer İzgü’ye rastladım. “ Gel adaşım” diye, sarıldık öpüştük. Kızını tanıttı. Yan yana oturuyorlar. “Okul çocukları cıvıl cıvıl. Muzaffer Amcalarını ziyarete gelmişler. Çocuklar, onun sayesinde bir bakıma eğitiliyor.

Tam da bu arada, arkadaşımız Dr. Onur Şenli de geldi. İzgü “ Cellek, bu resmi çek” dedi. Zaten çektimdi. “Agora Meyhanesi” Şairi oluyor kendileri. Şarkısı dillerden düşmedi hala. Bu şairlik uğruna, tıbbiyeyi on senede bitirebildi zaten. Biraz da kanına biz girdik. Aldık aldık götürdük. Sonra sonra, “yakamı bırakın da, biraz ders çalışayım” derdi hep.

Turistik sahillerin meyhanelerine. Duvara boydan boya, tavandan yere kadar, şiirini yazdık. Sonra da arkadaşı diktik yanına. “ Aha şiir, ahan da şairi” diye diye resimledik, başlıklar atatık. O sahil senin, bu sahil benim. Pek sessizdi. Yahu senin Türkçe şiirinden elin gavurunun işi ne? Di mi? Gel dediğin yere gelirdi yazık.

15 nci, İzmir Kitap Fuarındaki denetimde toplam 6 bin 276 adet bandrolsüz, 2.443 şüpheli bandrollü kitap ele geçirildi. Bu da son gelen haberlerden. TÜYAP Proje sorumlusu Akın Aktaş, operasyonlarda, bandrolün, acelecilikten dolayı yapıştırılmamış kitapların yakalandığını söyledi. Fuara yetişsin diye, bandrollerin bir kısmının matbaalarda yapıştırıldığını da sözlerine ekledi.

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..