Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Ağustos '09

 
Kategori
Blog
 

Blog'a görüntülü el telefonu ile girmek!...

Blog'a görüntülü el telefonu ile girmek!...
 

Blog'da güzel/ güleç/ içten görüntüler olsun!



- Alo, Alo!
- Buyrun efendim!
- Orası, orası mı?
- Anlamadım, efendim!
- Yani, orası, Milliyet Blog mu?
- Evet, efendim!
- Görüntülü el telefonuyla oraya girebilir miyim?
- Siz bilirsiniz, efendim!

Gördünüz mü, ben bilirmişim!

*****

Türk erkeği, elinde tesbih taşır/dı.
Öyle namazda kullanılan 33‘lük, hele ninelerin/ dedelerin 99‘luk tesbihi değil. Şöyle, dört parmağı çevreleyecek kadar olanından.
Makbul olanı da oltutaşından olanı...

*****

Şimdi, Türk erkeğinin, çoluk çoğun elinde cep telefonu...
-3G ile görüntülüsü de geldi.-
Düşünüyorsun, niye cep telefonu denmiş?
Cepte taşındığı için.
Ama bakıyorsun, cep telefonu cepte değil, elde taşınıyor.
Cepte taşınacak olmasından cep telefonu denen nesne, elde taşındığından ad değiştirmeli:
El telefonu!
Uydu değil mi?

*****

Türk erkeği, el telefonu taşıyor/du; telefon, cepten ele terfi etmişti.
Yabancı diyarlarda, yabancıların yoğun olduğu yerlerde Türkleri tanımak, artık kolaydı.
Elde telefon varsa..

“O da bizden.”

*****

Türk erkeği, erkek adamdır; yenilikleri pek sever, “değişim”den yanadır!
Türk erkeğinin telefonu cepten ele geçmişti.
Şimdi eldeki telefon, görüntülü oldu.
Şimdi Türk erkeğini tanımak daha kolay olacak!

*****

Yabancı diyarlarda Türk erkeğini tanımak kolay!
Mağazanın önünde volta atıyorsa, bir sütunun dibinde, gözü kapıdan çıkanlardaysa...
Bil ki, o, bir Türk erkeğidir.
Türk erkeği, genellikle alışverişten hoşlanmaz!
Nasıl hoşlansın ki?
Bir mağazaya, A ürünü alınacak diye girilir. B’ye, C’ye, başkalarına bakılır.

“Hani, A’yı alacaktınız?”

“Onu da alırız.”

( “Onu da alırız.” türünden sözler, seni hep bir “hikâye”ye götürür:
Adamın biri, trenin geçti bir memleketten milletvekili seçilir. Mazbatasını alır, atlar trene, tutar Ankara’nın yolunu. Kompartımanda yol arkadaşı yaşlı bir adamdır. Hanımı güzelinden köfteler yapmıştır bizimkine. Bizimki, karnı acıkınca, hanımının hazırladığı köfteleri çıkarır, yol arkadaşı yaşlı adama, “Buyur amca, yiyelim!” der.
Yaşlı adam, “Sağol evladım, benim tansiyonum var.” der.
Bizimki, değişik bir şey yiyecek olmanın hevesiyle olsa gerek:
“Onu da sonra yeriz.” der.)

“O” alınır, “öbürü” alınır; bazen alınır da alınır.
Hele indirim, “üç al, yarısını öde!” varsa...
Bazen “o”na, “öbürü”ne bakılır; bakılır da bakılır.
Sonra mı?
Hiçbir şey alınmaz!

****

Türk erkeği tesbih taşır/dı: şöyle, dört parmağı çevreleyecek kadar olanından.
Makbul olanı da oltutaşından olanı...
Türk erkeği el telefonu taşır/dı; şimdi bunun da görüntülüsü çıktı.
Türk erkeği, mağaza önünde volta atar; arada bir kapıdan içeriye göz atar.
Türk erkeği sabırlıdır!
Türk erkeği, erkek adamdır!
Türk erkeğini yabancı diyarlarda tanımak kolaydı; iyice kolaylaşacak şimdi.
Türk erkeğini tanımanın başka yolları/ davranışları da var.
Boşverin!
Yazının sonuna geldik.

*****

Elinizde güzel/ güleç/ içten görüntüler olsun!

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..