- Kategori
- Blog
Blog Ateşi
Yavaş yavaş deniz mevsimi geliyor.. kendimi denizin o serin sularına bir an evvel atıp, denizi kulaçlamak geçiyor içimden. Bir güzellik yaptık.. bu yaz blog arkadaşlarımızla toplaşıp Didim' de bizim yazlıga gitmeye karar verdik birkaç günlüğüne. Muhteşem bir organizasyon oldu.. birbirimizi hem tanıyacagız, hem de hep birlikte güzel bir tatil yapacagız.. Didim'i karışlayacagız, koylarını keşfe çıkacagız.. Akbük'ü, altınkum'u gezecegiz.
Ayrıca bizim evin bitişiği de yazları kiralık olarak veriliyor isteyenlere..denk geldi orayı da kiraladık yer yetmezse diye. Çok güzel olacak çook..
Neyse o gün geldi nihayet.. ben önceden gittim, hazırlıkları tamamladım.. yemekleri hazırladım.. verandaya salıncagımızı kurdum ki arkadaşlarımız akşamın serinliğinde salıncakta sallanıp, günün yorgunlugunu üzerlerinden atsınlar.
İlk yolcumuzu karşılamak için siteden çıkıp asfalta yöneldim.. Otobüs balık restorantının yanında bırakacak tüm arkadaşları. ahh.. evet geliyor işte otobüs tam zamanında çıkmışım evden nasıl da heyecanlıyım.. istanbul otobüsü bu. Gelen Ali gülcü.. Elinde küçücük bir çanta ve.. upuzun bir olta.. altında bermuda bir şort ve üzerinde kısa kollu bir gömlek.. indi işte... daha henüz selamlaştık kii. .. ''En yakın deniz nerede'' diye sordu bana. Şaşırdım tabii ''Hemen şurada dedim arkamı gösterdim ''Balık var mı balık.. balık çıkıyor mu burada''dedi. Gülümsedim.. olmaz olur mu?.. sen bir soluklan akşama dogru gideriz dedim.. aa kim gelmiş sürpriz yapıp da, bana ''Ben gelemem zaten topu topu yirmi gün iznim var.. o da memlekette geçiyor'' demişti celal.. ama kıramamış demek ki sağ olsun.. onun da elinde küçük bir çanta. Ayrıca iş çantasını ve laptopunu da getirmiş. '' Yetiştirmem gereken yazılar var '' diyor bana selamlaşırken. Fazla kalamayacagım.. Gelebildiğime dua edin.. sagolsun gelmiş ya..
Ben, ikisini de yanıma alıp eve götürüyorum.. sohbet falan derken.. diğer arkadaşlarımızın otobüsünün gelme saati geliyor, siz keyfinize bakın diyorum, evden çıkıyorum.
Adana otobüsü bu gelen.. içinde kimler yok kii cıvıl cıvıl kızlar.. Fulya.. Seda.. Serap'ım ve Tugba geliyor.. otobüs durdu.. öyle heyecanlıyım ki ilk kez karşılaşacagız. Önden Fulya indi o pırıl pırıl gözleriyle ''Sema'm diyerek sarıldı bana.. bu ne pozitiflik amann yarabbim. Elinde küçük bir defter.. otobüste yine o hüzünlü içli yazılarından birini yazdı gene herhalde.. ben gene aglayacagım anlaşıldı.. seda merdivenlerden gözlerini ovuşturarak indi.. ee adı çıkmış dokuza inmez sekize.. uykucu.. yaww biraz daha uyusaydım keşke'' dedi sarılırken. sonra da sema ablacıgım yanlış anlama.. çok mutluyum'' dedi. Ah serap'ım.. nihayet karşılaştık derkenn'' Valla zor izin aldım.. Yarın öbürgün dönmem lazım canısıı deyip boynuma sarıldı. Bir taraftan da saçlarıma bakıyor.. kız çok güzelmiş hakkaten saçların yav'' diyor.. ben onun ince, hassas ruhunu çok seviyorum.. ve tugba.. aşagıya inip nasıl sarıldık birbirimize.. o gelmeden portakal çiçeklerinden yaptıgı kolyeyi takmıştım boynuma.. ''ahh semacıgım hala takıyor musun sen bunu? kurumuşlar yazık.. at artık bence'' dedi aa atar mıyım hiç?.. hemen orada ortak noktamız olan folklorden figürler gösterdik birbirimize..
Arkadaşlar siz şuradan doogru gidin sonra ikinci mahalleden sola dönün.. evi görürsünüz Celal ve Ali verandada oturuyorlar.. ben Barış'ı bekleyecegim dedim.
Çok beklemedim onlar gidince.. Barış otobüsten inince en nazik tavrıyla elini uzattı bana..'' merhabalar efendim, nasılsınız?'' yanılmamışım bu çocuk çok kibar yav.. ve de yakışıklı. Buradaki kızları güneşle beraber yakacak.. Eve dogru giderken, Barış bir sorunum var konuşabilir miyiz bir ara'' diye soruyorum '' tabiii hallederiz efendim o kolay'' diyor bana yine en kibar haliyle. Ne iyi çocuk şu Barış yaa gerçekten. Eee blogumuzun psikologu o.. n'aapalım? Evdekiler de bir kaynaşmışlar bu arada harala gürele.. Ne iyi ettik de toplandık diyorum ben içimden ama.. esas oglan, şugar oglan gelmedi daha. Ben biraz blogdan ayrı durayım ortalık yatışsın gelecegim dedi ama.. onsuz olmaz bu toplantı. Siz oturun, acıktıysanız yemekler mutfakta diyorum arkadaşlara. ''Balık var mı'' diye soruyor Ali yine.. Allahım yaa diyorum içimden çattık haa. herkes kendi derdinde ne olacak.
Şugar oglan, Pirmete abimizin otobüsü geldi.. tam zamanında gelmişim valla.. Pirmete tüm agırlıgıyla otobüsten indi.. ''Merhaba Can kız.. ne güzel bir organizasyon düzenlemişsin.. ne iyi etmişsin.. buralarda yürüyüş yapabilecegim bir yer var mı? diye sordu eve giderken. her sabah mutlaka yürümesi gerekiyormuş zinde olması için. Beraber yürürüz sevgili Pirmete.. yürüyüşü ben de çok severim'' dedim..
Benim evim ve bitişik ev dolmak üzere.. yetmedi karşı komşum Ümran ablamın evine de yerleştiririm misafirlerimi.. onlar daha gelmediler, evlerinin anahtarı sitenin bekçisinde. Yabancı degiller ya.. onlar da bizim Bozdogan'dan.
Gece gelecek arkadaşlarımız da var daha.. Sevgili doktorlarımız Akdenizli ve Yeşim Özdemir.. yani ballı çöreğim. çagıra çagıra nihayet geliyor sagolsun. Akdenizli duyduguma göre biraz hiperaktifmiş durdugu yerde duramıyormuşş.. öyle diyorlar. Valla benim başım döner öyle ne o kımıl, kımıl. Taze fasulye temizletirim ben ona, bahçeden domates, biber falan toplatırım. meşguliyet veririm eline, oturur oturdugu yerde.
Ve en sonra da Sevgili Neşe de taa.. Uşak'tan gelince takım tamamlanacak. Ona şöyle bir topluca Blog arkadaşlarımızla beraber remimizi çizdirip, çerçeveletip hatıra diye saklarız. Daha ne manzaralar var onun için Didim'de.. bir gelse eli boş durmaz herhalde.. çizer de çizer..
Ne güzel bir takım oluşturduk, ne güzel dostluklar kurduk degil mi?.. iyi ki milliyet bloga girmişim dedim kendi kendime.. iyi ki..
Arkadaşlarımızla güzel bir akşam yemegi yedikten sonra sitemizin plajında kumların üzerinde kocaman bir ateş yakacagız. '' Blogdaki dostlugumuzun ateşi'' olacak bu.. Şarkılar söyleyecek.. şiirler okuyacagız. ve birbirimizi daha yakından tanıma fırsatı olacak. Keşke !! tanıdıgım, yazılarını severek okugum bütün blog arkadaşlarım gelebilseydi bu toplatıya degil mi ya?..
Öyle görünüyor ki.. bu yaz tatilini hiç unutamayacagız..