Blog TV…

Açmışım MB sayfasını, bakıyorum...

Neler yok ki? Günü yorumlayanlar... Sanki haber kanalı.

Duygusal yazılar... Aratmıyor aşk dizilerini.

Bilgi içeren yazıların ne farkı var “bilimsel programlardan”.

Blogger buluşmaları her ne kadar içerik bakımından farklı (!) ise de… “Samimi açık oturum” sayılamaz mı?

Öneriler bölümünün “reklamlar”dan ne eksiği var.

18 yaş üstü okurlar için olduğu belirtilmese bile… Erotik dizi… Pardon yazılar bile var.

Çok renkli, eğlenceli… Düşündürücü ve bilgilendirici bir …?

TV’si desek… Neden olmasın?

Kanalları var… Gündelik yaşam, Güncel, İlişkiler, Ben bildiriyorum gibi…

Dizileri var… Mesela; İlişkiler’de “Aşk- Evlilik, Dostluk, Aile… Güncel’de “ Gelenekler, Kültürler, İnançlar, Anılar vb” gibi.

Oyuncular yerine… Yazanları var… Öyle ki “Hülya Avşar da dahil olmak üzere… Kendine mizahi yaklaşımla “rol biçenler” bile var.

Ya ödül… Olmaz mı? Editör’den Öneriler ve Blog Haftalık Bülten’de yer almak… Az şey mi?

Bir de Milliyet Gazetesi’nin bağlı olduğu medya gurubunun yayınlarında yer almak var kiii… Süper ödül.

Bir eksiği var tabii… Maddi karşılığı yok… Ama hiçbir yazan da bu beklenti içinde değil. Aldıkları keyif (!) yetiyor onlara. Hatta –ben de dahil olmak üzere- sık sık şükranlarını (!) bile dile getiriyorlar çeşitli nedenlerle.

Açmak için kumandamız “Mouse”muz… Seyretmek için monitörümüz var.

Seyirciler kim mi? Bizler ve MB dışından okurlar…

Sadece seyretmiyor… Alkışlarıyla… Pardon “yorumlarıyla” bizi yüreklendiriyorlar.

Gelelim en önemli konuya… Rating… Yani “beğenilme ve tutunma” oranı. Yazıların okunma sayısını da “rating” olarak kabul edersek… Ne eksiğimiz kaldı “Blog TV” olmaktan?

Söyleyin… Ne eksiğimiz var?

Not: Blog TV’nin yeni yılı kutlu olsun efendim… Nice mutlu yıllaraJ