Blog ve blogcular (3)

Arenada iki gladyatörün birbirine ölümcül darbeler indirmek için çırpınmaları gibi eleştirmek. Evet galip gelen yaşamalı diğeri ölmeli, yaşam hakkı tanınmamalı öyle ya yaşamaya sadece güçlülerin hakkı var. Ezik olanın yenilmiş olanın bu dünyada işi ne. Eleştirmeyi gladyatörün darbeleri gibi indirmelisiniz rakibinize ve ya rakibenize ki üstte hayatta kalasınız.

Bazen de horoz dövüşlerini seyredersiniz. Birileri bahis oynar ama iki horoz alanda dövüşür. Hem de neden dövüştüklerini anlamadan. Kan revan içinde kalarak ya birisi en sonunda kesilir tabi son ikisi içinde aynıdır. Kesilmek. Bunun farkına varmadan kavga ederler. Birbirlerini kaçırmaya ürkütmeye çalışırlar. Dışarıda ki bahisçilerde onların üzerinden edecekleri karları düşünürler. Onların yaralanması ve göstermiş oldukları güç önemli değildir.

Savaş alanlarında silahlarını çeken iki düşman askerinin içinden geçen hep aynıdır. Öldürmek yoksa kendisi ölecektir. O zaman ben öleceğime o ölsün der saldırır. Asker ya ölür ya ölür.

Neden hep bilindik şeyler anlatıyorum ki ben...

Kısır döngünün içinde hep var olan mücadele etme yarışma birinci gelme ön plana çıkma eğiliminin bir sonucu galiba. Yeni olma adına önde olma adına yırtınma galiba. En gladyatör olmak için adam öldürmek. İyi güzel en iyisisin; ama özgür değilsin ki. En iyisi olsan ne olmasan ne . Bunu mu değiştirmeye çalışmak. Temel sorun zannedersem bu. Özgürlük istemek ve bu özgürlüğün içinde birinci olmak rağbet görmek. Övülmek kıskanılmak. Kısacası görselde vitrin de olmak. İnsancıl bir istek bu belki de.

Yazmak liman aramak galiba ama limanda demirleyen çok gemi olunca yer sorununu da beraberinde getiriyor. Galiba. Gemilerin çeşitliliğine bakıp kendi geminin dümeninde onları seyretmek isteyen gemi kaptanı olduğu gibi sahile en yakın konumda demirlemek isteyen gemi kaptanı da var.

Garip bir güç hegemonya mücadelesi almış başını gitmiş. Garip hem de çok garip...

Yan yana dizilmiş gemilerin içinde sandalları indirip gezinmek varken. Diğer gemilerin altında delik açmak istemek gibi bir şey bu.

Belki şunun farkında değiller: Diğer gemilerin kaptanı seyrediyor orda ki gemileri. Dışarıdan gelip kimse bu manzarayı seyretmiyor. O halde ne kadar çok gemi varsa o oranda da gemi çeşitliliğinde kendine yer bulma imkanı var. Dolayısıyla da kaptanları seyreder ordaki gemileri. En azından burda bulunmalrı bir nevi kazançtır.

Sonuçta yazmak paylaşmaktır. Paylaşmak için birden çok kişinin olması gerek.

Yazmak sadece yazmak için yazmak. Gladyatör veya horoz dövüşü için değil de kendini gerçekleştirmek adına yazmak.

Ön planda var olmak için değil de arka planda da var olmayı bilerek yazmak...

Paylşmak için yazan tüm yazan adam-kadına teşekkür ederim.

Saygılarımla....