Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Nisan '11

 
Kategori
Blog
 

Blog ve matbu eser okurlarım

Milliyet Blog’da kabaca 50.000 farklı okur kazandığımı daha önce yazmıştım. 

 

Bunun yanısıra internette, şimdi kapalı olan Demokrasim’de 5.000 (2001-2002), Fotografım’da 10.000 (2005-2006), Onpunto’da 10.000 (2008) olmak üzere, 25.000 geçmiş okurum var. 

 

Şu anda Sinemasinemadır’da 5.000 yakalamış sayılırım, Fotoritim’de 5.000’i geçmişimdir. 10.000 de bunlar diyelim. 

 

Toplamda 85.000 ediyor. Bunlar, konuları açısından tümüyle birbiriyle arakesitsiz siteler, yani birini okuyan pek diğerini okumuyor. O nedenle, verdiğim sayıya güveniyorum. 

 

Gelelim matbu eserlerime: 

 

500’er tirajlı 3 matbu kitabımın 3’ünün de basımı tükendi. İnternette 2. el olarak satılanlarını da görüyorum internette. 

 

Bugüne dek, 20’nin üzerinde süreli yayında, 150’nin üzerinde metnim yayınlandı. 

 

Bunların 20’sine 1.000’er tiraj diyorum ki 20.000 okur eder ki gene birbirinden çok farklı dergilerdi. Aralarından 3’ü, toplamda 100.000 tirajlı günlük gazeteydi, belki onlar 50.000 ekstra okur daha eder ama bundan emin değilim ve bunu pas geçiyorum. 

 

Şu anda 30.000 tirajı yakalayan Atlas Tarih’te 1 metnim yayınlandı. Bunun için 10.000 okur tahmin ediyorum. 

 

Toplam 31.500 gibi küsurlu bir şey yapıyor ve bu internet okurlarımın kabaca üçte biri oranda. 

 

Toplamda yuvarlak hesap 100.000 kişi diyelim. 

 

Bu ülkede bilgi ve zeka olarak ciddiye alınabilecek oran % 1’dir. Onun da yaş itibarıyla yarısı kemale ermiştir. Demek ki % 0, 5 örneklemeyi kastediyorum. 370.000 kişi ediyor. Kabaca burada dörtte bir oran diyelim. 

 

Benim kaale alacağım oransa, %oo 1. Kendim öyleyim çünkü. Bu da 3.700 kişi ediyor. Özel ve genel mecraları kullanarak bu nüfus örneklemesinin okur olarak limit tamamına ulaştım. 

 

Sonuç?: 

 

Sıfıra sıfır, elde var sıfır. Zaten başka türlüsünü hiç ummadım. Benim umudum 30 yaş ve altı kesimde. Onlardan 1-7 kişiye bambaşka yollar gösterip, yürümeye cesaret ettirebilirsem, ne mutlu bana... Yoksa, ben dahil, herkesin ruhunun ve artı tarihin bir ayağı çukurda. Hepimiz öğrenilmiş çaresizlik içindeyiz. İsyan ve devrim etsek de, yaratmaya çabaladığımız bu gelecek bizi içermiyor. 

 

Böylelikle, kendim için bir şey arzulamadığımın dürüstlüğü ortaya çıkmış oluyor. 51 yaşına kadar sürünmekten yeterince yorgunum zaten, beleş mezar bulsam, kıvrılıp yatarım. 

 

Yani, bir mezarım bile yok: Anlıyor musun ey kari? 

 

Hadi ağla... 

 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..