Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Şubat '16

 
Kategori
Blog yazarları tartışıyor!
 

Blog yazarını, etkili ve yetkili en az bir kişi okuyor!

Blog yazarını, etkili ve yetkili en az bir kişi okuyor!
 

blog.milliyet.com.tr'den...


Blog yazarlığının, bildiğim kadarıyla, 10 yıllık bir mazisi var… Bendeniz de beş buçuk yıl önce blog dünyasına katıldım.

Bu on yılda nereden nereye geldi?

Nasıl bir gelişme sağlandı? Sağlandı mı?

“Kamuoyunun gündemine” bir “blog yazarlığı” girdi mi?

Köşe yazısı okumayı alışkanlık haline getirenler, blog yazarlarının köşelerini de merak edip okuyorlar mı? Bunun yanı sıra, blog yazarları, yeni köşe veya blog okuyucu kitlesi yaratabildiler mi? Sizin yazılarınız da, gazete yazıları gibi, hiç tanımadığınız okuyucular tarafından sosyal medyada paylaşılıyor mu?

Kamuoyu oluşturmada, blog âleminin bir etkisi, bir katkısı var mı?

Blog dünyası nereye gidiyor? Biyere gidiyor mu? On sene sonra da, şimdi durduğumuz yerde mi olacak?

x   x   x

Blog dünyasının gelişmesi için, “blog yazarı”nın gelişmesi lâzım!

Biz geliştik mi? Yazdıklarımız; geçen seneye, 5 sene öncesine göre daha nitelikli, daha doyurucu mu? İmla ve ifadelerimizdeki hatalar azaldı mı? Sayfalarımız; gerek bilgi, gerekse edebî yönden renklendi ve zenginleşti mi? Yaratıcı ve özgün müyüz? Satırlarımız akıcı mı?

Eğer “blog dünyası” on sene öncesine göre bir ilerleme göstermediyse, bundan, bizim ilerleme göstermediğimiz sonucunu çıkarabilir miyiz?

Bizi etkili ve yetkili kimse okuyor mu? Merkezî ve yerel yönetimleri etkileme imkân ve kabiliyetimiz var mı?

Yoksa… Niye yazıyoruz?

x   x   x

İyi haber: Blog yazarını, etkili en az bir kişi okuyor!

Blog yazarını, diğer blog yazarları bile okumuyor… Okuyan birkaç kişi varsa da, binlerce blog yazarı içinde istisnadır! Diğer blog yazarlarının okumadığı nereden belli? Her şeyden önce, okunma sayılarından… Sonra, misal, yazdığım blog’da, bir başka blog yazarının yazısından bahsediyorum, yanlışını söylüyorum, ilgili “yazar”dan tık yok! Başka bir misal, bir yazımın başlığının, bazı blog yazarların yazılarıyla ilgili olduğu açıkça belli, yine tık yok! Demek yazıyı değil, başlığı bile okumuyorlar!

Neyse, biz bizi okumasak da, bizi okuyan çok etkili biri, belki de birileri var:

Kim? Editör veya editörler!

Kimse okumasa bile bizim yazılarımızı editör veya editörler okuyor. Okudukları çok açık… Çünkü bazı yazılarımız “reddedilebiliyor”! Bendenizin pek çok yazısı reddedildi. Gerçi, son zamanlarda pek reddedilmiyor! Ya editörlerin “hoşgörü eşiği” yükseldi veya bendeniz kendi otosansürümü kendim yapıyor, reddedilebilecek yazı göndermiyorum.

x   x   x

Editör etkili mi?

Elbette!

Editör, iki bakımdan etkili: Bir, bazı yazıları seçip, “Editör’den Öneriler” köşesine koyuyor ki bu aynı zamanda, sizin yazınızı Editörün okuduğunun başka bir kanıtı! Böylece, yazınızı öne çıkarmış oluyor, bu da sizin okunurluğunu önemli derecede artırabiliyor.

İkincisi ve asıl üzerinde durmak istediğim, bu satırları bana ilham eden “etkisi”… Biraz uzun vadeli ama çok daha önemli: Yazılarımızı yayına veren editörler, birer gazeteci… Eğer şimdi değillerse, ileride birer köşe yazarı olacaklar… Her köşe yazarının, bilgi birikimini sağladığı, “tecrübe” kazandığı alanlar vardır: Parlamento, polis-adliye, dış politika ...Vs. Bizim kahrımızı çeken editörler de “blog dünyası”nda bilgi birikimi ve tecrübe kazanıyorlar. Köşe yazarı olduklarında, yazı ve yorumlarında, burada edindikleri bilgilerin katkısı ve etkisi olacağı düşüncesindeyim.

İşte, blog yazarının kamuoyu oluşturmaya en büyük katkısı ve etkisi bu olabilir:

Editörü etkilemek!

Dolayısıyla, blog yazarının, bunu göz önünde bulundurması, bu idrakte olması lâzım. Blog yazarı, Editörü etkilemeye çalışmalı, ona yeni bilgiler vermeye gayret etmeli… Hatta yazımızı ona beğendirmeye çalışmalıyız ki yazımızı “önerileri” içine alsın!

x   x   x

Editörleri hiç tanımıyoruz!

Hâlbuki onlar bizi tanıyorlar.

Yazılarımız hakkında karar veren, dolayısıyla okunmamız açısından bu kadar etkili olan editörleri, bizim hiç tanımamamız haksızlık değil mi?

Bu satırları yazarken iyice merak ettim… Acaba, kendilerini tanımak mutluluğuna erişebilir miyiz? Blog sayfasının bir köşesinde kendilerinden bahseden bir yer açabilirler mi?

Ayrıca, daha etkili ve verimli yazabilmemiz için bize bazı tavsiyeleri olabilir mi?

Misal; nasıl yazmalıyız, resimleri ve anahtar kelimeleri nasıl seçmeliyiz, yazımızı ne zaman yayına göndermeliyiz, Vb. gibi?

x   x   x

Blog dünyasını çok önemsiyorum… Blog sayfaları ve yazılarıyla ilgili söyleyeceğim çok şey var ama yazının boyutunu daha fazla uzatmamak için burada kesiyorum.

Fırsat olursa, diğer görüşlerimi de başka bir yazıda paylaşırım.

 
Toplam blog
: 1412
: 1241
Kayıt tarihi
: 04.06.10
 
 

Ücret karşılığı hiçbir yerde çalışmıyorum. Sandıklı'da doğdum. Kuleli Askerî Lisesi, Kara Harp Okul..