Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Haziran '10

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Blog yazarları tartışıyor kategorisi daha doğmadan ölmüş cenindir bana göre.

Blog yazarları tartışıyor kategorisi daha doğmadan ölmüş cenindir bana göre.
 

Resim: Alıntı ama güzel alıntı değil mi... :))


“Yiğidi öldür, hakkını yeme” demiş atalarımız. Atalarımızı ve sözlerini severim. Her ne kadar geçen zamanla eşgüdümlü olarak bazıları güncelliğini yitirmiş ya da komik duruma düşmüşse olsa da...

Bu anlamda “Blog yazarları tartışıyor” adlı altında açılan yeni kategoriye attığım iki blog henüz duyurusu yapılmadığı gerekçesi ile güncel kategorisine alındı.

Hadi biri neyse ama mademki güncel konuları tartışmak da var işin içinde, güncele alınan “savaş mı, barış mı” adlı bloğum bu yeni kategoriye alınmıyorsa, ben buna daha doğmadan ölen cenin derim.

Gelelim bu yeni kategoriye konulan iki bloğa.

Aydın Bey’ in o kategoriye alınan bloğunu daha ilk yazdığı zamanlarda okumuştum. Yeni yazılan bir blog olmadığını biliyorum. En azından benim kabul edilmeyen bloğumdan daha önce yazılmış bir blogdu. Ve bana göre editörler, bak siz ne kadar önemlisiniz diyerek blog yazarlarının ağzına bir parmak bal çalmayı denemişlerdir. Belki böyle bir zorunlulukları olmasa bile… Ve bana göre tartışılacak bir şey yoktur. Bu kişisel bir anıdan öte bir şey değildir, tartışılmadığı da açıktır zaten. Ha Aydın Bey başına gelen bu olayı yazmasın mı diyebilirsiniz. Tabii ki yazabilir ama bunun yeri blog yazarları tartışıyor köşesi değildir.

Beran Hanım’ ın yazısı ise Beran Hanımın kapasitesini bilenler için tam bir hayal kırıklığıdır. Burada biraz yağ kokusu almakla birlikte “editörlere tabii” Beran Hanım herkese gönderilen duyuruyu tekrar etmekten öte gidememiş, blog yazarlarını okuduğunu anlamayan eblehler yerine koymuştur.

Editörler ise zaten bildiğimiz fark ettiğimiz ama önemsemediğimiz yanlı tutumlarını burada bir kez daha gözler önüne sermiş, ortaya koymuşlardır.

İster milliyet blogda olsun, ister ana sayfada, istedikleri isimlerini öne çıkarma konusunda sürekli gördüğümüz isimleri bu yeni kategoride de görmemiz bu alışkanlıklarının devam edeceğinin göstergesidir.

Ha editörlerde insan babından olaya bakarsak tabii ki editörler bazı yazarları daha öne çıkarabilir, bazılarını kenara atabilir ellerindeki yetki nedeniyle… Bu bizde hayal kırıklığı yaratsa da çok da takıldığımız, takılacağımız, üzerinde duracağımız bir konu değil. Herkesin kendine göre bir kitlesi var, oluştu zaten.

Ha niye yiğidi öldür hakkını yeme dedim. Şu bakımdan.

Ümit Culduz; hani derler ya, bitim kadar sevmediğim bir adam. Gerek üslubundan gerek tarzından dolayı. Alamancı akrabalarımızdan bilirim onlarda gözlemlediğim bazı eksi reaksiyonların hepsi onda da var, mevcut ama bu benim için o kişinin yaptığı bazı doğruları veya doğru eleştirileri görmeme, göz ardı etme anlamı taşımaz.

Bu anlamda geçmişte yaptığı bir iki çıkışla beraber bu çıkışını, eleştirisini doğru ve tartışmaya değer buluyorum. Belki içinizde doğru bulanlarda var ama çamurluğundan :)) kimse dile getirmiyor, getirmek istemiyor. Belki de doğru yapıyorsunuz ama ben kendi adıma bu doğru çıkışın doğrularını dile getirmeye çalıştım.

Bu arada yeri gelmişken… Kendi kendine gelin güvey olan bir ebleğin yaptıklarını deşifre ederek beni reklam yapmakla suçlamıştı SN: Ümit Culduz. Ardından kendine vazife çıkaranların yaptığı iğrenç olaylar zincirini hiç saymıyorum zaten. Ve eminim ki o ebleği "şiyir yaz şiyir yaz diye" kışkırtmıştır Ümit Culduz. İşte o yazısına nazire olarak yazmış ama yayınlamamış olduğun bir şiirin ilk iki dörtlüğünü buraya ekleyeyim de asıl reklam yapanın kim olduğunu, şapkasını koysun da düşünsün önüne. Haydi, hepiniz kalın sağlıcakla. Sakın bi yerlere ayrılmayın. Biz tartışmadan da varız. Merak etmeyin.

Fukaranın düşkünü

Rafting yapar kış günü

Kürek çeker, yel elden

Caka satar, pul elden

Reklam çaldım asmadan

Gömü buldum kasmadan

Sağ olsun konu komşu

Yetişti gemi batmadan

İşte böyle…

Ümit Culduz yorum yaparak kendini yorma yayına almayacağım. Baştan söyleyeyim dedim.

 
Toplam blog
: 669
: 1503
Kayıt tarihi
: 19.01.07
 
 

Bir on dört mart sabahı güneş henüz arz-ı endam ederken üzeri yongalarla kaplı, küçük pencereli, ..