Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Temmuz '08

 
Kategori
Blog
 

Blog yazarlarının düşündürdükleri...

Blog yazarlarının düşündürdükleri...
 

www.mustafamumcu.com


( Sn. Ahmet Balcı bir fıkra anlattı yorumunda;

Temel elindeki şişeyi Dursun’a göstererek “Ha bu tahtakurusu ilacudur.” demiş ve nasıl kullanılacağını da anlatmış; “Tahtakurusunu yakaliyacasun, bu ilacı gözüne gözüne püskürtecesun.” Dursun “Ula yakaladuktan sonra zaten öldururum oni” deyince, Temel “O da olur” demiş. )

Bir süredir kılıçlara merak sardım. Otantik eşyalar satan mağazalardan aldığım çeşitli ebat ve modellerdeki kılıçlar çalışma odamın duvarlarını süslüyor şimdilerde.

Babamın dikkatini çekmiş olmalı ki sordu;

—Bunlar ne?

—Hırsıza karşı önlem!!!

—Esliha-i cariha bunlar

—?

—Yani yaralayıcı silah. Ben sana göz yaşartıcı tabanca vereyim.

—Hırsızın gözüne mi nişan alacağım?

—Cıvıma hemen

—Yok komutanım ne haddime. (Emekli albaydır da kendisi) Hani diyorum ki; adama ateş edince gaz odaya yayılmaz mı? O gaz benim de gözüme kaçmaz mı?

—Anlaşıldı kızım sen kılıç kuşan daha iyi.

( Sn. Okan Ünver (Seringel) bir dedi ki bir yazısında; eskiden buralar portakal bahçesiydi )

Beş yaşımdaydım babaannem beni ilk kez hamama götürdüğünde. Çocuk gözüyle bana kocaman gelen hamam, kadınlarla doluydu. Kadınların çoğu babaannem gibi peştamala sarınmıştı, çocuklarsa genelde çıplaktı. Çocuk ağlamaları ve kadınların yüksek sesle konuşmaları su sesine karışıyor, içerde büyük bir gürültü yaratıyordu.

Ben şaşkın bir halde babaannemin hemen dibine sinmiş, etrafta olan biteni izliyordum ki gözüm ona takıldı.

O!

Karşımdaki kurnanın başına oturttuğu çocuğunu yıkayan kadın.

Neden sen de diğer kadınlar gibi peştamal kullanmadın ki? Boynunun ve belinin arkasından iplerini bağladığın ve sadece önü olan mutfak önlüğünün nasıl bir manzara yarattığının farkında değil miydin? Sırtını hamama dönüp de çocuğunu yıkadığında bizim de sırtımızı döndüğümüzü mü sandın? Bari çocuğu oturduğu yerden kaldırsaydın da ayaktayken yıkasaydın, eğilmek zorunda kalmazdın.

Hadi diyelim ki, mutfak önlüğünün bende yarattığı travmayı atlattım, bir de kalkıp hamamda portakal yemen şart mıydı? Şimdi ne zaman portakal yemeğe kalksam önce burnuma hamamın o nemli kokusu geliyor. Ardından da mutfak önlüğü ile önünü örtüp berisini açan kadın. Gel de ye şimdi o portakalı…

( Sn. Ümit Culduz dedi ki bir yazısında; Ana sayfa podyum, yazarlar manken “de, da” ve “ki”lere, soru eklerine biraz dikkat edelim, sayfamız bizi yansıtıyor, özen gösterelim. )

Bugün bir yazı okudum. Yazan arkadaş “y” harfini Türkçeden kaldırıp atmış gibi görünüyordu. Kullandığı kelimelerden bazıları şöyle; nediosun, biliosun, bakıo, olmuo, bilio… Önce dedim ki bir yorum yazıp “olmuo ama böle” diyeyim, sonra vazgeçtim. Yazının tamamında Türkçe katledilmişken ben bir “y” harfinin peşine düşmüşüm ne fayda…

Not: Devam edecek…

 
Toplam blog
: 61
: 2350
Kayıt tarihi
: 24.01.08
 
 

17 yaşımdaydım yazmaya ilk başladığımda. Dünyayı tanımaya çalışırken kendimi de tanıdım zaman içinde..