Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Temmuz '08

 
Kategori
Blog
 

Blog yazarlarının düşündürdükleri 2

Blog yazarlarının düşündürdükleri 2
 

www.mustafamumcu.com


( Sn. Fisun Kuşçu (İzdüşümlerim) dedi ki bir yazısında; “Ama ben yaptım hocam!” Yaptığı karikatüre inanmayan öğretmeninin, içindeki resim çizme isteğini kırdığını anlattı. )

Lisedeydim. Edebiyat öğretmenimiz ödev olarak bir konu başlığı seçer ve kompozisyon yazmamızı isterdi. Akşamdan 5–6 adet yazı hazırlar ertesi gün yapmamış olanlara dağıtırdım. Sınıfta müdavimlerim bile oluşmuştu.

Geçenlerde lise arkadaşlarımızla yaptığımız toplantıya edebiyat öğretmenimiz de katıldı. Baktım artık iyice yaşlanmış. Biraz gülümseteyim diye vaktiyle kompozisyon ödevi konusunda seri imalat yaptığımı anlattım. Birden öyle sinirlendi ki, elini çantasına attı. Sandım not defterini çıkarıp sıfırı basacak.

(Sn. Dilek Ç. dedi ki bir yorumunda; “ıığğğğ… iğrenç” Çünkü arkadaşımız MuDo klarnetten damlayan nefes buharı yoğuşma suyu tutucusu adı altında bir proje çizmişti. Kısaca NBYS, yani bildiğiniz tükürük. )

Üniversitede ikinci yılımdı. Can arkadaşım Coşkun Sürmeli ile birlikte alçılarla kalıplarla uğraşmaktan sıkılmış olmalıyız ki masanın üzerinde gezinen bir sineği yakalayıverdik. Önce Coşkun avucunun içinde sıkmadan tuttuğu sineği hızlıca sallayıp masaya attı. Sersemleyen sinek yalpalaya yalpalaya yürümeye çalışırken bu kez ben yakalayıp avucumun içine aldım. Yumruğumu sağa sola birkaç kez hızlıca salladıktan sonra avucumu açarak sineği masaya fırlattım. Sinek ayakta duramıyordu. Tam dengesini sağladığı anda Coşkun tekrar kaptı. O kadar eğleniyorduk ki asistanlardan birinin elinde kitabıyla yanımıza geldiğini fark etmedik. Tam Coşkunun attığı sineği yakalamak için hamle ediyordum ki birden koca bir kitap sineğin üzerine baaaammm diye indi. Kitabı ucundan usulca kaldırıp baktığımda ezilmiş halde yarısı kitaba yarısı masaya yapışmış olan sineği gördüm. İğrençti.

(Sn. Beyhan Bıçkın Kozanoğlu bir yorumunda diyordu ki; Ablam Gaziemir pazarından tanıdığı tokacıyı Hatay pazarında gördüğünde “senin kardeşini bizim pazardan tanırım” demiş. Meğer ikisi de aynı adammış. )

Alışveriş merkezindeki bir mağazada Erenköy pazarından tanıdığım pazarcıyı görünce boş bulunup yanımdaki arkadaşıma “aaaa… bizim pazarcı” dedim. Adam duydu ve anında terslendi “Ne yani, ben alışverişe çıkamaz mıyım?”

Not: Sn. Mehtap Erel’in “Çatlatan Diyaloglar-1” isimli kitabı kesinlikle gece yatakta okunmamalı. Yalnız uyuyorsanız sorun yok okuyabilirsiniz. Yanınızda (Sevgili Erel’in deyimiyle) eş kişisi varsa sakın gecenin bir saatinde başucu lambanızı yakıp Çatlatan Diyaloglar-1’i keyifle okumaya kalkışmayın. Aniden atacağınız bir kahkaha derin uykuda olan eş kişisini sizin gibi güldürmeyecektir. Bizzat denenmiştir.

 
Toplam blog
: 61
: 2350
Kayıt tarihi
: 24.01.08
 
 

17 yaşımdaydım yazmaya ilk başladığımda. Dünyayı tanımaya çalışırken kendimi de tanıdım zaman içinde..