Blog yazarlığıyla gelen şöhret!

Ben her zaman söylerim...İnanın buna !..

Tanrı istemezse yaprak düşmezmiş...

Tanrı istemezse şöhret gelmezmiş...

Bir şeyi hulûs-i kalble istersen oluyor arkadaş !..

Önce, kendi kalbini temiz tutacaksın !..Ona buna sataşmayacaksın !..Germager olmayacaksın...

Ülke sorunlarına fransız kalma..Çok da içine dalma!..Başına belayı alma !..

Şiirden, şarkıdan, kuru fasulyadan da şaşma !..

. . . . . .

Benim için ne istiyorsa bir blogger, Tanrım ona aynısından çokça ver !.. :))

( Ünlü blogger böyle konuşur )

Bakın, önceki blog'umda, ''Yorum isteyen bloggerleri anlatmıştım ''

Yalnızlıktan şikayet eden,evde tek başına sıkılan bir yazarın hâlet-i ruhiyyesini düşünebiliyor musunuz ?..

Önünüzde bir masa, masada var bir klavye..Klavyede ince uzun parmaklar...

Parmağında yüzükler, kolunda bilezikler...( Oy sana kurban olayım, düşünen insan !..)

Karşında bir beyaz veya siyah cam..Sen, ona; o, sana bakıyor...Bakıyor, bakışıyorsunuz...

Sonra, aniden bir parfüm kokusuyla birlikte, sol omzunuza mübarek ilham periniz gelip konuyor...

(Şimdiki periler de fast food yemekten obezdirler dikkat !..Omuzunuz çıkmasın !..)

İlham geldi ya bir öpücük alıp başlıyorsunuz yazmaya...Coştukça coşuyorsunuz...

Bir ara bakıyorsunuz ki .. Atı almışsınız,Üsküdar 'ı geçmişsiniz !..Sayfa sayfa döktürmüşsünüz maaşallah !..Sayfalar,odanızdan taşmış,dış kapı altından mahalleye fırlamış..Gidiyor...

Haberiniz yok !..Muhtarın ikazı üzerine sayfalarınızı topluyorsunuz...Kendinizi teselli edip pelivan tefrikası olarak yayınlamaya karar veriyorsunuz...Yazınızı, yirmiye bölüveriyorsunuz.

( Allah,okurunuza sabır versin !..)

Günde 18 saat PC karşısında oturup da belediyenin senin için kayıp ilanı verdiğini duymadığına mı yanarsın ?..Elektrik kesildiğinde, o muhteşem yazını, 'Taslaklara' kaydetmemenin  derin acısına mı yanarsın ?..

Bu kadar emekle size, yanılıp da  güvenilir pasaportu veren Milliyet Blog yönetimi de üşenmeden çarşaf, çarşaf yazılarınızı yayınlamaya başlamış mı ?..Oh ne âlâ muallâ !..

Buraya kadar güzeel !..Ya sonrası..İşte, sizi gören kaçıyor...Okunmuyorsunuz...Yanlışlıkla ' Tık yapanlar'  da 'TIK'larını geri alıyorlar...'Beğen' mekten vaz geçiyorlar..Hatta ''DÜRT'müyorlar bile !...

Yandı bizim keten helva !..O zaman ne yapıyorsunuz ?..

Ünlü yazarları arayıp YORUM rica ediyorsunuz.

Bu konuda yazdığım son blog'umdan sonra beni arayanlar gırla gidiyor.

Milliyet Blog dışından değişik blog sitelerinden arayıp '' -Abicim, üstadım, yakışıklım, hocam,öğretmenim, kardeşim..Ne olur benim için YORUM'larını esirgeme !..Üjj...bejj yorum yaz  !..Yolumuzu bulalım !..Gadanın oliim... '' diyen diyene..(Amca ,diyenlere pas vermiyorum )

. . . . .

Bakın !..Son blogumda 20 yorum almışım...Bu bir reklor tabi !..Tık sayısını hesap etmeme gerek yok !..

Sadece son bloğuma  gelen yorumlara yanıt vermek için tam,2.455.678.003.453.-adet  tuş basmışım. 345678.000 adet kelime bilmem ne kadar cümle kurmuşum !.

( Nzretmenolurçlşsnndeolr. )

Bir de bunları okuyan editörlerin halini düşünün gaari...Süperman olsalar yapamazlar...

( Gerçi ben editörlerle tanışmadım. Tanışanlar da onların He-Man...He-Woman-Robot neyim gibi olduğunu söylüyorlar. Sadece,baş editörümüz hanımefendinin  eski güzellik kraliçesi olduğunu söylüyorlar )

. . . . .

Tabi ben halkım için yazıyorum!.. Beni buralara halkım getirmiş !..Şöhret merdivenlerini tırmanırken kimseyi kırmamalıyım !..

(Köprüden geçerken at değiştirilmez )

Benim sâyemde MB, binlerce saatlik reklam almış...Sayfamın her köşesinde reklam dönüyor...Sürümden kazanıyoruz...Com.tr.yazar tekliflerini elimin tersiyle itiyorum...Yabancı yayın organları yazarlık teklifi için büroma gelecekler..Randevu veremiyorum.

Ben ne yapayım bundan sonra parayı, pulu...Mühim olan yazarlık aşkımız...Amatör sevdanın tadı bir başka..

Burada yazarken ilk gençliğimde, lise önünde kız beklerken duyduğum heyecanı duyuyorum.

TİME'de yazmaya başlasam,bunu duyabilir miyim ?..Nerdeee o günler ?..

( İstemem...Yan cebime  koy )

Yorumlarıyla beni taçlandıran ve beni şöhretli yazar tahtına oturtan tüm dostlarıma teşekkürler...

Yorum yazmadığı halde,yazımı okuyup  kapı aralığından beni izlemeye devam eden sevenlerime-sevmeyenlerime şükraan..Şükraan !..

Daha 45 gün İstanbuldayım...Ramazan Ayı içerisinde kısa bir yurtdışı seyahatime müteakip  Bayramın 2. günü itibariyle, Babıali yokuşundaki yeni büromda hayranlarımla tanışıp onların dertlerini dinleyip YORUMlayacağım efendim...

Blogla gelen şöhretin darısı başınıza...Saygılarımla...