Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Temmuz '10

 
Kategori
Blog
 

Blog yazılarını eleştirmek!

Blog yazılarını eleştirmek!
 

Son aylarda, Milliyet Blog üzerine yoğun eleştiriler gelmeye başladı. Editörlerden tutun biz blog yazarlarına kadar alayımıza eleştiri yağmuru geliyor. Eleştiriler de kendi içimizden, yani MB ailesinden geliyor. Kimi, "Abuk subuk yazılar yazılıyor" diye eleştiriyor, kimisi "Türkçe yazım kurallarına uyulmuyor" diyor, kimisi de editörlerin yazılara ya hiç izin vermediğinden ya da çok geç izin verdiğinden yakınıyor.

"Sıkıldık, bıktık, gına geldi" diyenler var.

Bu eleştirileri yapanlar ne istiyor Allah aşkına? Burası "Özgürlük meydanı"dır. İsteyen, istediği konuyu ve istediği şekilde blog yazısı olarak editörlere iletir. Editörler, kurumunlarının belirlediği yasal sınılar içinde bu yazıları sakıncalı bulur reddeder ya da onaylar ve yayına çıkmasına izin verir.

Şurada altı bine yaklaşan üyeyiz. Fakat, günde yazılan yazı sayısı yüz elliyi geçmiyor. Elbette çok az. Burada yazı yazan insanlardan çok büyük edebi eserler bekleme hakkımız olabilir. Fakat, çok sıradan yazı yazanları da saygıyla karşılamak durumundayız. Bizi samimi ve dost bilen insanlar, oturmuşlar içlerinden gelenleri yazmışlar. Beğenenler okur, beğenmeyenler okumaz. Beğenmeyenler daha ağır yazıları okurlar. Ancak, şöyle bir göz attığımız blog yazılarından en çok okunanlar, en basit yazılanlar olmuştur.

Türk dilinin doğru kullanılması elbette hepimizin ortak dileğidir. Ancak, blog yazarlarını bu nedenle eleştirmek için yazı yazan arkadaşlarımızın yazısında bile o kadar çok yazım hataları var ki, şaşırmamak elde değil. O nedenle, lütfen, bir başka blog yazarı arkadaşımızı eleştiriken, eleştirdiğimiz konuyu kendimiz de çok iyi bilelim. Yoksa, acınacak duruma düşüyoruz.

Burası, bize sunulmuş güzel bir ortamdır. Bugün, nette birçok blog sayfası var. Hattâ, çoğunda editör denetimi de yok. Yazınızı yazıyorsunuz, yayın ilkelerini onaylıyorsunuz ve yazınız anında yayına alınıyor. Fakat, bütün bu bloglar, Milliyet Blog kadar etkin olamıyor, bu kadar okur sayısına ulaşamıyor. Bir de, Milliyet Blog'da yazılan yazılar sık sık ön plana çıkarılarak, kaybolmadan yeni okurlarla buluşabiliyor.

Siz, yani Milliyet Blog'u yetersizlikle suçlayanlar, yazılan yazıları beğenmeyenler, küçümseyenler; sizler güzel, ağır, edebi, kültürel, sanatsal ağırlıklı yazılarınıza devam edin. Sizi okuyanlar elbette takipçiniz olacaktır. Fakat, içlerinden geldiği gibi çalakalem yazı yazanlara da karışmayın. Onlar da elbette yaza yaza sizin düzeyinize çıkacaktır.

Yazın yazınızı çekilin köşenize. Siz kendi yazınızdan sorumlusunuz. Beğenmediğiniz yazıları da okumayın. Ama, illâ okumak istiyorsanız, o zaman o yazıyı yazana ya yorum gönderin ya da mesaj yollayın ve görüşlerinizi belirtin. Eleştirilerinizi yapın. Örneğin konuyu mu beğenmediniz? Yazım kurallarını mı? Anlatım şeklini mi? Öyle her şeyi çorba edip, herkesi suçlayan yazılar yazacağınıza, madem o kadar bilginiz var, blog yazarını yazdığı blog yazısı ile eleştirin. Yani, genelleştirmeden "Hatanız şu şu şu"dur deyiniz ki, sizin de neyi ne kadar bildiğinizi anlayalım.

Ya da hiç karışmayın, yazın yazınızı, kim okursa okusun aldırış etmeyin.

 
Toplam blog
: 278
: 3275
Kayıt tarihi
: 26.05.07
 
 

İstanbul'un Kadıköy ilçesinde doğdum. Bir daha da Kadıköy'den ayrılmadım. İstanbul Üniversitesi, Ede..