Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Aralık '06

 
Kategori
Blog
 

Blog yazmak üzerine

Blog yazmak üzerine
 

-Blog yazmışsın yine?

-Evet, yazdım. Sen de bana yorum yazmışsın?

-Evet, yazdım. Ama sen cevap yazmamışsın?

-Haklısın, hiç vaktim olmadı ki...

Bugün okulda bir arkadaşımla aramızda geçen bir diyalogdu bu. Blog yazmak apayrı bir hobi, bir tutku oldu bazılarımız için. Öyle ki, eskiden uyanır uyanmaz ilk işim önce e-postalarımı, sonra da vize/final sonuçlarını kontrol etmek olurdu; şimdi ise ilk önce Milliyet'in blog sayfasını açıp, yeni yazımı kaç kişi okumuş, hiç yorum almış mı, hangi yazarlar ne konuda neler yazmış onlara bakar oldum.

Daha önceleri hep kendim için yazardım ve hiç de başarılı bulmazdım kendimi. Daha sonra, internet günlüğü anlamına gelen "web log"dan bir şekilde türetilmiş blog hakkında birtakım bilgiler edindim. Hemen araştırdım tabi, ve gördüm ki, son derece mükemmel ve etkileyici yazıların yanında gayet sıradan, tatsız tuzsuz yazılar da onaylanıp yayınlanmakta. Eee, dedim kendi kendime, o zaman benim o sıradan yazılarım da yayınlanır belki?

Ve anında ilk denememi yaptım. Aynı gün içinde yayınlanacağını tahmin bile edemezken, gördüm ki birkaç kişi tarafından okunmuş bile. Hele aldığım ilk yorumu okuduğumda yaşadığım sevinci tahmin bile edemezsiniz! O an özgüvenimin kademe kademe ama hızla arttığını hissettim işte, ve hemen bir yazı daha yazdım. Onları diğer yazılarım da takip etti; artık kendimi durduramıyordum, engelleyemiyordum yazmaktan.

Biliyorum, bazı kişilere göre hiç de o kadar üretken olmayabilirim, hatta seyrek yazıyorum da denebilir; ancak benim için tam tersi. Yani aslında hiçbir şey için vakit bulamazken blog yazmak için vakit yaratabiliyorsam, önemli olana öncelik vermek yerine öncelikli olana önem vermeye başlamışsam, sahip olduğum onca iş ve görev arasında blog yazmayı bir yerlere sıkıştırabiliyorsam demek ki her şey yolunda.

Aslında bu koltuğa oturduğumda aklımda başka bir konu vardı, çok farklı bir şeyden bahsedecektim; ama parmaklarıma hakim olamadım ve bu yazı kendiliğinden çıkıverdi ortaya. Farkındayım, biraz günlük gibi oldu (klasik anlamda bildiğimiz günlüğü kastediyorum, hani tırım tırım saklarız ya başkalarından) ama bu kez paylaşmakta ne zarar var? Neyse, o tasarlamış olduğum konu aklımda dursun, bir dahaki sefere artık... Şimdi artık önemli olana öncelik verme vakti: Ödevlerime gömülmeliyim!...

 
Toplam blog
: 152
: 1957
Kayıt tarihi
: 19.08.06
 
 

Ortada bir problem görüyorsak bu bizim de problemimizdir. Ve eğer 'birisi'nin bu konuda bir şeyle..