Blog yazmakla profesyonel blogger olmak aynı şey değil

Blog yazmak ve düzenli olarak içerik üretimini “meslek” haline getirmiş bir blogger olmak birbirinden farklı şeyler bence.  Sadece blog yazıyorum, sadece kendim için yazıyorum dediğin an pek çok alanda özgürsün şüphesiz. İçeriklerini arz/talep dengesiyle sunarsın. Beğenen alır beğenmeyen gelip okumaz. Haftada kaç yazı yazdığın, belli bir sürekliliğinin olup olmadığı vs. önemli değil. Başkalarına etki edecek şeyler de yazabilirsin, ama bundan sorumlu tutulup tutulamayacağın tartışılır. Senin özel dünyan, sanal biraz ama olsun, nihayetinde giriş çıkışlar sana ait.

Biz dünya vizyonunu epey geriden takip ediyoruz. Meslek olarak sürdürmeyi seçen insanların ise bazı yükümlülükleri var. Bana kalırsa etik anlamda da sorumlulukları var, yani usul ve tarz önemli gibime geliyor. Kullandığın dil, hakkında yazdığın içeriklerin kurgusu, içerik konusuna hakim olmak, bilgiyi araştırmayla güçlendirmiş olmak, paylaşımların, bloga alternatif olan iletişim kanallarını aktif olarak kullanışın, sosyal medyada güncel olman ve akışı hızlı takip edebilmen, etkileşimi yüksek bir kişi/ kurum olabilmen önemli. Bunlar marka ile iletişimde olan, onun vasıtasıyla düzenli gelir kazanan ve işbirliklerini güncel tutan insanların olmazsa olmazları. Gereğinden çok çevrim içi olman gerekiyor. Benim boyumu aşar, bu kadar odaklı yapabileceğimi hiç sanmıyorum. İlgisini çekenler için de  aklımdakini paylaşmakla yetineyim.

Senede toplam 8-9 içerik yüklediğin bir blog haliyle çok dikkat çekici olmuyor. “Dikkat çeksin istersen” diye söylüyorum, “bundan gelir elde etmek istiyorum” dersen diyorum. İlk şıkka geri döneceksek zaten sorun yok. Arzu ettiğimiz gibi takılabiliriz. Ancak bu yolda seni takip eden kitlen ya da seninle etkileşime giren, seninle konuşan/ yazan kitlen kadar güçlüsün. Hele ki o kitle anlattığın başlıkla hakkında , yazdığın ürün/marka hakkında konuşuyorsa tamamdır bu iş. Bu sayede sana dikkat edecek markaya ( sana gelir ödeyecek kurumlara ) etki alanın hakkında fikir verebilirsin.

Ben buna bloguna yatırım yapmak diyorum. İlla maddi olması gerekmiyor. Bundan sonraki bölümü profesyonel anlamda yapacağım diyenler okusun, istemeyenler kalksın bir çay demlesin.

- Blogundan maddi olarak gelir beklentin var mı, esas amaç mı değil mi karar ver. Hele hele bunu meslek olarak tanımlıyorsan, bunu deklare etmenin de bir dürüstlük ve doğru rota olduğunu düşünüyorum. Buna göre bir çalışma planı oluşturman çok doğal.

- Bloga devamlı marka, ürün yazısı giren ya da sosyal medya hesaplarında bunlara yer veren, günde 8 tane fotoğraf yükleyen, kendi hesaplarını markalara teslim etmiş gibi görünen bir blog yazarı ya profesyonel olarak bunu iş için yapıyordur ya yapmak istiyordur. Hem öyleyim hem öyle değilim biraz anlamsız geliyor bana. Öyle olup olmadığın anlaşılıyor zaten. ( buradaki sürekli paylaşılan içeriklerin pazarlama algısı üstündeki olumlu yüzdelerini bilmiyorum, yani daha çok itici mi oluyor yoksa kitleye nokta atışı mı oluyor, onu uzmanları cevaplasın.)

- “Bunu bir işe dönüştürmek için yapıyorum.” diyen blogcu arkadaşlarımın dürüstlüğünü takdir ediyorum. Bunu dile getirdikleri zaman da bireysel olarak ne yapabilirsem kendim teklif ediyorum. Dikkat ettiğim şey tarzının bana da etkili ve sıcak gelmesi, ben de bir tüketiciyim aynı zamanda. Gözüme sokulmuş gibi hissetmiyorsam, kaliteli olduğunu takdir ediyorsam desteğim bedava.

- Kuvvetli olduğun ya da yazmaya odaklandığın bir kategori ya da içerik başlığı olması sana düzenli yazı yazmak için hem motivasyon hem fırsat veriyor. Her konuda yazarım, her konuda söyleyecek bir şeyim var havası bana göre cazip değil. Branş seçebilir bence bir blogger, neden olmasın?

- Kitlen kim biliyor musun? Ya da en azından tanıyor musun? Sana marka teklifi gelmesini beklerken, kitlenin markanın hedefinde olup olmadığından emin misin? Sosyal medya hesaplarında etkileşimde olduğun kitle markanın ilgisini çekiyor mu acaba ? “Ver sen bana her üründen ver, çekiliş yaparım kitlem artar.”  diyorsan, dönemeçte zorlanabilirsin

- Sosyal medya kanalları ( facebook, twitter, instagram, pinterest, Google+, vb. ) içeriklerinin daha geniş kitleye ulaşmasına yardım ediyor, buna burun kıvırmanın bir manası yok.  Dünyada aktif olan toplam 19 sosyal ağ içerisinde halen Facebook 1. sırada, Twitter ve Instagram ile desteklendiğinde üçü bir arada ciddi bir güç haline geliyor. Google+ henüz halen çok rağbet görmüyor olabilir ama SEO ve Google indekslemesinde ekstra katkı sağlıyor diye duymuştum, kullanmaktan zarar gelmez.

- Sık sık değil ama ortalama 2 senede bir blog temasını değiştirmek, görsel ve eklenti kısımlarına özen göstermek fayda sağlıyor. Yenilendik, tazelendik demek güzel bir şey.

- Kopyala yapıştır ya da % 90 oranında benzer içerikleri başkalarında beğendiysen bile fikrini anlatacak şekilde yayınlamak, aynısını yapıştırmamak, aynısını seninmiş gibi numara yapıp ” ben yarattım dememek” hem etik hem olması gereken şeyler. Aksini tercih edenle dalga geçeni bol olur, tersi fena olanın tersi gelir içine oturur.

- Link ver, alıntı yaptığın insanları belirtmekten çekinme. Bu hep dile getirilir, hep vurgulanır. Neticede “onda gördüm benim de söyleyeceklerim var ” demenin yanlış bir tarafı yok.

DEVAMI: 

Dorikus.com

Facebook.com/Dorikus

Twitter.com/SenaBrn

Instagram.com/SenaBrn