Blogcunun günlüğünden

Ne oldu? Niye geldin? Sıkıldın değil mi... Sevimli sevimsiz, sevgili sevgisiz adam hoş geldin!

Bir kalem de kalpleri kıran, insanları kırmamak için çırpınıp duran tutarlı tutarsız adam hoş geldin bloğuna

Kalemin keskinliği yüzünü mü çizdi, bu ne telaş böyle? Kuramadığın cümleleri söyleyemediğin sözleri söylemeye mi geldin. Gel gel burası senin gel..

Hani demiş ya Hz Mevlana ne olursan ol yine gel… Gel bakalım şöyle, nedir derdin söyle.

Hiçbirşey söyleyemezsen şarkı söyle . Ne o günlük programın da bir aksama mı oldu? Birine mi kızdın.. yok yok kızmadın gülümsüyorsun. Fakat gözlerin nemli sanki sahte gülümseme gibi! haydi artık çıkar maskeni yalnızsın işte değil mi!

Yaz bakalım ne yazacaksan kalem senin , kılıç senin ister kes ister biç fakat sonunda hüzün olmasın nasıl olsa en sonunda hüzün var.

Sağlık, mutluluk, başarı = Elde var Hüzün. Atilla İlhan'ın dediği gibi

Bu kadar mı? Bu ne karamsarlık yarın güneş yine doğmayacak mı? Bugün Allah için ne yaptın? Koskocaman bir hiç mi bir daha düşün , bir daha.. hayata merhaba dediğin gibi uyandığın sabahta neler yaptığını düşün gün boyunca, bir tek çöpü kaldırdıysan ne mutlu sana...

Neler yazdın yine çareli çaresiz, umutlu umutsuz adam. En umutlusu sendin biliyormusun bugün , sen yazmaktayken , insanlar ölmekteydi. Fakat onların da henüz gelmeyen, sönen umutları vardı.

Belki sende onlar gibi yarına uyanamayacaksın. İyisi mi sen yaz yaz , ruhun uçmaları, kağıdın sararmalarından tez olur sen yaz.