Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Temmuz '07

 
Kategori
Blog
 

Blogda kırıcı olmamak...

Blogda kırıcı olmamak...
 

"Ben var ya beeennn... Öyle çok bilirim, öyle çok bilirim kiii!

O bilgiyi de 'insanları aşağılamak için bir kullanırım kiii!" Dediklerinde... Bir kaşımı kaldırıp da, öyle bir bakasım gelir ki yüzlerine.

Ardından da "hak ettikleri cevabı veresim gelir... "Hadi ya! Gerçek mi? Güleyim de boşa gitmesin..."

Bu aslında çok hafifletilmiş bir cevaptır da... İnsan "olan"a yeter.

Çok güzel bir söz vardır "El yumruğu yemeyen, kendi yumruğunu balyoz sanırmış".

Bu yüzden de kimin hangi konuda "ne kadar bildiğini" bilmeden "boş boş konuşmamak, ahkâm kesmemek düşer insan olana.

İstediğin sayıda okul bitir, master yap... "İnsan olmaya yetmez" . Tahsil cehaleti giderir... O kadar. Ama ya sonrası?..

Ne kadar donatırsan donat kendini... Ne kadar çok bilirsen bil... "Bennn var ya bennnn bilirim" diyorsa insan, o bilgiyi "aşağılamak/ahkâm kesmek" için kullanıyorsa... O zaman bilgili değil "ukalâ" damgasını yer.

Bildiğini sandığı şeylerin "bir başkasınınkinden az veya fazla olduğuna" kendi karar veremez bir insan.

Ne demişler "Dolu başak eğilir, boş başak dik durur". Ne kadar çok bilirsen bil "eğer kendini yetiştirebilmişsen", o denli tevazu sahibi olursun.

İstediği kadar bilimsel yazsın -ki internet ortamında aramadığınız kadar var bu yazılardan-, istediği kadar "çokbilmiş edasında konuşsun"... "İnsan olma erdemlerine" sahip değilse... Boşa harcamış ömrünü demektir.

Kendince kesin kararlar verenler, eleştiriye açık olmayanlar, herkesi "kelimeleriyle dövenler"... Bir süre sonra yalnız kalmaya mahkûmdurlar. Çünkü bu kişilere "bulaşmak" istemez aklı başında hiç bir insan.

Bu davranışların altında yatan nedenler bellidir aslında... İç dünyalarında kendileriyle kavgaları bitmemiş ve bitmeyecek olanların... Huzuru bulamayanların "tipik davranışı"dır bunlar.

Blog ortamında olsun, yaşamımızda olsun, hiçbir insanı "tam anlamıyla tanıyamayız"... Örneğin; O güne kadar "ortak yaşanmamış bir olayda" nasıl bir tepki vereceğini bilmemek gibi. Kendi "görelerimiz" devrededir çoğu zaman... Bildiğimiz kadar anlayabiliriz karşımızdakini. Empati yeteneğimiz yoksa eğer, daha da zorlaşır "anlayabilmemiz".

Bu yüzden de "ortak paylaşım alanlarındaki insanlara" önyargılı yaklaşmak, kırmak, haklarında hüküm vermek çok da doğru bir davranış olmasa gerek.

Özel yaşamdaki hırçın tavırlar... Ortak alanlara yansımamalı.

Çok güzel bir sözü vardır Tolstoy'un...

"İnsanoğlunun değeri, bir kesirle ifade edilecek olursa; payı gerçek kişiliğini gösterir, paydası da kendisini ne zannettiğini, payda büyüdükçe kesrin değeri küçülür."

 
Toplam blog
: 139
: 1916
Kayıt tarihi
: 12.04.07
 
 

Bana biri kendini anlat dese, susar kalırım. Her konuda çılgın bir istekle konuşan ben, işte o anda ..