Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Nisan '08

 
Kategori
Blog
 

Blogda türban var!

Blogda türban var!
 

Yaram var! gocunuyorum ama kaşınmıyorum. Dikkatinizi çekerim.

Milliyet blogda bir senedir yazıyorum. Çok dostlar edindik. Kimileri sessiz sedasız gitti, kimileri döneceğim diye gitti, kimileri gitti gitti geri geldi, kimileri bırakırım ben bunu diye düşünüyor, kimileri biraz daha devam edeyim, kimileri sonuna kadar devam, kimiler hem buradayım hem başka sayfada diyor. Kimileri ile görüşüyorum, kimilerinin sesini duymasamda, yazdıklarından dost ses olduklarını hissedebiliyorum.

Bir yıllık süreçte elbette güzel şeyler paylaştık, kötü olaylarda yaşadık. Güldük-eğlendik, küstük, kızdık! Ölümler, doğumlar, ayrılıklar, kazalar, sakarlıklar, kimimiz kitap yazdı, kimilerimiz program yaptı…

THK’nın İnönü Şubesinde bir toplantı yapıldı. Milliyet Blogda Sayın Talip BÖLÜKBAŞI’nın girişimleriyle…Mesaj kutuma bir gün “Gelirmi siniz? notu düştü. Gönderen, sağ olsun Talip Bey’di. Sevindim yani. Hala hatırlıyorum bu sevinci. Mübalağa yapmıyorum.

Şirkette beraber çalıştığım Mühendis arkadaşımla “Neden olmasın” dedik. Bir aileydik, ama ben bu ailenin biraz daha dışında duruyordum. Kimi konulara dalıp çıksamda, bazen sessiz sessiz okuyup geçsem de nihayetinde benim başım kapalıydı. Her dine mensup olanların tercihi gibi benimde tercihim başımı kapamak!

Hiç yok mu ailenizde başı kapalı?

Kendisine sorulduğunda, “uygun düşmeyebilirdi” o an, öyle bir dışlanmışlığa düştüm ki, tarifi imkânsız! Misafir olarak gidiyorsunuz, hem de haftasonu. Ben bunun tartışmasını yapmayacağım. Sadece tahminlerimle yazıyorum. Hatalı ve talihsiz bir karar olarak algılıyorum.

Sayın Culduz’un bloğuna kadar hiçbir açıklama yapmadım gerek yoktu nihayetinde, Başlıkta söyledim yaram vardı, açıkladım. THK’nin aslında böyle bir kararı olamaz. Sanmam. Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu nasıl kurulmuşsa, Türk Hava Kurumu’da aynı amaca hizmet için kuruldu.

Türk Hava Kurumunu ne bir Genelkurmayla, Ne de Ordu ile bir tutulamaz.

Ben burada Talip Bey’i, karalama kampanyası yapmıyorum.

Dini inancım gereği yaşamım neyse o! Ve de burada yazan yazmayan tüm arkadaşlara sesleniyorum. Lütfen benim başörtümle uğraşmayın. Din Elbette Allah ile Kul arasında, Allahın emrettiği ve Nebi Peygamberimiz Hazreti Muhammed. (S.A.V)’in buyruğu ne ise uygulamak benim tercihim. Nasıl ki yazılı kanunları uyguluyorsak, nasıl ki yazılı dersleri, bilimi, ilmi okuyup uyguluyorsak, dinin emrini uygulamak nihayetinde benim tercihimdir. Sokakta boynunda haç taşıyana da saygı duymasını biliriz, hiç inanmayana da, Sinagogda dua edene de, işte sırf bu yüzden benim başörtüme saygı duyulmasını beklemekte benim en doğal hakkım!

Ne demek, türban bloğada mı girdi, behey İnsanları bir metre başörtüsü ile yargılamak size ne kazandırır? Ki, sizin yargılama hakkınız yok, sizin insanları aşağılama, dışlama hakkınız yok! Dine mensub omakta, dinsizlikte her tür insana verilmiş, dileyen dilediği gibi kullanır. Türbanı takmakla bir servetim hiç olmadı, siyasi görüşlerimde hiç bir zaman türbana yatay gelişmedi. Bugün türbanın ardına sığınıp herhangi bir makam mevki hayali ile oturup koltuğuma kurulmuyorum. İnsan kendi tercihini nasıl yaşar? Öyleki, benim kendi halimde bulunuyor olmam, sağa sola saldırıp polemik yaratmıyor olmam, kendimdendir. Yok eğer sizin bir polemik ihtiyacınız varsa, lütfen başka kapıya. Bütün bunları talihsizlik olarak görüyorum sayın CELLEK! Yaşınızdan dolayı da saygı duyuyorum. Eğer ki türbanlı bir blogcu ile bir arada bulunma rahatsızlığı duyuyorsanız çekip gidebilirsiniz. Benim gitmek gibi bir niyetim yok. Ha, varmam meyhanenize, içmem şarabınızı.

Homeros Bey'in yazdığı bloğa ithafen yazdığınız yorumda neden böyle bir türban konusuna girdiğinizde anlaşılamamıştır zaten! Biri dediğiniz benim. HOmeros bey'in boğunda adı geçen kuruma alınmayan benim ve yazmak bana düşer. Aşağılamaya gerek yok, benim bir adım bir soyadım ya da rumuzum mevcut.

Bu ülkede türbandan daha öncelikli korkmanız gereken daha çok şeyler var. Bir kere ülkenin refahı, kalkınması, eğitimi, sağlığı, beyin göçü, terör, ekonomi gibi birinci elden önemli sorunları var iken türbana, ne yazıkki oturduğumuz yerden kolayca yazma lüksüne sahip olduğumuz için atıp tutuyoruz. Üretmeden, tüketmek ve ayrım yaratmak sanırım budur!

Buradan tüm GS ve FB dostlarıma sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Yıllarca bir GS'li olarak futbola hep yakın durdum. Kimi zaman hırsımdan ağladım, kimi zaman sehpa devirdim. Kimi zaman zıplaya zıplaya yehuuuuuuuuuu çektim. Şimdi ise hakeden yehuuuuuuuuuuuu çeksin hem de zıplayarak.
 
Toplam blog
: 359
: 1593
Kayıt tarihi
: 29.11.06
 
 

Deli-dolu, akıllı,  yalandan yere çamura yatan, normal değerlerde zekalı, esprili, şakacı, kendin..