Blogda yazılar

Yine başladım yazmaya ya bakalım, hayırlısı…
Üstelik,
Başlığı bile düşündüm, kısalttım.
Oysa, “Blogda ne yazılmalı” diyebilirdim.
Yine “ne” sorusunu kullanabilirdim…
Ama olmazdı, bayağı bir uzun yazmak gerekirdi o zaman.

Çünkü bir yığın faktörü içinde barındıran, epey bir kapsamlı, her detayın mümkün olduğunca atlanmadan, oldukça geniş ve genel bir irdelenmeyle ancak anlatılabilip, anlaşılabilecek bir konunun, ancak bu şekilde ele alınabileceğini, ancak böyle ele alınması gerektiğini ve öyle ele alındığını anlatan bir göstergedir “ne”.

Hatta bu bile yetmez,
En temele inmek gerekir üstelik, önce!
O temelde de neleer var neler, ohoooooo…
Anlatırım belki onu da bir başka sefere.

“Blog nasıl yazılmalı” desem…
O daha da uzun olurdu, çünkü “nasıl” girdi mi hele işin içine, anam anam… ört ki ölem…

Tabii aslında bir de her işin, her konunun, her olgunun bir de “niye”si vardır… Bilen bilir zaten bunu.. ama bilmeyene anlatmak… Ooooyyyyyyyyy oy…

Onun için en kısaya indirgedim ben de…
Söz dinlerim ben. Saygısızca da olsa saygı duyarım eleştirilere.
“Blogda yazılar”!
Böyle karar verdim.
Başlık bile bu olsun.
Peki çok mu güzel oldu...? Bence hayır.
Hiç bir niteleme yok, havada kalıyor, bir belirsizlik var yani.
Eksik!

Pek bir şey göstermiyor,
Pek bir şey anlatmıyor,
Açıklayıcı değil.
Yani mertçe değil…
O yüzden anlaşılmıyor da zaten.
Giz dolu… gibi.

Dolayısıyla, yeterince ve olması gerektiği gibi içten, açık, dürüstçe de değil…
Üstelik toplumsal bile değil,
San-ki
Şahsi! 

Hiç bana uymuyor… beni, insanı anlatmıyor.
Hatta iyi niyetli bile değil… Çünkü, nasıl desem, san’ki… hince.
Hiç şık değil…
Hani hin oğlu hin derler ya, ayyyynen öyle!
“Blogda yazılar”…
İyi de ne? Nasıl yani..? Blogda yazıların ne’si?
“Blogda yazılar”…
Merak etsinler!

Der gibi sanki.

E kısa yazılırsa böyle olur tabi işte,
Blogda yazılar-mış; tamam da, ne’si fesi?
Kimmmm bilir işte, ne’si, fesi…??
O ancak, yazılırsa açık açık, uzun uzun, herşeyiyle… ve okunursa işte, okundukça çıkar ortaya..
Blogda yazılar… nesi, nasılı, niyesi, o daha sonra belki, bekle!!
Şu an tek diyeceğim,
Ben burada kesiyorum şimdi,
Kısa olsun diye.
Eeee öyle başa, böyle takke!


Filiz Alev