Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Kasım '11

 
Kategori
Blog
 

Blogger: “Tık”lamalı Yazar!

Blogger: “Tık”lamalı Yazar!
 

Yazmak, yaşamaktır, yaşatmaktır!

Eli kalem tutan, parmakları klavyede özgürce dolaşan, dilinin döndüğünce yazmalı. Kişi yazdıkça, başka yaşamları kendinde yaşamaya, kendi yaşadığını başkalarında yaşatmaya başlar.  Yazma, sizi alır götürür bir yerlere; engin yazma evrenidir, o yer. Orada başka dünyalar, başka insanlar bulur, mutlu olursunuz. Kimi zaman da üzülürsünüz.

Yazmak, yaşamı tanımak, tanıtmaktır!

Yazma ve yayma araçları sınırlıydı eskiden; düşünceleri/ duyguları yazıya aktarmanın zorlukları vardı. Yazın okunaklı değilse, daktilon yoksa, işin zordu. Yazdığını bir yerlerde basılı olarak görmeme, çoğu yazma heveslisinin hevesini kırardı.

Yazılanların başkasına ulaşamaması ne kötü!

Yazma ve yayma araçları sınırlı olmasına karşın yazmak yine de güzeldi.

Bilgisayar/lar evlere kadar girince, yazmanın getirdiği kolaylık, doyulmaz bir zevk verdi.  Sonra, internetle, internetin yaygınlaşmasıyla, yazmanın keyfi daha bir doyulmaz oldu. Artık, yazma hevesi olanların, “sanal dünya”da sayfaları, “blog”ları oldu.

Bilen de, bilmeyen de yazdı...

Yazım kurallarına, noktalama işaretlerine uyan da oldu, olmayan da...

Özgünlük, sıradanlık “sanal dünya”da başını aldı gitti.

İyi de oldu!

“Ağzı olan konuşuyor”, giderek “Blog’u olan konuşuyor”a dönüştü. Yazmaktan çok konuşmayı seven bizim toplum, internetle yazmaya da alıştı. Artık, akıldan geçenler, şu ya da bu biçimde yazı oldu, karşımıza “blog” olarak çıktı. Daha hevesli, istekli olanlar, yaza yaza yazmayı öğrendiler kuşkusuz. Çünkü her şey bir “deneme”dir, güzele/ olguna varma, bir “deneyim”dir.

Herkes, kendinin yazarı oldu, oluyor, bir bakıma.

“Sanal ortam” bir yazma atölyesinden farksız.

Dergiler, yazılarını koymasa ne gam!

Blog’u olan konuşsun, klavyede dolaşan parmakları sözcükleri konuştursun konuşturabildiği kadar. Sözcüklerin dilinden ancak, sözcükleri yerinde kullananlar, “çirkinlik”leri bile “güzellik”lere dönüştürenler anlar.

Sözcüğün güzeli çirkini, iyisi kötüsü yoktur; onları çirkin de yapan, kötü de yapan, kullanandır. Çevre, çocuğu nasıl kötü yapıyorsa, öyle...

“Sanal ortam”ın sağladığı olanaktan yararlanarak, yazmalı, yazmalı, yazmalı...Çünkü yazma ve yayma araçları kolaylaşınca, blog yazanın kimseye minneti kalmamıştır. Bloglar, “yazı sergisi”dir, “sanal ortam”da bilgiye ulaşmak, gezinmek isteyenlere.

Yazmak, yaşamaktır, yaşatmaktır.

Yaşamak, yaşatmak için yazmalı!...

Her koşulda, ortamda yazma olanağı var günümüzde. Yazdığın, bir “tık”lamayla “sanal ortam”da... Uzaklara, bilinmeyen diyarlara, başka dünyalara ulaşıyor.

“Tık”layan, seni de bulabiliyor.

Yazma ve yayma araçlarının yaşamı kolaylaştırdığı dünyamızda yazmalı, blog yazarı, klavyeyi konuşturmalı; “klavyenin efendisi” olmalı.

Gel, blog yazarı, güzelinden bir ad bulalım sana:

“Tık”lamalı yazar!...

TURGUT ÇELİK/ Mersin
 

*** Bu yazı, Bilkom’un “Klavyenin Efendisi” adlı etkinlik için yazılmıştı.

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..