- Kategori
- Blog
Blogger ve Blogmaz
Geçtiğimiz hafta global düzeyde provakatif olaylar gerçekleşti. Ardından, günlük blog yazım sayıları 2 katına çıktı. Sonra olay tavsadı. Hoop, bloglar yeniden eski sayısına düştü.
Biz de o zaman, böyle dolduruşa gelip de, ‘çalakalem yazan aymaz blogcu’ anlamında, ‘blogmaz’ dedik.
Bunun karşıtı blogger ve/ya yazar. Kritik olaylarda (toplumsal durumlar ve/ya duygusal durumları değiştikçe) yazı sayısı inip çıksa da, 10 yıl gibi orta-uzun vadede belli bir ortalamadan şaşmayan kişi böylesi biridir bizcesi.
Son 10 yılda, önce MB ve sonra da RB nezdinde, TC’de düşünce ifadesi genel özgürlüğü giderek düşerken, hapisteki yazar / gazeteci sayısı giderek artarken, yeni / genç yazarlara yepyeni bir yayın mecrası oluşturuldu.
Ve ortaya çıktı ki yazar aday adayları yazmamaya, zeka ve bilgi eksikli kalmaya çok çok meraklı.
Ve ortaya çıktı ki yemek tarifi, burç, hurufilik gibi dandik dunduk konularda yazmaya herkes çok hevesli. Aynı türden okur kümesi de, bilim metnini 100 okurken, porno metnini 2.000 okuyor.
Böylelikle, yazmaz-yazar ve okumaz-okur tipi (kitap alır ve koltuk altında taşır gibi bir oluşumda) ortaya çıktı.
Ek bilgi: İnternetin belli bir insan tipinin okuma niceliğini ve niteliğini epeyi azalttığı araştırmalarda ortaya çıktı.
30 küsur yıldır yayınlanma ve okunma mücadelesi veren, Oğuz Atay gibi bugünün ‘best-seller’ yazarlarının bile, ‘neredesin ey kari?’ diye diye öldüğü bir ülkede yaşadığımızın bilincinde olan biriyim. O nedenle, bu yeni kuşak okumaz-yazmaz blogmazlar, beni feci rencide ediyor.
Bu metin de, bu nedenle yazıldı.