Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Şubat '09

 
Kategori
Blog
 

Bloglar arasında gezinmek. Yazmak, okumak. Bu işe devam.

Bloglar arasında gezinmek. Yazmak, okumak. Bu işe devam.
 

Yazmaya devam.


Herkes tutturmuş ben neden blog yazıyorum diyerek blog yazdığını açıklıyor.

Bazıları da mimlendim diyor.

Bunlar nedir anlayamadım. Kafamda karıştı. Acaba bende mi mimlendim? Boş verin bunları kendi halinize bırakın ve ülke sorunlarınızla ilgilenin. İşsizlik başını almış gidiyor.

Arkadaşlar! Şimdi aklıma bir soru geldi.

Neden kitap okumuyoruz?

Bı soruya cevap bulmaya çalışacağım. Şu turist olarak gelen Avrupalıları kıskanıyorum doğrusu. Bir yer de hiç bir zaman ellerinden kitap düşürmüyorlar. Yaz aylarında Didim’de olmamdan dolayı gözlemlerim şu şekilde. Didim’de fazla miktar da İngiliz’ler var. İsterseniz Didim’de yaşamakta olan Erdoğan Şahin arkadaşımıza da sorabilirsiniz. Sahiller de İngiliz hatunlar göğüslerini açıp pek güneşlenmiyorlar ama açsalar bile bizi pek ilgilendirmiyor ya, fakat yine de Ege sahillerinde röntgenleyen gençler kalmadı gibi. İşte o hatunları ve yanında ki erkeklerin kumların üzerinde iki işi birden yaptıklarını görmek mümkün.

    Güneş banyosu yaparak cildini bronzlaştırıyorlar. Kitap okuyorlar.

Ben ikinci maddeyi ele almak istiyorum.

Kitap okumak.

Geçenlerde bir büyüğümüz burada yazmakta olan Blog yazarların yavaş yavaş azaldığını eski dostların artık görünmez olduğunu bıraktılarsa allahaısmarladık bile demeden gittiklerinden bahsediyordu. İçine işlemiş galiba. Bu bloğa gelen yorumlarda ise bir öğretmen arkadaşımız da başlarda her gün birer blog yazdığını fakat bu sayının son günler de düştüğünü ve Fenerbahçe maçlarını eleştiriyorsa da artık Fenerbahçe’nin son maçlarda aldığı başarısız sonuçlara bakarak blog yazmak istemediğini ve emekli olduğu için diğer ev işleri ile meşgul olduğunu yazıyordu.

Ben bunu bir yer de yazan arkadaşlarımızın ya boş vakit olmadığını ya da para kazanamadıklarından yazmaktan vazgeçtiklerini düşünüyorum. Ben de soruyorum her şey para mı? Biz kimmiş ki para kazanacak birikimimiz mi var? Bunu yapan arkadaşları da kutluyorum. Hiç olmazsa kitapları var.

Her neyse yazmak her şey için çok güzel. İlk önce kafanda taslak ediyorsun sonra Microsoft Word’de yazıyor ve okuyorsun. Son düzenlemeleri yaptıktan sonrada yayına vermek üzere sayfana giriyor kopyalıyor ve yapıştırıp yayına veriyoruz. Geçen süre de kafa patlatıyorsunuz. Kısaca bir emek veriyorsunuz. İnsanlar neden emeklerinin karşılığını almasınlar diye düşünüyorum.

Harcanan emekler boşa gitmesin. Yani kısaca emeğimi nasıl paraya dönüştürebilirim düşüncesi var oluştu arkadaşlar da. Bazıları da bunun için kitap başmaya başladı bile.

Bu da beni şu soruyu aklıma getirdi. Biz yazıyoruz da para kazanamıyoruz. Harcadığımız emekler boşa gidiyor. O zaman kitap da okumayalım. Öyle ya kitap okuduğunuz da belli zaman harcayacaksınız. Bir bloğu iki saatte yazıyorsak iki saatte kitap okuyalım. Ama biz kitap okuduk diye para mı verecekler? Bilakis kitap okumak için kitap satan yayın evlerine gidip para vereceksiniz kitap satın alacaksınız ve onu sonuna kadar okuyacaksınız.

Gazete okuyabilmek için de para vereceksiniz.

Yani hep cebinizden para çıkacak. Kitap okuyup da âlim mi olayım? En iyisi mi kahveye gideyim okey mokey oynarım diyebilirsiniz. Ben de kahveye gitmeyi bedava mı sandın derim. Yine de cebinden para çıkacak. Bir çay 60 kuruş. İki çay 1 Lira 20 Kuruş. Birkaç kişiye ısmarladın mı bu fiyat katlar. En iyisi mi bir kitap alıp okumak olmalı. 10 Liraya kitap alır 10 gün de okursan günlüğün 1 Liraya gelir. Onun yerine çay mı içeçeksin evinde çay yap ve kitap oku. Bilgin artsın.

İnsan kitap okurken zaman harcanmıyor mu yazarken harcadığı gibi. Okurken para harcıyoruz ve zamanımız gidiyor da yazdığımız zaman emeğimiz gitmiyor mu?

Herhalde öyle zannediyorum ki para kazanamadığımız gibi bu iş için zaman harcayarak kitap okuyaman diyen insanlarız biz. Öyle olduğu için pek yazmıyamıyoruz da. Çünkü bir yerde tıkanmış durumundayız.

Şimdi ben kendime soruyorum Neden yazıyorum? Çünkü kendi mi bu şekilde ifade edebiliyorum ve okuyorum. Belki zaman tutmadım ama günlük blog yazmam ve sizleri okumam, yorum yazacaksam da yazdığım da harcadığım zaman 7 veya 8 saati buluyor. Resim yapıyorum ve bisiklete biniyorum. Pek televizyon seyretmem.

Ben buradayım. Sıkılmadım da. Dediğim gibi insanlar kendilerini sıkmıyorlar. “Bana bir şey oldu galiba. Eskiden fazla yazardım şimdi hevesim yok.” Ama yazanlar yazıyor. Yazanlarınkini okuyan okuyor. Yazmadığınız vakit sizi kimse bilemez ve eriyip gidersiniz. Burası öyle platform ki arkadaşlıklar mükemmel düzeyde. Kendini yakın bulduğun kişilerle dostluklar da kurabiliyorsunuz. Görüş alışverişte bulunabiliyorsunuz. Toplantılar da bir yer de iyi oluyor insanları tanımak açısından.

Beni burada yazmaya iten sebep yazanlara örnek aldığım içindir. Örnek aldığım insanların başında Sabiha Rana gelir. Onu tanımayan yoktur. Bilgili ve kültürlü bir hanım. Yazmak istediği bir konuyu açıklıkla yazar. Eskiden fal bakardı, bizleri güldürürdü.

Onun arkasında, gölgesinde ve kendime ait bir çizgide bloglarım okunsun veya okunmasın, en fazla okunan bloğum olsun veya olmasın dimdik ayakta bende varım.

Hepinize saygılarımla.

 
Toplam blog
: 540
: 3176
Kayıt tarihi
: 02.01.07
 
 

Hiç bir motorlu araca binmeyi sevemedim. Daha doğrusu sevdiremediler. Onun yerine iki tekerlekli ..