Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Mart '15

 
Kategori
Blog
 

Bloglar kamuoyunu ne kadar etkiliyor?

Bloglar kamuoyunu ne kadar etkiliyor?
 

google


Önbilgi: Bu metin, şu metnin koşutunda yazıldı:

http://blog.radikal.com.tr//dunya/164-milyon-blog-kamuoyunu-ne-kadar-etkiliyor-92874

Başlığa en kısa yanıt şu:

Bazı okurları çok etkiliyor.

Sorun, onların kim olduğu. Şu an için üniversite gençliği diyelim. Ancak, onları Facebook ve Twitter daha çok etkiliyor.

Açımlama:

Bir:

TC’de çok güçlü bir köşe yazarı geleneği var. Dünya’da bunun böyle olmadığını önesürenlere katılmıyoruz. Yalnızca bize özgü, alaturka bir köşe yazarlığı ve okurluğu sözkonusu.

Bunlardan biri, ne yazık ki çizer Necdet Şen’in belirttiği gibiki bir fikir çobanlığıdır. Yani bir okur, kendine bir köşe yazarı seçer, onu okur, onun fikrini benimser ve onları kendininmiş gibi savunur. (İronik olan durum, Şen’in bir çizer olması, yıllarca onu kimse tanımazken, ‘Hızlı Gazeteci’ çizgiroman / bant-karikatür dizisiyle ünlü olup, kamuoyunu etkilemeye başlamasıdır. Sonunda bu durum, onu isyan ettirmiş ve çizerliği bırakıp tüymüş ve ‘Gitmek’ diye bir kitap yazmıştır.)

İki:

Blogculuk, ön aşamalardan geçti. Eskiden internette ‘Egroups’ diye bir site vardı (ve Yahoo onu satın alıp yok etti), şimdiki blogların ön-ısınma çalışmaları türünden yazılar yayınlanırdı orada ve siyasal tartışmaların neredeyse tamamı orada dönerdi, örneğin 2002 Anayasa tartışmaları öyle oldu. Düşünün ki o zaman TBMM Egrubu bile vardı ve milletvekilleriyle tartışırdınız. İnanılmaz, değil mi?

Dolayısıyla blogculuk da başka şeylere evrilecek gelecekte.

Düşünün ki listeler, egruplar, sonra Facebook / Twitter kayması, yalnızca 10 yıl içinde olup bitti ve bir insanın ortalama yaşamı 80 yıl ve bugün 20 yaşındaki gençler önlerindeki 60 yılda 20 aşama daha yaşayabilir demek ki.

Bunun nereye gideceğini henüz bilemiyoruz ve hatta öngöremiyoruz, çünkü araya bir veya daha çok internet çöküş dönemleri girecek.

Üç:

Blogculuğu etkileyen ama onun dışında gelişen bir ‘matbu gazeteciliğin hafiften mezarın yolunu tutup, onun yerini sanal basının alması durumu’ var. (Matbu gazeteler 25 yıl falan daha dayanır ancak.)

Bugün Radikal ve Karşı Gazete, yalnızca sanal olarak yayınlanıyor. (Bu demek değil ki öncülük hep onlarda kalacak.) En büyük 2 blog sitesinden biri de, Radikal Blog ki boynuz kulağı geçer hesabı, Milliyet Blog’u solladı gibi görünüyor.

Devamında, nasıl ki 70 (evet, yanlış okumadınız, yazıyla yetmiş) yıldır (1946’dan beridir) matbu olarak Çetin Altan okuyan birileri varsa, Milliyet Blog, buna benzer olarak, okurlarının yaş ortalamasının hafiften mezara yakın olduğu bir duruma geçti.

Yani, sanal basının anı anına yeniliği bile, blogları ve blogcuları dinamik düşünceli kılamadı. Tam tersine internet, araştırmalarda artık açıkça ortaya çıktığı üzere, muhafazakarlığı arttırmaya başladı. Şu an için bloglar giderek oraya yönelmekte. (Sanal cemaatler konusunda kitap yazılalı 10 seneyi geçti.)

Dört:

Hala dikkat çekmiyor ama sanal reklam pazarı çok çok büyük potansiyel olarak ve bloglar bunun bir numaralı mecrası şu an.

Şöyle örnekleyelim: Yabancı ülkelerde yapıldığı gibi, TC’de de  blogculara sayfalarında yayınlanan reklamlardan üçte birle yarısı arasında bir pay verilse, epeyi blogcu, maaşlı / duayen köşe yazarları kadar para kazanır.

Bunun devamında, yine yabancı ülkelerde olan tüketici blogları bizde yok. Henüz yerleşmedi yani, ayrıca görünen o ki TC’de 5-10 yıl daha gerekebilir bunun için.

Tüketimi etkilemenin kamuoyunu çook etkilemek olduğunu yazmam gerekmiyordu aslında ama birilerinin bunu anlamadığına eminim.

Beş:

Gelelim asıl olarak siyasal kamuoyunu belirlemeye:

Bu konuda öncülüğü devralan Radikal Blog, Şubat 2015’te fahiş bir hata yaparak, magazinleşmeye ve siyasal açıdan pervasızlaşmaya başladı.

Beş bir: Birbirine kel alaka politik düşünceleri aynı gün yayınlayarak, kendi herhangi bir ikna ediciliği olmasını giderek sıfırlıyor RB.

Beş iki: AKP, yakında tüm blogcuları kabak gibi oyacak. Cadı avı çoktan başladı. Şu an oluşan durum, PKK deyimiyle blogcuların / ceylanların kurdun üzerine salınması gibi olmakta.

Beş üç: Bu ve diğer diğer mental-kültürel regresyon-konfüzyon gergefi, blogcuları ‘tarihi tam da yapabilecekleri anda, tarih-dışına itti’ durumuna getirmek sonuçlu oldu.

Sonuç:

Evet, blogcular kamuoyunu etkileyebilir.

Evet, blogcular kamuyoyunu etkiledi.

Evet, blogcular kamuoyunu kalıcı olarak etkileyebilirdi.

Evet, blogcular kamuoyunu geçici olarak etkiledi ve kısa bir gelecekte de artık etkileyemeycek ve bu da blogların başka bir mecraya kaymasına neden olacak. En önemli aday adayı, uzmanlaşmış bloglar ki zaten örnekleri var ortada.

Bundan sonrası başka bir metnin konusu.

 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..