Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Mart '07

 
Kategori
Blog
 

Blogların düşündürdükleri

Blogların düşündürdükleri
 

Çok konuşan insanlar, konuşmaktan fırsat bulup, yazı yazamazlar. Düşüncelerini yazıya döken kişilerin de çok konuştuklarını sanmıyorum. Onlar daha çok okumayı tercih ederler. Veya ben böyle olduğunu düşünüyorum. Çünkü blog yazmaya başladığım 2 aydan beri zamanımın çoğunu okumak, düşünmek ve yazmakla geçiriyorum. Bazen bir konuda fikrimi sorduklarında, şu tarihte o konuyla ilgili milliyet bloga yazı yazmıştım, oradan oku diyebiliyorum. Acaba zamanla konuşma yeteneklerimizi kaybedecekmiyiz diye de korkuyorum aslında.

Örneğin iki blog yazarının karşılıklı konuştuğunu varsayalım.

- Küresel ısınma hakkında ne düşünüyorsun?

- 10 martta o konuyla ilgili yazı yazmıştım. Oku istersen. Peki sence cumhurbaşkanlığı seçimleri ne olur?

- Ben de 6 martta düşüncelerimi yazdım. Oradan okuyabilirsin. Sen Roma'dan yeni geldin nasıl orası.

- Valla dünya şehirlerinde o konuyu anlattım. 15 marttaki yazımı oku en iyisi.

Bunun daha ileri aşaması blogları numara vermek şeklinde olacak.

- 35

- 20

Konuşmalar belki de böyle gidecek. Bu konu bana Orhan Boran'ın bir fıkrasını anımsattı.

Arkadaşlar kendi aralarında konuşuyorlarmış. Birisi 5 dediği zaman, kahkalarla gülüyorlarmış. Öbürü 10 dediği zaman yine gülüyorlarmış. Adam çocuklara sormuş, neden numara söyleyip, gülüyorsunuz. Çocuklardan biri cevap vermiş, amca biz fıkralara numara verdik. Fıkrayı anlatmaktansa numara söyleyip, hatırlıyoruz ve gülüyoruz. Bunun üzerine adam 15 demiş. Kimseden ses yok. Adam merak etmiş. Peki çocuklar bu fıkra değil mi? Neden gülmediniz. Çocuk cevap vermiş, evet 15 fıkraydı ama sen güzel anlatamadın.

Blogun konusu iyi olsa bile anlatımın da çok büyük önemi var tabii ki.

Benim de aklıma bir konu geldiği zaman, o konunun olgunlaşması için biraz zaman geçmesi gerekiyor. Bazen de o konuyla ilgili araştırma yapılması şart oluyor. Yalnız bir çok kişi önceden keşfetmiştir muhakkak, ben yeni farkına vardım. O blogla ilgili yazının olgunlaşmasının en uygun zamanı uyurken oluyor. Gece o düşünceyle yatarken, bilinçaltı bir şekilde o konuyu olgunlaştırıyor ve sabah kalktığım zaman, klavye başında sanki o konu hakkında sabaha kadar araştırma yapmışım gibi çok rahat bir şekilde yazabiliyorum.

Bir de en çok ilgi çeken konular var tabii. Bunların başında cinsellik geliyor. Bir de o konuyla ilgili blogunuza bir bayan resmi koyarsanız en çok okunanlar arasında en başta oluyor. Dini konular da ilgi çeken ve yorum yapılanlar arasında. Bu yüzden benim ana sayfamda 2 tezat yazı yanyana duruyor. En çok okunan cinsellikle ilgili olurken, en çok yorum yapılan dini konularla ilgili olan yazı. Blog fotoğrafları da tam birbirinin zıddı.

Sonuç olarak en çok okunan ve yorum yapılan bir yazı yazmak istiyorsanız, Temel'in fıkrasındaki formata uygun yazı yazmanız gerekecektir.

Temel bir roman yazmış, editöre gitmiş, bastırmak için.

Romanın adı: Fadime

Editör demiş ki bu roman ilgi çekmez. Biraz merak uyandırman gerekir. Temel peki demiş, romanının üzerinde düzeltme yaparak tekrar editöre getirmiş.

Bu sefer romanın adı: Fadime' ye ne oldu?

Editör bu sefer de, tamam, merak uyandırdın ama bunun içine biraz da cinsellik kat. Temel yine romanı almış, düzeltme yaptıktan sonra tekrar getirmiş.

Yeni romanının adı: Fadime'ye kim tecavüz etti?

Editör tamam güzel gidiyorsun. Şimdi bu romana biraz da dinsel konu kat. Temel peki demiş, romanı bir kere daha düzelterek getirmiş.

Romanın son şekli şöyle olmuş.

Allah, Allah, Fadime'ye kim tecavüz etti?

İyi bloglar yazmak dileğiyle.

 
Toplam blog
: 974
: 3444
Kayıt tarihi
: 16.01.07
 
 

2017 Basın özgürlük endeksine göre 180 ülkeden 155. sırada olan ülkemizde yemek tarifleri  ve tel..