BM kimin evi?..

İsrail'in Gazze'de yaptığı katliam konusunda, ciddi ve samimi tepkiler veren Başbakanımız Sayın Erdoğan, İsrail için, "BM kararlarını takmadığı halde, nasıl BM'den içeri girebiliyor", demiş..

Başbakan'ın bu sözü İsrail sözcüsü Bayan Livni'ye de sorulmuş.. Livni de politik cevaplar vererek geçiştirmeye çalışmış; ne şiş yansın ne kebap cinsinden..

Erdoğan'ın beyhude çırpınışları dünyanın mazlum halkları nezdinde sempatiyi ve minneti mucip olsa da, Birleşmiş Milletler nezdinde bir anlam ifade etmediği aşikar.

Aslında Livni şöyle deseyedi gerçeği açıkça ifade etmiş olurdu: "Sayın Erdoğan, sen neden bahsediyorsun, BM dediğin biz siyonistlerin kurduğu ve amacı da İsrail devletinin kuruluşu ve kollanması olan bir teşkilattır, yani ki bizik kendi evimizdir. Sen kimin evine kimi almıyorsun?.."

İsrail dünyada Birleşmiş Milletler kararıyla kurulan tek ülkedir ve BM'nin aldığı kararları hiç bir şekilde "uygulamayan" tek ülkedir.

Düşünün BM Genel Sekreteri (Bu teşkilatın başkanı yoktur; çünkü daimi başkan İsrail'dir) İsrailde bulunuyorken, İsrail BM binasını vuruyor ve adam ağzını açıp bir kelime edemiyor..

Bir zamanlar Necmettin Erbakan hoca sürekli bir şeyi söylerdi: "Biz İslam Birleşmiş Milletlerini kuracağız.." derdi. Ama pek çok konuda olduğu gibi, Türkiyedeki "İsrail" Hocanın sözlerini alay yollu ifadelerle hafife alıp sulandırarak topluma sunardı.

Bugün, İslam devletlerinin başları "adam" olsalar, düşünecekleri ilk şey bu olacaktır: "Müslümanların kendi Birleşmiş Milletlerini kurmaları.."

Bunun için yapılması gereken ilk şey de tüm İslam ülkelerinin BM'den ayrılarak, BM'nin meşruiyetini reddetmek olacaktır.

Böylece İsrail, yaptığı katliamları "aklayan" uluslararası bir gücü kaybedecektir.

İslam dünyası da her halükarda İsrail'in yanında olan bu "kara siyasa aklama" organından kurtulmuş olacaktır.

İslam ülkelerinin "millet" leri bunu yapmaya hazır da, "devlet" leri bunu yapabilecek cesarete, samimiyete ve iyi niyete sahip midir!..

İşte asıl sorun burada!...