Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Haziran '07

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Bodrum' dan nefret ettim !!!

Bodrum' dan nefret ettim !!!
 

Yukardaki bu basligi gorunce sanirim cogu insanlar cok sasiracaktir. Cunku Bodrum herkesin hayallerinde yasayan, bir gelenin bir daha asla unutamadigi, barlari, denizi, sabahlara kadar eglencesi ile herkesin hayran oldugu bir beldedir. Adina sarkilar ve siirler yazilmistir. Elbette ben herkesin duygularina son derece saygiliyim. Ama insanlarin bilemedigi bir baska yuzu vardir Bodrum'un.. Iste ben Bodrum'dan bu yuzden nefret ettim.!! Hikaye soyle baslar: Uzun uzun dusundukten sonra ailece bir karar aldik ve Bodrum'un Turgutreis beldesine yerlestik. Baslangicta hersey cok guzeldi. Temiz hava, sakin ve telassiz gunler, deniz, tabiatla ic ice olmak vs.. Tabi tabiatla ic ice olurken onun herseyi ile butunlesmek cok buyuk bir keyif.. Agaci, cicegi, cimeni, kuşu, kedisi, kopegi.. Ama yok hayir, burada boyle bir sansiniz yok. Bu belde de kedi, kopek yetistirmek, hatta sokak kopeklerine yardim etmek icin bir lokma kuru ekmek vermek bile yasak.. Burada sokaklarda akil almaz sayida kedi kopek var. Ne yazik ki yazlikcilarin, cocuklarinin simarikliklarina dayanamayip aldiklari uc ay sonra da buradan giderken arkalarinda biraktiklari hayvanciklarla dolu.. Her cins bulabilirsiniz. Van kedisinden Husky'e, Pincher den K9 Alman kurt kopegine kadar. Her nereye baksaniz bambaska bir huzun, baska bir keder.

Bir lokma ekmek bir yudum su icin hayvanciklarin cabalarina duyarsiz kalmak imkansiz.. Ben iste Bodrum'da obur guzelliklerin yani sira bu kederi yasiyorum ve buradan nefret ediyorum !!! Iste asagida okuyacaginiz ve esim tarafindan kaleme alinan hikaye boyle iki sokak kopegine aittir. Bu iki kopek bizim mahallemizin kopekleri.. Deyzi ve Haylaz !! Son derece sevecen, sadik ve iyiler ama ne yazik ki onlara yaptigimiz kucuk yardimlar bile cevre sakinleri tarafindan men edildi. Bununla da yetinilmedi ve bu iki gariban hic bir suclari olmadan Belediye'nin sahipsiz kopekler barinagina kondular. Bu arada Turgut Reis Belediyesini, O korunakta buyuk bir ozveri ile calisan gorevlileri, hekimleri arada sirada oraya ugrayan gonulluleri yurekten kutlamak istiyorum. İyi ki varlar..Zaten o barinagi gorup oradaki insanlari taniyinca uzuntumuz az da olsa hafifledi. En azindan orada tekmeden, tastan, hatta belki de zehirlenmekten uzakta dinleniyorlar. Disardan daha kotu degil ama ozgurlukleri ellerinden alinmis.. Belki detaylari okuduktan sonra neden buradan nefret ettigim icin bana hak verebilirsiniz. Vermeseniz de olur hic olmazsa hislerime saygi duyabilirsiniz. Evet ben BODRUM'dan nefret ettim !!! Tesekkurler..

"HUZURLU BİR GECE (!!!) Mahalle sakinlerinin birçoğu için çok huzurlu bir gece idi 31 Mayis 2007 Perşembe akşamı. Ne de olsa tüm mahellenin huzurunu kaçıran Haylaz ve Deyzi, belediye tarafından alınmış ve köpek bakımevine götürülmüşlerdi. İlgili yerlere başvurulmuş ve netice alınmıştı. Ama inadına gece başka bir köpek gece mahalleye geldi ve gece yarısından sonra uluyup durdu. Tam deniz kenarına inecekken, kapı çalındı. Kapıda adının Mehmet olduğunu sonradan öğrendiğimiz efendiden bir bey duruyor. Bir gün evvel veterineri getirmiştik. Haylazın yaptığı kavgalardan ötürü bir iki yarası vardı. Doktor iğne yaptı ilaç verdi, garibim orada yatmış dinleniyordu. Mehmet Bey, bu köpek sizin mi diye sordu. Hayır dedik ama biz bakımını yaptırıyoruz, yemeğini veriyoruz. Mahalleden şikayet var, köpeği gözetime almamız gerek dedi. Tedavilerini ve aşılarını yapıp daha sonra aldığımız yere bırakacağız dedi. Yok vermiyoruz deyip tutabilirdik ama bu Haylaz’ı onu istemeyen mahalleli sakinleri için bir hedef haline getirebilirdi. Köpekler bahçelere zarar veriyormuş dedi. Aldılar arabaya, götürdüler Deyzi ile birlikte. Biz de arabaya atladık takıldık peşlerine. Yolda durup 20 kg lık bir mama ve kap aldık. Turgutreis’in hemen çıkışında bir yerleri var. Belli yeni yapılmış ve temiz. Bir iki belediye görevlisi var bir iki gönüllü de arada bir de olsa gelerek temizliğe falan yardım ediyorlar. Bunlardan biri de esas mesleğinin sanatçı olduğunu öğrendiğimiz Müge Hanım. Devamlı gelen veteriner var, aşı, kısırlaştırma ve bakım yapıyorlar.

Her şeyden evvel Turgutreis Belediyesi’ne, bu dünyada bizim dışımızda da yaşayan canlıların olduklarını kabul etmeleri ve onların gerçekten barınabilecekleri bir mekan yaratmış oldukları için teşekkür etmek isterim. Elbet eksiksiz değil, belki bir iki görevli daha olsa daha iyi olur. Ancak gerçekten eksikliği hissedilen temizlik ve dezenfekte malzemeleri ve elbet yiyecek. Şimdilik bulabildikleri ile idare ediyorlar. Yiyeceği, ya bizler gibi ziyaretçilerden ve hipermarketlerin günü geçecek yiyecek malzemelerinden temin ediyorlar. Ne yazık ki çevre halkı o kadar duyarlı değil ve fazla yardımcı olamıyorlar. Her insanın hayvan sevemeyeceğini her ne kadar da anlayamıyorsam da, artık kabul ediyorum. Ama durup duran köpeğe taş atmalar, tekme atmalar hiç kabul edebileceğim şeyler değil. Kabul etmeyip de ne yapıyorum ? Hiç. Çok üzülüyorum. Bir de buralarda bu tip olayları daha çok görüyorum. İstanbul kalabalıktı belki ondan gözüme çarpmıyordu. Hayvan hakları için üzücü bir bölge burası. Özellikle yazlığa gelenler çocuklarının vır vırını kesmek için bir yavru alıyorlar ve yaz sonunda da sokağa bırakıp gidiyorlar. Yollarda boxerlar, huskieler, pincherler kol geziyor.

Elbette diğer sokak köpekleri ile birleşmelerden ortaya çıkmış bir çok kırma var. Ama inanılmaz derecede sevimliler. Haylaz ve Deyzi’de bu son türden. Ama inanılmayacak derecede insancıl ve sevgiye muhtaç. Birini severken öbürü elinin altına kafasını sokuyor beni de sev diye. Geldiğinizde sokağın başından karşılıyor, ve eve kadar geliyorlar. Giderken de sokağın sonuna kadar refakat ediyorlar. Ama sade bize değil, kafalarını okşayan her bir mahalle sakinine aynısını yapıyorlar. Baş okşayanların çoğunun yabancı uyruklu olması da dikkat çekici. Bazen şaşırıp başlarını okşamayanlara da aynı tezahüratı gösterip, atılan bir taştan veya tekmeden nasiplerini alıyorlardı. Bize temizliğe gelen Hatice’yi ilk gördüklerinde, evin merdivenini çıkmasına müsaade etmemişler. Biz kapıyı açıp içeri aldık. Bir sonraki gelişinde hiçbir şey yapmadılar. Hatta akşam, Hatice işini bitirip çıkınca, eve gitmek için bineceği dolmuşun durağına kadar götürmüşler. Ve bu iki şahsiyet, özellikle buradaki site sahibi birinin ve bazı kiracılarının şikayeti ile toplatıldı.

Sebep: Ben Mehmet Bey’in yalancısıyım, dediğine göre daha önce de yazdığım gibi köpekler bahçelere zarar veriyor diye şikayet edilmiş. Mahallenin neşe kaynakları olduğuna inandığım ve çok sevdiğim Haylaz ve Deyzi şu anda bir kafesin içerisinde, hem de neden orada olduklarının sebebini bilmeden, anlayamadan öylece kalıyorlar. Diyemiyorum ki siz köpeksiniz ve sizi aralarında görmeye tahammül edemeyenler var. Suçunuz köpek olarak doğmanız. Ve bu iki şahsiyet, özellikle buradaki site sahibi birinin ve bazı kiracılarının şikayeti ile toplatıldı. Sebep: Ben Mehmet Bey’in yalancısıyım, dediğine göre daha önce de yazdığım gibi köpekler bahçelere zarar veriyor diye şikayet edilmiş. Diyemiyorum ki siz köpeksiniz ve sizi aralarında görmeye tahammül edemeyenler var. Suçunuz köpek olarak doğmanız. Sonuçta, yarın veya en geç öbür gün bir yol bulup Haylaz ve Deyzi’yi barınaktan çıkartacağız. İlk etapta bir köpek oteline konacaklar, sonra yaşantılarına en iyi şekilde devam edebilecekleri bir imkan sağlamaya çalışacağız. Ama bitmiyor. Bu kadar satırları yazmamın sebebi sadece kızgın ve üzülmüş olmam değil. Bu ve diğer 100 kadar güzel şey için yazdım bu satırları. Haylaz ve Deyzi çıktıktan sonra dahi ben her fırsatta barınağa gideceğim. ve imkanım yettiğince mama—temizlik malzemesi götüreceğim. " GÖRDÜNÜZ MÜ, BEN BODRUM'DAN NEFRET ETTİM !!!..
(Not:Bu yazı daha evvel yayınlanmış ve yanlışlıkla silinmiştir)

 
Toplam blog
: 11
: 1278
Kayıt tarihi
: 29.11.06
 
 

Istanbul'da dogdum, lise ve universiteyi yine Istanbul'da bitirdim. Gazetecilik, TV, Basin Yayin ..