Bodrum'da mandalinalar yerde.

Bu kışı  Bodrum'da geçirmeye karar verdik. İstanbul'un trafiğinden, inşaat karmaşasından , kalabalığından uzak ağaçlar, kuşlar, şu ana kadar açmaya devam eden begonviller arasında yaşamak daha cazip geldi eşimle bana.

 Evimizin önünde taa dağlara kadar uzanan ağaçlık bir bölge var. Tamamen mandalina ağaçları ile kaplı harika bir yer. Bahar aylarında mandalinalar çiçek açtığında kokusundan duramıyoruz bahçemizde.

 Bu sabah bahçemde dolaşırken dikkatimi çekti. Komşu bahçemizde bütün ağaçların üzeri silme mandalina dolu. Arada eşim bir kaç tane gidip koparıyor yememiz için.Zaten biz koparmasak yerlere dökülüyor zavallı mandalinalar. Kokulu , enfes Bodrum mandalinası bunlar.

 Bahçe sahipleri toplamıyorlar mandalinaları. Sadece bizim komşu bahçede değil, civardaki tüm bahçelerde durum aynı. Geçerken çöp konteynerlerına bakıyorum, Çöpler silme mandalina dolu, Hani ezik ve çürümüş değil bu çöpteki mandalinalar. Al Bağdat caddesindeki manavda kilosu 5 liradan sat.

 Neden toplamıyorlar bu mandalinaları diye düşünenler olabilir.Ulaşımın bu kadar geliştiği bir devirde bu mandalinaları toplamak, büyük şehre ulaştırmak, satmak veya meyve suyu fabrıkalarına vermek zor değil. Ama yapılmıyor.

 Bizler Bodrum'da oturanlar mandalinaya doymuş durumdayız. Bir insanın  yiyeceği meyvenin da bir sınırı var. Herkesin evinde sepet sepet mandalina. Her gelene mandalina ikram ediliyor. 

 Bahçe sahipleri bu ürünü toplatmanın ve satışa göndermenin değmediğini söylüyor ve bu mandalinaları toplamıyorlar. belki onlar da haklı. Gündeliği 50 liraya toplama elamanı tutacaksın, kasalayacaksın, ulaşım masrafı vereceksin ve yok fiatına aracıya satacaksın. Zira bu ürünlerde üretici pek para kazanmıyor. Arada Migros , Kipa gbi büyük marketler bahçe kapatıyor ve tüm ürünü alıyor,O zaman tüketici düşük fiatla mandalina yeme imkanına sahip oluyor.

 Bu durumda bahçe sahipleri para getirmeyen mandalina ağaçlarını kesip bu güzelim yerleri imara açıyor ve kısa zamanda blok blok tatil evleri ile doluyor bu canım bahçeler.

 Sonra insanlar bu tarım ülkesinde yurt dışından ithal edilen abuk meyveleri fahiş fiatlarla alıp yemek zorunda kalıyor.

 Şimdi benim en büyük korkum  hergün gördüğüm bu harika mandalina bahçesinin bir anda bir tatil sitesine dönüşmesi. O harika mandalinalardan, çiçeklerinin kokusundan uzak kalmak,aynen kaçtığım İstanbul'daki gibi kalabalık ve gürültünün içinde yaşamaya mahkum olmak çok korkutucu. 

 Bu gidişle sonunda korktuğumuz başımıza gelecek ve biz bu güzel mandalinalardan mahrum olacağız.

 İyisi mi ben şimdi kalkıp topladığım mandalinalardan bir mandalina reçeli kaynatayım. Kimbilir belki bir gün bulamayız bu reçeli