Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Haziran '12

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Boğasım var

Boğasım var
 

konuyu uygun fotoğraf bulamama sıkıntısından mütevvellit


Toplu taşıma araçları, sokaklar, bilimum, hasbelkader birada olmak zorunda olduğun insan grupları içerisinde;

Cakada cukada, geviş getire getire, ağzını yaya yaya, vıç vıç vıç vıç, çat çat çat sakız çiğneyenlerin, ağzını büzesim,

Yolda yürürken üstüne üstüne yürüyüp sen çekildiğin halde bir omuz geçirip, buna tepki gösterdiğinde de sen suçluymuşsun gibi hödüklüğüne hödüklük katanların gırtlaklarını sıkasım,

Yemek yedikten sonra ya da yemeden dahi dişlerinin arasındaki bir nesneyi! çıkartmak için o kopasıca diliyle dökülesice dişleri arasında cıkkhh vııckkh diye durmadan ortalığı inlete inlete o iğrenç sesleri çıkartanların dişlerini teker teekkkerr kerpetenle sökesim,

Bağara çağara, otobüse bindiği andan inene kadar hiç durmamacasına telefonla konuşanların, çenelerini kilitleyesim, dillerini bağlayasım, dudaklarını dikesim,

Şakada şukada, tanelerine taklalar attıra attıra tespih çekenlerin parmaklarını birbirine dolayasım

O cebindeki bozuk paraları vırç vırç, gırç gırç, şık şık şık şık döndüre döndüre şakırdatanların parmaklarının arasına o paraları bireeer bireeeer yerleştirip mengeneyle sıkasım

VAAARRRR

Evet bütün bu uyuzluklara karşı içimde bir şiddet var yapıyor muyum tabi ki hayır. En fazla yaptığım önce burnumdan soluyup ters ters bakmak sonra o an ki ruh halime göre ya sakin sakin, kibar kibar uyarmak karşıdan gelen tepkiye ya da tepkisizliğe göre sonra canavarlaşmak ya da en baştan “napıyosuuun” diye dalmak.

Elimde değil çok gıcık oluyorum çok, bir tek ben miyim bilmiyorum. Bende mi bir manyaklık var bilmiyorum ama acayip deli oluyorum.

O yüzden dışarıda otobüste motobüste kavgalarım çoktur… Annem her evden çıkışta “aman kızım kimseyle kavga etme zaman kötü” diye uyarmak zorunda kalır. Kavgacı bir insan mıyım? Hayır, değilim. Ama bir haksızlığa bir saygısızlığa bir de bunlara dayanamıyorum. Aslında dayanılamayan çok şey var da..

Misal;

Bir gün bir hastanenin kafeteryasında oturmuş çay ve poğaça eşliğinde tahlil sonuçlarımı bekliyorum. Küçücük olan kafeterya hıncahınç dolu, hatunun şirreti, yellozundan biri yanındaki başka bir aynı modelle omzunda şu çuval gibi çantalarla arkamdan geçerken başıma küt diye çarptı. Şöyle baktım “hadi sus Ümit, ses etme” dedim kendi kendime. Dakikalar geçmedi tekrar geçti arkamdan ve yine küt diye çarpmaz mı. Tam o sırada çayımdan bir yudum almakta olduğumdan az kalsın boğuluyordum. Kibar bir günümdeydim. “Lütfen biraz dikkatli olur musunuz ikidir çarpıyorsunuz kafama kafama boğulacaktım az kalsın” dedim, volümü gittikçe artan bir ses tonuyla.

Ne dese beğenirsin/beğenirim

“Hastanedeyiz merak etme bişey olmaz”

Allaaaaaaaaaahhh sen misin öyle diyen (o çantanın o kulplarını, o saplarını boynuna dolayıp sık gırtlağını orada kalsın cinnet fantezileri geçerken zihnimde) açtım ağzımı yumdum gözümü. Kendime geldiğimde bütün kafedeki gözler bana bakıyordu aval aval. ”ne bakıyorsunuz” diyesim geldi, geçti, içimde dolaştı. Demedim.

Bir gün de yine dolmuşla bir yerden bir yere gidiyorum (haliyle), yan koltukta bir kadın, ama nasıl bir sakız çiğnemek. Sanırsın birazdan alt çeneyle üst çene o vücuttan yüzden ayrılıp kendi başına bağımsız kız kaçıran hava fişekleri gibi fırlayıp kaçacak. Şöyle bir baktım breh brehhh nasıl başarıyor bunu diye. Oralı olmadı.

Dayanamadım “biraz sessiz çiğneyebilir misiz şakırtınız tüm dolmuşu aldı götürdü" dedim.

“Ben ses çıkarmıyorum ki, sessiz sessiz çiğniyorum” dedi. Ben gözlerimi su bardağı dibi kıvamında açmış ne denir buna diye şaşkın şaşkın bakarken. “bir saattir beni izleyip duruyorsun, işine bak” demez mi. Bir kere baktım ve kafamı çevirdim bana diyor ki bir saattir beni izliyorsun. Ne dedim bilmiyorum ama bir süre o bana bir laf söyledi ben ona.. Sonra sustum ne denir ki böyle zihniyetteki insanlara daha fazla. Kaderin bu kadar da olmaz, şansa bak cilvesi, dönüşte de beni aynı kadınla dolmuşa bindirmez mi beni. Sen misin sinir olan “al sana al sana” der gibi. Hala aynı şekilde sakız çiğniyordu. Çeneside mi ağrımaz insanın yahu……

Velhasıl ne saygımız var birbirmize ne tahammülümüz, ne insanlığımız. Evindeyken ne yapıyorsan yap başkalarını rahatsız etmeye ne hakkın var. Ama hak olarak görüyorlar kendilerine, başkalarının hak olarak gördüğü şey senin haksızlığın oluyor.

Bilmiyorum ben mi çok abartıyorum ama dayanamıyorum napiiim!!  

 
Toplam blog
: 78
: 874
Kayıt tarihi
: 03.10.08
 
 

Yaş olarak 35 dolaylarında, bir arkeoloğum. Çoğu zaman eksileri artılarından fazla da olsa mesleğ..